Cadde Yurtdışındaki sessiz temsilcimiz...

Yurtdışındaki sessiz temsilcimiz...

18.03.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Avusturya’da öğrenci olarak başlayan macera, 10 yıl sonra Nim Sofyan adlı grupla karşımıza çıkarıyor Alp Bora’yı. 26-29 Mart tarihlerinde bizlerle buluşmak üzere Türkiye’de

Yurtdışındaki sessiz temsilcimiz...

 Nasıl başladı bu macera?

Haberin Devamı

2004 yılında Nim Sofyan Avusturya da 185 grubun katıldığı bir yarışmada Dünya Müzikleri ve Seyirci ödülünü aldı. Bize en büyük destek de bu ödüller oldu ve her şey böylece başladı. 

“Nim Sofyan” adının anlamı nedir?

Nim Sofyan Farsça kökenlidir ve Türk Musikisi’nde iki dörtlük usule verilen addır.

Bu gruptan önce ne yapıyordunuz?

Konservatuvarda okurken birçok yan işim oldu ama gönlüm hep müzik yaparak yaşamaktan yanaydı. O yüzden mecbur kalmadıkça başka bir iş yapmadım. Yıllarca en önemli gelir kaynağım sokak müzisyenliği oldu, irili ufaklı müzik gruplarında çaldım, tiyatro müzikleri yaptım.
İlk seyirci önüne çıktığımda 15 yaşındaydım. Tabii bu ilk başlarda “bu piyasada” olmak boyutlarında denemez. Eylülde 32 yaşıma basıyorum ve nerdeyse 17 yıl olmak üzere aktif müziğe başlayalı.

Haberin Devamı

Yaşadığım en büyük zorluk, önyargılardı

Yurtdışında böyle bir başarı elde etmek zor ve uzun bir süreç gerektirmektedir. Bu süre içinde karşılaştığınız zorluklar oldu mu?

Yaşadığım en büyük zorluk karşılaştığım önyargılar oldu. O günler geride kaldığı için çok mutluyum.

Bugüne kadar müzik hayatınız içinde sizi en çok heyecanlandıran gelişme ne oldu?

Grubum 2005 yılında Avusturya Dışişleri Bakanlığı tarafından bakanlığın resmi elçisi seçildi. O günden beri de bakanlık bizi Avusturya dışında çeşitli konserlere gönderiyor. Bu benim ve grubun hayatında bir dönüm noktası oldu.

Müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Albümdeki bütün sözler ve besteler size mi ait?

Öncelikle hepimiz caz okuduk ve etnik müziklere meraklıyız. Hem kendi bestelerimiz hem de anonim parçalar. Ağırlıkla Anadolu ve Balkan ezgilerini derliyoruz. Düzenleme yaparken dikkat ettiğimiz en önemli şey hep bir arada olmamız. Benim için her biri çok değerli müzisyenler ve en üretici halimiz hepimiz bir aradayken oluyor. Kendi bestelerimi ya da aranjmanlarımı yaparken ama yüzde yüz yalnızlığa ve sessizliğe ihtiyacım var.

Grup dışında bireysel olarak yürütmekte olduğunuz farklı bir çalışma var mı?

Ekim ayinda kendi ismimle Anadolu ezgilerini yaylılarla yorumladığım bir albüm yaptım. Uzun zamandır planladığım bir projeydi. Ayrıca bu sene sessiz film müzikleri yapacağım bir proje de çalışmaya başlıyorum. Ben de bilmiyordum. Sessiz film dönemlerinde sinemalarda orkestralar çalarmış. Çok severek çalıştığım bir proje.
Filistinli udi arkadaşım Marwan Abado ve Yunanlı buzukici arkadaşım Marios Anastassiou ile yoğunluk olarak Akdeniz Müzikleri çaldığım bir üçlüye dahilim. Dönem dönem tiyatrolarda muzik yapıyorum ve de solo konserler veriyorum. Kisa bir süredir de Viyana da yapılan Orient temalı “Selam Orient”  Almancasıyla “Salam Orient” isimli uluslararası bir festivalde de çalışmaya başladım.

Haberin Devamı

Bülent Ortaçgil ile sahneye çıkmak isterdim

Konser programınız nedir?

Nim Sofyan senede aşağı yukarı 40 konser çalıyor. Çoğunlukla uluslararası festivaller. Genellikle Avrupa ülkelerinde; Almanya, İsviçre, Slovenya, Polonya, Belçika, İngiltere, Sırbistan ilk aklıma gelenler. Avrupa dışı ilk konserimiz geçen sene Ağustos ayında Tunus’ta oldu. Şu ana kadar en ilginç teklifler Meksika ve Malezya’dan geldi. 26 - 29 Mart tarihlerinde de ilk defa Türkiye’ye geleceğiz.

Haberin Devamı

İlk defa Türk dinleyicisiyle buluşmak nasıl bir duygu?

Bu bizim Türkiye’deki ilk konserimiz olacak. İlerdeki en büyük hedeflerimden biri de daha sık gidip gelmek. Menajerimiz ve Avusturya Kültür Ateşeliği çok yoğun ve başarılı bir çalışma sergiledi ve elden gelen her şey yapıldı. Umarım bir tekrarı olur.

Beraber sahneye çıkmayı hayal ettiğiniz bir isim var mı?Çok, Türkiye de bulunanlar arasinda ilk aklıma gelenler Bülent Ortaçgil, Arto Tunçboyacıyan, Göksel Baktagır, Orhan Osman...