Pazar 10 yıl sonra kaza günü

10 yıl sonra kaza günü

19.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Lady Diana'nın ölüm haberini almamın üzerinden yaklaşık 10 yıl geçti. İşte Paris'te yaşayan bir gazeteci olarak o güne ilişkin anılarım...

10 yıl sonra kaza günü

Uyku sersemliğiyle ilk refleksim, sanki önceden bilmek görevimmiş ama habersiz yakalanmışım da, "Kazadan haberim olmadığı gibi, Diana'nın bir gün önce Paris'te olduğunu bile bilmiyordum" demek oldu. On iki gün sonra tam 10 yılı dolacak. Tarih 31 Ağustos 1997 ve günlerden pazardı. Alışılagelenden çok daha erken bir saatte telefonum çaldı. Ev sakinlerinin uyanmaması için yataktan fırladım. Karşımda Power FM radyosunun haber editörü arkadaş. Lady Diana'nın Paris'te trafik kazasında yaşamını kaybetmesi nedeniyle Cem Ceminay'ın benimle telefon bağlantısı yapmak istediğini duyurdu. O kadar kısa sürede bilgi toplayabileceğimden emin olmadığımı da belirtmeyi ihmal etmeksizin 15-20 dakika süre istedim. Televizyonun düğmesine basar basmaz, hemen tüm kanalların sabah canlı yayında olmasından işin ciddiyetine çabucak vakıf oldum. Bu konuda önceden tek bildiğim husus Diana'nın Galler Prensi Charles'tan boşanmış olduğuydu. İki çocukları olduğunu da büyük olasılıkla biliyordum. O güne kadar kenarından bile geçmediğim birçok şeyi 10 dakika içinde öğrendim. Örneğin Dodi diye biri olduğunu duymamıştım. Diana'nın Dodi ile çıktığından da haberim yoktu. Dodi'nin İngiltere'de iş tutan ve zengin olan Mısırlı milyarder Muhammed El Fayed'in oğlu olduğunu, baba El Fayed'in, bir zamanlar yazar Ernest Hemingway'in de aralarında bulunduğu sosyetik Amerikalıların kalmalarıyla tanınan meşhur Ritz Oteli'nin sahibi olduğunu da bilmiyordum. Sabah sabah canlı yayın O anda öğrendiğim bütün bu arka plan bilgilerle söze girip, "devamlı müsekkin kullanan ve alkol bağımlısı Ritz Oteli koruma şefi mösyö Paul'un kullandığı ve içinde paparazzilerden kaçmak isteyen Diana'yla Dodi'nin bulunduğu Mercedes marka otomobilin, 160 kilometre hızla Iena Köprüsü'nün yanındaki yeraltı geçidinin taşıyıcı sütununa çarptığını" söyledim. Dodi olay yerinde can verirken Diana koma halinde hastaneye kaldırılmıştı. Zamanın sosyalist İçişleri Bakanı Jean Pierre Chevenement, sabahın erken saatlerinde Lady Di'nin hayatını kaybettiğini kamuoyuna duyurdu. İçişleri Bakanı duyurmuştu Bütün bunları televizyon canlı yayın bültenlerinden duyduğum haliyle naklederken, Mercedes'in 160 kilometre süratle direğe çarpması Cem Ceminay'a yetti, başka bilgi vermeme gerek kalmadı: "Vay be! 160 kilometre. Demek ki, yerli araba olsa, arabanın içindekiler teşhis bile edilemezdi" diyerek topu aldı ve uyku sersemi konuşmayı sürdürmekten beni kurtardı. Power FM radyosunun peşinden birçok TV kanalı arka arkaya bağlantı kurmak için telefon etti. Canlı bağlantı öncesi giriş cümlelerinin tümü, paparazzi mesleğine dönük, o ana kadar hayatımda hiç duymadığım kin ve nefret dolu suçlamaları aktarıyor, çoğu kez de dünya kamuoyunda yükselmeye başlayan bu tip suçlamalara tercüman oluyordu. Cem Ceminay'ın yorumu Motosikletleriyle Mercedes'i izleyen, aslında paparazzi olmayan ajans muhabiri yedi basın mensubu fotoğrafçı, hatırlanacağı gibi sorguya çekilip mahkemeye çıkarıldı. O sırada kalabalıkların eline geçseler linç bile edilebilirlerdi. Zaten medyatik linç gerçekleşmedi denemez. O kadar ki, önemli olaylarda resim çekebilmek üzere ellerinde koca kameraları ve teleobjektifleriyle herkesi itip kakan foto muhabirlerine o güne kadar sinirlendiğim halde onları ateşli bir şekilde savunmaya koyuldum. Haklarında takibat açıldığı hususu Türkçeye yanlış tercüme edilerek mahkemece tutuklandıkları bile haber oldu. İki gün sonra rahmetli İsmail Cem, Dışişleri Bakanı olarak üç günlüğüne Paris'i ziyaret etmişti. İki olayı birden izlemeye çalışırken bir keresinde paparazzi karşıtı furyaya çok kızmama rağmen yanlış bilgi verdiğimi, teyit edemeden mahkemece tutuklandıklarını bildirdiğimi hâlâ utanarak anımsıyorum. Günlerce bu kadar ağır saldırılara uğrayan yedi foto muhabiri, yukarıda da belirttiğim gibi paparazzi değildi. Paparazzi kimsenin edinemediği ünlü görüntülerini çekebilmek üzere pusuya yatıp çalıntı görüntü peşinde koşanlara denir. Oysa bu arkadaşlar büyük ajansların görevlendirdiği nöbetçi foto muhabirleriydi ve mesleklerini son derece yasal bir şekilde yerine getiriyorlardı. Paparazzi linç edilebilirdi Daha sonra haklarında açılan davanın sonucu pek kimse merak etmedi. Olaydan üç yıl sonra tümü "ceza davası"ndan aklandı. Oğlu Dodi'ye ve kendi iddiasına göre "müstakbel torununun annesi olacak" Diana'ya karşı suikast düzenlemekle İngiliz gizli servislerini suçlayan ama suçlamalarını doğrulayacak kanıt getiremeyen Muhammed El Fayed üç foto muhabiri aleyhine "hukuk davası" açtı. Oğlunun kaza yerindeki cesedinin fotoğraflarını çekip yayımlayan bu üç foto muhabirini 1 avro manevi tazminata mahkum ettirdi. Yani o günlerde yapılan şiddetli medyatik saldırıların hukuki karşılığı 1 avro manevi tazminat. Lady Diana fenomeninin ciddiyetine tam anlamıyla 36 yıllık kısa yaşamının son gününde vakıf olabildiğimi itiraf etmeliyim. Gizli servis parmağı iddiası