Pazar ‘Adeta kulüp değil, sosyal rehabilitasyon merkezi’

‘Adeta kulüp değil, sosyal rehabilitasyon merkezi’

11.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Parti gurusu’ adıyla tanınan Didem Özgen yeni açtığı kulüp Rehab’i ‘kendini rahat hissedenlerin mekanı’ olarak tanımlıyor

‘Adeta kulüp değil, sosyal rehabilitasyon merkezi’

Didem Özgen gece hayatını sevenlerin yakından tanıdığı bir isim. Aynı zamanda Power FM’deki sabah programı “Morning Team” ekibinin bir parçası. Daha önce menajerlik ve işletmecilik de yapmış olan Özgen son yıllarda kendini ‘partilemeye’ vermiş durumda. İstanbul gece hayatının ses getiren partilerini ve lansmanlarını o yapıyor. Öyle ki ‘parti gurusu’, ‘parti profesörü’ olarak anılıyor. 13 yaşından beri dışarı çıkmayı ve dans etmeyi çok sevdiğini söyleyen Özgen, yaptığı iş için “Hani derler ya hobimdi işim oldu, benimkisi de aynen öyle” diyor. Özgen’le bir araya gelmemizin sebebi ise bu hafta İstanbul gecelerinin nabzını tutan parti insanlarının köşelerinde sözünü ettiği Meşrutiyet Caddesi’ndeki yeni mekanı Rehab.
Mekanın açılışına saatler kala hazırlıklar henüz bitmemiş durumdaydı ama Özgen “Bu zaten benim ritüelimdir, mekan bitmeden arkadaşlarımla açılışı yaparız” diyor. Geçtiğimiz cuma günü arkadaşlar arasında bir parti düzenleyerek bu geleneğini bozmuyor. Büyük açılış için de ertesi gece seçilen Rehab’in yaratıcı ekibinde “Richie Rich” partilerinden tanıdığımız Mert Vidinli de olunca İstanbul gece hayatının önde gelen kulüplerinden biri olması kaçınılmaz gibi görünüyor. Özgen’le terapi niyetine gidilecek mekanı Rehab’i ve tabii ki parti trendlerini konuştuk.

Haberin Devamı

* Rehab nasıl bir mekan olacak?

Burası aslında bir sosyal rehabilitasyon merkezi. İyi halde olan bir şeyi zamanla bozulunca rehabilite edip tekrar eski haline döndürüyorsun. İstanbul gece hayatında da insanlar “Canımız sıkılıyor, dışarı çıkmak istiyoruz ama eğlenebileceğimiz güzel bir yer yok. Eskiden ne kadar çok eğlenirdik” diyor. Hâlâ 10-15 sene öncesinin kulüplerini sayıklarlar. Biz o temadan yola çıkarak eskiden eğlendiğimiz gibi eğlenebileceğimiz, son dönem trendlerini yıkacak yeni bir yer yaratıyoruz şu anda. Sadece gece kulübü niteliğinde bir mekan, yemek yok. Şimdilik 11 civarı açılan, sabah 5 civarı kapanan bir dans kulübü.

* Ne tür müzikler çalacak?

Sadece yabancı müzik olacak. House müzik çalan, aynı zamanda radyo hitlerinin de çaldığı, insanların sevdiği 80’ler müziğinin yeni house versiyonlarının da olduğu bir mekan olacak. Aslında bütün hayatları boyunca orada burada duydukları, onları mutlu eden müzikleri karma bir şekilde burada bulacaklar.

‘Dans etmek de bir rehabilitasyon türü’

* Kimler gelirse buraya çok iyi vakit geçirir?

25-50 arası burada eğlenir. Kendini rahat hisseden, dans etmek isteyen, kasmadan eğlenmeyi seven herkes eğlenebilir. Giyin süslen sonra bir köşede içkinle dur, biz bunu sevmiyoruz. Bu ‘gece çıkmak’ değil. Rehabilitasyonun olayı bu zaten. Dans edersen mutlu oluyorsun. Mesela Hindistan’da dans terapisi uyguluyorlar. Bağıra bağıra şarkı söyletiyor ve dans ettiriyor sana, bu da bir rehabilitasyon tarzı.

* İçki menünüzde neler var?

İnsanlara hiç içmediği içkiler içirmek istiyoruz. Mesela Sultan Süleyman’ın bir tarifini bulduk. Bütün padişahların kendilerine özel şifa bahçeleri varmış; buradaki otlar kaynatılır güçlü kuvvetli olsunlar diye içirilirmiş. Sultan Süleyman’ın iksirini kaynatıyoruz, bu iksiri alkolle karıştırıp servis ediyoruz. Rehab ismi Amy Winehouse’dan dolayı konmadı aslında ama onunla o kadar bağdaşmış bir şey ki Amy’yi anmadan olmazdı. “Amy kokteyl”i Amy’nin ruhuna yakışır bir şekilde biraz sert bir kokteyl tabii. Retox diye bir kokteylimiz var. Çok kalori alıp, vücudu şaşırtıp metabolizmayı hızlandırıyoruz. Enerji veriyoruz ve dans performansınızı artırıyoruz. Fiyatları 25 TL’den başlıyor.

‘Gerilla partiler olacak, mekanı altüst edeceğiz’

* Özel etkinlikler, partiler de olacaktır mutlaka...

Burası bayağı sürprizli bir yer. Bir gün geldiğinde sahne kurulmuş olabilir ve canlı performans izleyebilirsin. Bir gün Amerika’dan bir DJ gelmiş olabilir. Bir gün gelirsin, Mert (Vidinli) bütün arkadaşlarını doldurmuş bir parti yapıyordur. Bir gün elinde kokteylle bütün bu duvarlarda sanat eseri seyrederken de bulabilirsin kendini. Gerilla partiler olacak, mekanı alt üst edeceğiz. Çarşambaları mesela Oben Budak günü, Happy Tunes diye bir konsepti var. Cumaları Tracy Kohen’in günü. Onun sloganı duvara bile taşındı, “Shhh don’t talk just dance” yani “Sus konuşma, sadece dans et”. Cumartesileri benim günüm, sürprizli bir gün olacak, daha çok yabancı DJ’lerin olduğu bir gün. Bir gün bir bakmışsın ben çalıyorum. Çarşamba, cuma, cumartesi açık olacağız.

* Neden böyle tercih ettiniz?

Şu anda pazartesi, salı, perşembe günleri organizasyonlara kiralanan bir mekan olsun istedik. Çünkü mekanın durumu çok uygun bunun için.

Haberin Devamı

“Ulaşamayacağımız DJ yok”

Haberin Devamı

* Son parti trendleri neler?

Yurtdışından DJ getirme trendi devam ediyor ki bunu da biz Mert’le birlikte başlatmıştık üç-dört sene önce. Yurtdışındaki çok hip kulüplerin resident DJ’lerini getiriyoruz. Belki siz onun adını bilmiyorsunuz ama Londra’ya gittiğinizde en hip kulüpte onun müziğiyle eğleniyorsunuz. Oralarda eğlenmeye gittiğimiz zaman onlarla tanışıp arkadaş oluyoruz ve onları buraya davet ediyoruz. Dünyada ulaşamayacağımız herhangi bir kulübun DJ’i mevcut değil.
O kadar iddialı konuşuyorum. Müzikte de agresif sound’lar yok oldu. Mutlu müzikle eğlenmek istiyor insanlar. Tech house, deep house, techno dediğimiz müzikler yok oldu.

* Siz eğlenmek için hangi mekanlara gidiyorsunuz?

Ben hâlâ Ulus 29’a gidiyorum mesela, klasiktir orası. Nişantaşı Koridor’a gitmeyi seviyorum. Onun dışında Bej’e gidiyorum.

Haberin Devamı

“Dekorasyonda yeni Beyoğlu’nu yansıttık”

Haberin Devamı

Sami Savalı: Biraz 80’lerden yola çıktım. Onun içine biraz Beyoğlu karıştırdık. Bir parça eklektik bir durum yaratmak istedik. Mesela cam tuğla kullandık, eskiyi anımsatan bir şeydir. Biraz endüstriyel şeyler kullandık, kasap perdeleri, kepenkler gibi. Pirinç aplikler gibi daha rafine malzemeler de kullandık. Bunların hepsini karıştırdık. Yeni Beyoğlu bu. Bir de sokak sanatı kullandık. Beyoğlu bu sanatın en aktif olduğu yer. Mohikan Airbrush isimli bir sokak sanatçısıyla anlaştık ve sokak sanatını da mekana taşımış olduk. Orası bir tuval gibi, zaman zaman değişecek.
Didem Ö.: Bir de Banksy’yi bekleyen bir duvarımız var, bence olay. Ben yaptım orayı. Hayatımın en büyük ‘secret’ını yaptım (gülüyor). Banksy dünyayı dolaşıyor biliyorsun, belki bir gece gelir, o duvara bir fare kondurur ve ben aklımı kaçırırım.