Pazar Agora Meyhanesi’nde doğan resimler

Agora Meyhanesi’nde doğan resimler

24.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Balat’taki, şarkılara konu olmuş, ünlü Agora Meyhanesi artık bir sanat atölyesi. Ama hâlâ şarabını alıp “Eski günleri yad edelim” diyerek ressam Yahya Bağcı’nın kapısını çalanlar var

Agora Meyhanesi’nde doğan resimler

Günümüz Türk resminin farklı renklerinden biri olan Yahya Bağcı, evlerin baş tacı olan vitrinleri sanat galerisine, Art On İstanbul’a taşıdı. Bağcı kristal çay takımlarının, fotoğrafların, dantellerin özenle dizildiği vitrinleri tuvaline taşıyor ve bunları ‘kayıt dışı müzeler’ olarak tanımlıyor. Bu tanımı yapmasının nedeni, her bir vitrinin o ailenin geçmişini, politik ve ekonomik durumunu ortaya koyduğuna inanması.
Bağcı’nın yarın sona erecek sergisinde aynı zamanda bir diğer ilgi alanını da görüyoruz. Sanatçı gerçeklik ile yanılsama arasındaki ilişkiyi ele alıyor resimlerinde. Bunu da yansıtma özelliğine sahip olan kadehleri, misketleri resmederek yapıyor.
Yahya Bağcı, tüm bu ‘özel’ işlerini şarkılara, filmlere
konu olan o ünlü Agora Meyhanesi’nde üretiyor.
Yıllar önce kapanan Agora Meyhanesi, Bağcı’nın sayesinde bu kez bir resim atölyesi olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçı ile hem resimlerini hem de Agora Meyhanesi’ni konuştuk...

Atölyeniz ünlü Agora Meyhanesi. Ne zamandır burada çalışıyorsunuz?

Temmuzda iki yıl olacak. Gazeteci arkadaşım Ersin Kalkan’ın yeri burası. 90’larda Hristo yaşlanınca meyhaneyi kapatmış. Ersin Bey’i de çok seviyormuş, Agora Meyhanesi’ni yaşatması için ona satmış.

Haberin Devamı

Neden Agora Meyhanesi olarak açılmamış tekrar?

Ersin Bey’in Agora Meyhanesi’ni tekrar açma düşüncesi var. Fakat burası kentsel dönüşüm projesi kapsamında ilk yıkılacak yerlerden biriydi ve proje de belirsiz bir haldeydi. Dolayısıyla Ersin Bey, “Bu süreçte resim atölyesi olarak kullanabilirsin burayı” dedi. Şimdi galiba proje durmuş. Eğer yıkılmayacağı kesinleşirse Agora Meyhanesi olarak açılacak. O zamana kadar da ben burayı atölye olarak kullanacağım.

“Turist grupları ziyaret ediyor”

Çok gelen giden oluyor mu buraya?

Turist grupları geliyor çok. Mesela 40 kişilik gruplar. Zaten burası rehber kitaplarında da Balat’ta görülmesi gereken dört-beş mekandan biri. Mesela eski galericim gelmemişti atölyeme. Bir gün arkadaşlarıyla Balat’ı gezmeye çıkmışlar. Agora Meyhanesi’ni de görelim diye buraya gelmişler. Karşısına ben çıktım; o da ben de çok şaşırdık.

Haberin Devamı

İlginç bir olay yaşadınız mı hiç burada?

Bir akşam 55-60 yaşlarında sarhoş bir adam geldi. Arkadaşlarım da o zaman yerde mozaik işi yapıyorlardı. Kapıdan içeri girdi, “Ne yapıyorsunuz siz burada!” diye bağırmaya başladı yerdeki mozaikleri görünce. “Burası Stelyo’nun yeri, buraya giremeyecek miyim? Burası Agora Meyhanesi” diye bağırıp çağırıyordu. Hemen aldım, şarap verdim. Sakinleştirmeye çalıştım. Sonra bir kadeh daha istedi, “Yok, artık kapatıyoruz” dedim. Şarabını alıp gelenler de çok oluyor, “Beraber içelim, eskiyi yad edelim” diye.

“Tekrar Agora Meyhanesi olacak”

Burası nasıldı siz ilk geldiğinizde?

Tamamen harabeydi. Ersin Bey ile birlikte bayağı düzelttik. Artık insanlar içeri girip gezebiliyorlar. Bazıları Agora Meyhanesi resim atölyesi olmuş, bir tarih yok oldu diye eleştiriyor. Oysa burası 10-15 yıl harabe bir şekilde kapalı kalmış. Biz tadilat yaptık ve açıldı. Zaten de Agora Meyhanesi yapılmak isteniyor.

Agora Meyhanesi’nde doğan resimler

Yahya Bağcı yaklaşık iki yıldır Agora Meyhanesi’ni atölye olarak kullanıyor. Sanatçının vitrin serisinden bir eseri (üstte).

“Farklı kültürlerden vitrinler olsun istedim”

Serginizde vitrin serinizden üç iş sunuyorsunuz. Nasıl doğdu bu seri?

Hazır düzenleme arıyordum. Ayrıca yanılsama etkisi olan objeleri resmetmeyi seçiyorum özellikle. Vitrin de bir hazır düzenleme. Vitrinlerin düzenleyicisi de gelinler. Gelin eve gelir ve o vitrini süslemeye başlar. Burada Duchamp’ın “Büyük Cam”ına gönderme yapmak istedim. Duchamp o işine “Bekarları Tarafından Çırılçıplak Soyulan Gelin” demiştir. Burada ise bekarların kimliklerini ele vererek onları soyan gelin var; o yüzden serginin adına “Kayıt Dışı Müzeler-Bekarlarını Çırılçıplak Soymuş Gelin” dedim.

Haberin Devamı

Nasıl çalıştınız bu seriyi üretirken, vitrinlere ulaşırken?

Biraz farklı kültürlerden vitrinler olmasını istedim. Atölyem Balat’ta, burada farklı kültürler var. Aynı vitrinleri kullanıyorlar ama farklı şekilde düzenliyorlar. İçindeki fotoğraflar değişiyor, birinde ikonalar varken diğerinde İslami objeler oluyor. Zaten yaptığım resimde o vitrinin camından bulunduğu mekanın yansımasını da görüyorsunuz. Vitrin bulmak için sağa sola haber veriyorum. Çok evde de bulunmuyor artık. Bizde vitrin var diye arıyorlar ya da fotoğrafını çekip gönderiyorlar.

Haberin Devamı

Sergide ayrıca misketler ve kadeh resimleriniz de var. Özellikle yansıma etkisine sahip objeleri resmetmenizin nedeni nedir?

Çalışmalarım foto gerçekçi ya da hiper gerçekçi çalışmalar değil. Sadece hipergerçek dediğimiz dijital, sanal dünyayı göstermeye çalışan işler. Yansıma etkisi olan objeleri özellikle seçiyorum ki gerçekte de bir yanılsama var. Onun aslında bir görüntü olduğunu vurgulayarak söylemek; onun sadece bir görüntüden ibaret olduğunu göstermek...