Pazar Ağrı Dağı ve bir Kırgız köyü

Ağrı Dağı ve bir Kırgız köyü

24.10.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:

Gün boyu farklı cephelerden Ağrı Dağı’nı ve İshak Paşa Sarayı’nı görmek gerçekten muhteşemdi. Anlatmaya nereden başlasam ki... Tek kelimeyle heyecan verici

Ağrı Dağı ve bir Kırgız köyü

Bugünkü programım İshak Paşa Sarayı, 2 sınır kapısı, Nuh’un Gemisi, Krater Çukuru ve Ağrı Dağı’nı çevrelemekti.

Haberin Devamı

Sabah İshak Paşa Sarayı’na gitmek için döndürdüm tekeri.

İshak Paşa Sarayı efsane bir yer. O nasıl bir taş oymacılığı, heybetli giriş kapısı, taşlara oyulmuş işlemeli güvercin yuvaları. Tek kelimeyle heyecan verici. Ben, İshak Paşa Sarayı yolunun parke taş kısmı biter bitmez sola saptım ve merhaba toprak yol. Epey bir süre araç görmeden dağların arasından nihayet asfalta vardım. 300 metre sonra da Nuh’un Gemisi’ne... “Gemi” dediğim toprak üzerindeki gemi izi... Yine de insan heyecanlanıyor tabii. Fotoğraflarını çektim, orada konuşlanmış mekânda turistik tarifeden çay ve soda içerek aşağı kıvrıldım ve Gürbulak Sınır Kapısı’na geldim. Çift sıra kilometrelerce tır bekliyordu kapı önünde. Allah kolaylık versin. Sürmek mi zor, böyle kapılarda beklemek mi?

Haberin Devamı

Ağrı Dağı ve bir Kırgız köyü

Yol kapalı olunca

Kapıdan 20 metre kadar sonra sağa saptım. O yol hem Krater Çukuru’na hem de Ağrı Dağı’nı doğusundan geçebileceğim yola bağlanıyordu. Doğalgaz boru hattının yer üstü istasyonunu da görerek ilerledim ve asker kardeşler durdurdu. Yolun geri kalanı maalesef kapatılmış. Hal böyle olunca bunu dinlenme fırsatına çevirip Doğubayazıt’a döndüm. Ağrı Dağı’nın görkemi ve İshak Paşa Sarayı’nın ihtişamını düşündüm ve beni bu yolculukta en çok etkileyenlerin başında gelen ve özel yer ayırmak istediğim Van/Erciş’te bulunan Ulupamir Kırgız köyünü de bu iki güzelliğe eklemek istedim.

 

Kırgız köyü Ulupamir

Adana’da bulunduğum zamandan bugüne sevgili Kenan’la sosyal medyadan yazışıyor ve telefonlaşıyorduk. Her seferinde Van çevresine geldiğimde onu ve köyünü ziyaret etmem konusunda davetini yineliyordu. Bugün, seyahatimin 26. gününde Van Gölü’nü tavaf ederken rotadan çıkarak Kemal’i ziyarete gittim. Vay arkadaş bu ne ilginç bir deneyim oldu! Ulupamir bir Kırgız köyü. Van Erciş’e varınca gölden ayrılıp içerilere doğru gidiyorsunuz. Kocaköprü baraj gölünü geçtikten sonra tabelalar ya da navigasyon sizi Ulupamir köyüne getiriyor.

Kırgızların son efsanevi Han’ı olarak nitelendirilen Hacı Rahman Kul Han, kendisine bağlı yaklaşık bin 500 kişiyle yaşadıkları Pamir Dağları’ndan ayrılarak önce Pakistan’a, sonra da uzun diplomatik temaslar sonucu Kenan Evren döneminde Türkiye’ye geliyor. Burada önce Adana’ya yerleştirilmek istense de 4 bin metre yükseklikteki Pamir Dağları’nın havasına alışık olan bu halka, nihayetinde Van’ın Erciş ilçesinde bir mezra gösteriliyor. Mezra devlet eliyle yapılaştırılıp köye dönüşünceye kadar başka köylere yerleştirilen halk, en nihayetinde hane başına verilen bir ev ve 20-25 dönüm arsayla yine ismini kendilerinin verdiği Ulupamir köyüne yerleşiyor. Ayrıca köyün çevresindeki dağlar da bu köye mera alanı olarak tahsis ediliyor. (Not düşelim: Evler ve verilen tarım arsalarının bedelleri Ulupamir sakinleri tarafından devlete geri ödenmiş durumda)

Haberin Devamı

Ağrı Dağı ve bir Kırgız köyü

Ulupamir’de yaşam

Bizim iki teker sevdalısı sevgili Kemal kardeşim, bu öncülerin Ulupamir köyünde doğan ikinci kuşaktan. Nüfusları hâlihazırda 4 bin 500’ü bulmuş. Bu nüfusun büyük bölümü Ulupamir’de. Bin kişi kadarı da İstanbul, Malatya, Yozgat illerine gitmiş. Kemal’in eşi Hatun da Yozgat’tan gelin gelmiş Ulupamir’e. Gelenekleri ve dillerini, kısacası kültürlerini titizlikle koruyorlar. Ancak hepsi yaşadıkları vatanlarının dili Türkçeyi de ana dilleri olarak kullanıyor. Şöyle söyleyeyim; sokaklarda tek bir tabela ya da yazı görmedim Kırgızca. Ayrıca okulun tüm camları Atatürk fotoğrafları ve Türk bayraklarıyla süslü.

Haberin Devamı

Köyün “Aksakal Heyeti” var. Ve sorunlar veya danışmanlıklar oradan alınıyor. Köylerinde kahvehane yok. Onun yerine taziye evi (konuk evi) var. Cami, öğretmenler lojmanı ve güzel bir okulları var. Ayrıca okulun müdüründen de çok ama çok memnunlar.

Neredeyse her evin bahçesinde preslenmiş ve blok blok kesilerek kurutulmaya bırakılmış tezek istiflenmiş. Çetin kış döneminin en ideal yakıtıymış tezek ısınmak için. Destek olarak devlet eliyle gelen torba torba kömür de meydanda dağıtılmayı bekliyordu.

Köyde 50 kadar motosiklet var. Elinden geldiği için hepsinin bakımını Kemal yapıyormuş. “50 motosiklet kullanan var ama tek motosikletçi benim. Diğerleri git-gel için kullanıyor” diyor Kemal.

Haberin Devamı

 

Leziz Kırgız çayı

Yöresel hamur işleri ve Kırgız çayı ile ağırlandım evlerinde. Kırgız çayı oldukça lezizdi. Çay demlendikten sonra demliğe bolca süt ilave edilerek iki taşım daha kaynatılıyor. Sonra yayvan kulpsuz fincanlarda servis ediliyor. İlginç olansa bir başka fincanda duran yumruk büyüklüğünde kaya tuzu. Kaya tuzunu fincanınıza daldırıp iki tur çeviriyorsunuz ve çayınız içmeye hazır. Alışık olmayınca insan nasıl bir lezzetle karşılaşacağını bilemiyor, ancak tekrar edeyim, nefisti!

Sevgili Kemal’e, annesi, eşi Hatun ve tatlı bebek kızları Funda ile mutlu bir hayat diliyorum. Tabii aynı şekilde tüm Ulupamirlilere de...

Yolunuz buralara düşerse mutlaka uğrayın ve Kemal’i bulun. Harika bir deneyim yaşayacağınızı garanti ederim. İrtibat bilgilerine benden ulaşabilirsiniz.

Merak edenleriniz için: Rotalarım Wikiloc programında herkese açık şekilde Oskrom hesabımda kayıt altına alınıyor. Ayrıca yol maceramın daha fazla detayına Instagram: Oskrom ve Facebook Osman Kromer hesaplarından ulaşabilirsiniz.