Pazar Aleko’nun (ve Kemal Derviş’in) Yeri

Aleko’nun (ve Kemal Derviş’in) Yeri

29.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yeniköy’ün ünlü meyhanesi Aleko şu günlerde Kemal Derviş’le gündemde

Aleko’nun  (ve Kemal Derviş’in) Yeri

LEZZET
Aleko’nun (ve Kemal Derviş’in) Yeri

Yeniköy’ün ünlü meyhanesi Aleko şu günlerde Kemal Derviş’le gündemde

MEHMET KENAN KAYA

Dünya Bankası’ndaki görevini bırakıp, üç otuz paraya devlet bakanı olalı 5 aydan fazla zaman geçti ama Kemal Derviş Türkiye’nin en çok merak edilen adamı hâlâ. Sanırım şaşılacak bir şey de değil bu. Zira, kriz üstüne kriz, bunalım, sosyal patlama falan derken hepimiz Derviş’e endeksli yaşıyoruz artık. Tenis merakı, şortları, Amerikalı "zarif eşi" gündemimizden hiç düşmüyor Eh, madem yapacak bir şey yok, biz de bu hafta Derviş’in İstanbul’da en sık gittiği lokanta olan Deniz Park Gazinosu’nu yazalım dedik. Sonunda bir başarı öyküsü olmadı belki ama ortaya eski bir Rum meyhanesinin unutulmuş hikayesi çıktı:

1970’lerde gençlerin gözdesiydi
Denizpark Gazinosu ya da daha çok bilinen adıyla Aleko’nun Yeri 70’li yıllar İstanbul’unun en gözde meyhanelerinden biriydi. 1967 yılında, 250 yıldır Yeniköy’de yaşayan bir Rum ailenin çocuğu olan Aleko tarafından kurulmuş ve kısa sürede büyük ün kazanmıştı. Müdavimleri de daha çok gençlerden, özellikle de "mekteplilerden" oluşuyordu (Belki aralarında Kemal Derviş de vardı). Tabii o dönem, Laila, Chinawhite benzeri yerlerin değil kendi, fikri bile olmadığı için gençler sık sık Boğaz’ın bu salaş meyhanesinde buluşuyor ve Ali Rıza Kardüz’ün deyişiyle "kazıkların üzerine oturmuş olan lokantanın zemin tahtaları arasından pırıl pırıl bir denizi seyrederek yemek yemenin zevkine varıyorlardı."
Aleko, Türkiye koşullarında şaşırtıcı bir şekilde 35 yıl boyunca ayakta kaldı. Benzeri birçok lokanta açılsa da, müdavimleri onu hep ayrı tuttu. O kadar ki, Kemal Derviş bile İstanbul’a geldiğinde bu meyhaneye (4 kere) uğramadan edemedi. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, geçen 35 yıl tıpkı Türk ekonomisi gibi "Aleko"yu da değiştirmişti. Her şeyden önce lokantanın sahibi Aleko yaşamıyordu artık. Kasanın üzerine bir resmi asılmış, yerine de oğlu Marko Nikolaidis geçmişti. Ayrıca "denize bakan tahtalar" kapanmış, meyhanenin salaş görüntüsü yerini başarısız bir şıklık harekatına bırakmıştı. Ama şef garson Rıza Yıldırım’a göre, Derviş lokantaya geldiğinde bu değişikliklerin üzerinde hiç durmadı. Hatta lafını bile etmedi. "İkisinde eşiyle, birinde arkadaşlarıyla, ötekinde de yemekli bir toplantı için geldi ve her seferinde yemek servisini kendi yaptı. Bakanımız çok mütevazı bir insan, bizi hiç yormadı" diyor Yıldırım.

Derviş usulü patlıcan
Peki Aleko’nun Derviş dahil herkesin aklını çelen sırrı ne derseniz, yanıtı basit: İstanbul usulü balık ve meze. Şef Musa Özçelik, bu günlerde daha çok levrek, karagöz, dil, sarıkanat, kırlangıç gibi balıklarla istakoz, karides gibi deniz mahsullerinin tercih ettiğini anlatıyor. Aleko’ya 4 yıl önce Sarıyer’deki Urcan Lokantası’ndan gelen Musa Usta, yaptığı yemekler ve mezeler içinde de en çok Rum usulü pilaki, jumbo karidesli güveçte patlıcan ve balık köftesini ön plana çıkarıyor. Derviş’in damak tadını sorduğumuzda ise "En son geldiğinde karagöz ızgara, pilaki ve bira servis ettik" diyor Musa Usta. Derviş için özel olarak hazırlayıp, adını da "Derviş Usulü Patlıcan" koyduğu mezesinin sırrını ise vermiyor. Eh, ne diyelim, bu kadar sır arasında bir de patlıcan olsun. Biz krizi atlatalım da... Tel: (0212) 262 04 15

Aleko’nun tarihçesi
Deniz Park Gazinosu ya da daha çok bilinen adıyla Aleko’nun Yeri, tarihi Splendid Yalısı’nda hizmet veriyor. Yalının bilinen ilk sahibi ise Rum asıllı Hristaki Efendi. Zira Splendid Yalısı, tarihte Splendid Hotel-Restaurant-Tea Room adıyla Hristaki Efendi’nin işlettiği bir otel olarak biliniyor. Eşsiz manzarası ve pahalı eşyalarıyla özellikle Avrupalı zenginlerin tercih ettiği bir otel oluşu da diğer bilgiler arasında. Hristaki Efendi’nin Türkiye’den ayrılmasından sonra Panayia Kilisesi Vakfı’na bağışlanan yapı şu anda Aleko’nun işletmecisi Nikolaidis Ailesi’nin koruması altında.

KİM NEREDE NE YEDİ?
"Vodka’nın hem manzarası güzel hem de yemekleri"
Ajda Pekkan (Şarkıcı)
En son Sarayburnu’nda tarihi Sepetçiler Kasrı’ndaki Vodka’ya gittim. Vodka, geçen ay açılan çok yeni bir mekan. Çok güzel bir deniz manzarası var. Dekorasyon da çok başarılı. Açık havada, bol minderli rahat bir mekan hazırlanmış orada. Vodka’nın özel yemeklerinden biri olan Ali Dayı Köfte yedim. Çok lezzetliydi ve servis de başarılıydı. Yakın arkadaşım Ayşe Ersayın ve kardeşim Semiramis’in oğlu ile beraberdik. Gece boyunca çok iyi vakit geçirdik. Vodka’nın müşterileri de nezih insanlar. Bu yüzden hiç rahatsız edilmeden eğlenceli bir gece yaşama fırsatımız oldu.

"Vira Vira’nın patlıcan salatası ile pavuryası çok lezzetli"
İzzet Çapa (İşadamı)
Son olarak Arnavutköy’ün ünlü mekanlarından Vira Vira’da yemek yedim. Oraya Celal Çapa ile birlikte gitmiştik. Balık yedim, mükemmeldi. Vira Vira’nın balıklarının yanı sıra mezeleri de çok lezzetli oluyor. Özellikle patlıcan salatasında çok başarılılar. Pavuryalar da çok tazeydi. Mekan da çok sıcak ve sempatik. Kalabalık olmuyor ama boş da kalmıyor. Ben de kulüp işlettiğim için gittiğim mekanlar konusunda çok seçiciyim. Yemeklerin lezzetli olmasına, servise, dekorasyona ve gelen müşterilerin kalitesine, elimde olmadan eleştirel bir gözle bakıyorum. Vira Vira her bakımdan tatmin edici.




PAZAR



























Yazarlar