Pazar "Aşkı kullanarak kendimi anlatıyorum"

"Aşkı kullanarak kendimi anlatıyorum"

10.06.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İlk albümü "Kilitler" ile müzik piyasasına giriş yapan Özge Fışkın: "Aşk kendimle uğraşmama neden oluyor. Müzik yaparken de hisseden bir müzisyen olarak hissettirebilmem lazım"

Aşkı kullanarak kendimi anlatıyorum

axpaz011.jpg Albüme adını veren "Kilitler" şarkısında dediği gibi, kırılınca kilitler kim tutar onu..."Hayatta hiçbir şeyin imkansız olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan istemek" derken elektriğini hissediyor ve inanıyorsunuz, gerçekten imkansızı başarabilecek bir enerjiye sahip bu kız. Onunla Beyoğlu'nun arka sokaklarındaki bir kafede buluştuk. Minyon, incecik, havalı bir kız... "Bu kızdan bu ses nasıl çıkıyor?" diye düşündüklerimiz kategorisinden. Sıcak, içten, kibar ama kırılgan olmayan cinsten. id iletişim'den çıkan albümü baştan sona dinlemekte fayda var. Albüm başlıyor ve bir finale erişiyor. Bir nevi bir hikaye anlatıyor. Hikayeyi merak ediyorsanız oturun ve aradan şarkı cımbızlamadan dinleyin. Rock barlara takılanların öyle ya da böyle dinlemiş olabileceği bir isim Özge Fışkın. Yedi yıl önce kafasına koyduğu albüm çıkarma düşüncesini en sonunda gerçekleştirdi. Sürenin bu kadar uzun olmasının nedeni Fışkın'ın ince eleyip sık dokuyan yapısı. Bütün şartlar ideal olana dek beklemiş. Zeytin ağacının altından çıkan ince dal. Ne demek fışkın? Hayır. Dikkat çekici ve akılda kalan bir soyadı. Benim de hiçbir sıkıntım yok. Bu zor bir soyadı. Sadece Özge olarak çıkmayı düşündünüz mü? Klipte de aynı. Kontrastları seviyorum. Ama sade kontrastları. Kırmızı net, provoke edici ve dikkat çekici bir renk. Annem kıyafetlerimin çoğunu dikiyor. Gerçekten bir sanatçı. Annem küçük yaşlardan beri bize hep kıyafet dikiyor. İstediklerimizi süratle algılayıp hemen uyguluyor. Kot ceket bile dikebiliyor. Albüm kapağındaki kırmızı deri pantolonunuz dikkat çekici. Lansman konserinde sahnede de aynı pantolonu giydiniz. Kırmızı pantolonlu kız olarak da anılabilirsiniz. Aslında aşkı kullanarak kendimi anlatıyorum. Hatta aşkın üzerinden hayatla bağlantı kuruyorum. Aşk şarkısı olmayan şarkılar da var burada. "Kilitler" mesela. Aşk beni yoruyor demeyelim ama düşünmeme ve kendimle uğraşmama neden oluyor. Benim için hissetmek çok önemli. Müzik yaparken de hisseden bir müzisyen olarak hissettirebilmem lazım. O noktada da öncelikli olan duygularım. İçimden geldiği gibi duygularımı yazıyorum. Duygularımı yazarken de düşünüyorum, sorguluyorum. Yapı olarak öyleyim. Soru sormadan duramıyorum. Albümünüzdeki şarkıların sözlerinden aşk sizi bir hayli yormuş gibi anlaşılıyor. Kesinlikle. 10 yıl önce ortak bir çalışma yapmayı arzu etmiştik. Bu albüm öncesinde bir araya geldik. Repertuvarın üzerinden geçtik. Biriktirdiğim malzemeyi baz alarak ortak bir çalışmayla albümü tamamladık. Birlikte beste yaptık. Cenk'in kendi besteleri de var. Düzenlemeleri Cenk yaptı. Söz ve müziği de ona ait olan "Unutulurmuş" parçası o kadar doğru ki kendim yazmış gibi hissederek söylüyorum. Cenk istediğim sound için titizlikle çalıştı. Bu sound'un hem benim gerçekliğimle örtüşmesi hem de zamanı yakalaması gerekiyordu. Sesimin her rengini ortaya koyabilmeyi istedim. Albümü kaydederken canlı performansı unutmadık. Albümü nasıl kaydettiysek sahneye çıktığımızda aynısını çalıyoruz. Cenk Eroğlu'nun bu albümde sizin kadar emeği var gibi. Prodüktör, aranjör, mix, gitarlar, klavye, geri vokal, davul... "Unutulurmuş" parçasının yapısı Levent Yüksel'in müziğiyle paralellik taşıyor. Bir yerde buluştuk. Düet fikri Cenk'ten çıktı. Levent Yüksel de kabul etti. Levent Yüksel'le "Unutulurmuş" şarkısında düet yapıyorsunuz. Yüksel aynı zamanda albümün müzik direktörü. Çok önemli bir müzisyen. Bazı parçaların davul kayıtları Amerika'da yapıldı. Mix'te Kip Winger, Cenk Eroğlu'yla beraber çalıştı. Kip Winger zamanında 11 milyonu aşkın albüm satmış Winger adlı çok ünlü bir rock grubunun kurucusu. Davulda Cenk Eroğlu dışında King Crimson ve Mr. Mister'a davul çalan Pat Mastelotto'nun ismini görüyoruz. Küçük yaşlarda kendimle ilgili ilk keşfettiğim şey bu. Annemin ve babamın geniş bir plak koleksiyonu vardı. Üç-dört yaşlarındayken Türk kadın şarkıcılardan ilk dinlediğim ve sevdiğim Seyyal Taner'dir. Dedem ut ve keman çalıyordu. Türk sanat müziğiyle ilgileniyordu. Dedem çalar, ben söylerdim.Ankara'da doğdum. İlköğretim ve liseyi Bursa'da okudum. Üniversitede Ankara'ya döndüm. Hacettepe'de biyoloji okudum. Müzik okumayı düşündüm ama bir taraftan da alanı geniş biriyim. Biyoloji bana sistematik düşünmeyi öğretti. Gündelik yaşamda çok faydasını görüyorum. Müzikle ilgilenmeye nasıl başladınız? "Nasıl müzik yapacağımı her zaman biliyordum" 90'lı yıllarda rock müzik performansı için mekan sayısının en fazla olduğu yer Ankara'ydı. İstanbul'daki pek çok müzisyen Ankara'da sahneye çıkardı. Doğru bir kitle vardı. Üniversitede cover grupları kurup çeşitli kulüplerde müzik yapmaya başladım. Bunların içerisinde en uzun soluklusu Fender Blenders'dır. Dört yıl Manhattan, Saklıkent ve Jade gibi yerlerde çaldık. Bu arada İstanbul'a da gelip gidiyor, Hayal Kahvesi ve Mojo'da çalıyorduk. Ankara o dönemde rock müziğin Türkiye'deki mabediydi, değil mi? "Üretmek istiyorum, ne yapabilirim?" diye düşünmeye başladım. Solo kariyer yapmaya karar verdim ve İstanbul'a taşındım. Söz yazdım, ufak tefek besteler yaptım. Bunları çok uzun süre kendime sakladım. Nasıl müzik yapmak istediğimi başından beri biliyordum. İyi ve kaliteli bir müzik bu. Sözler tutarlı, tek bir parçaya dayalı değil, bütün oluşturacak nitelikte. Ve net bir duruşum var. Gruptan ayrılıp solo kariyer yapmaya hangi noktada karar verdiniz? "Savaşçı bir yapım var" Hayatla ilişkimi kendim üzerinden anlatıyorum. Kadın ve erkek ayrımı yapmam. Bireye inanıyorum. Vazgeçmeyi sevmiyorum, inatçıyım. Tersliklerle karşılaştığım zaman nedeninden çok tersliği nasıl düzeltebileceğimi ve bir sonraki adıma nasıl geçeceğimi düşünüyorum. Şikayet etmeyi sevmiyorum. Hadiselerin üzerine giderim, savaşçı bir yapım var. O yüzden de albümde "Bıraktım" adlı bir şarkı var. Her şey elimde olsun istiyorum. Nasıl bir duruş bu? Evet. Etrafımdakileri de kontrol etmeye çalışıyordum ama artık yapmıyorum. Taş üstüne nasıl taş koyabilirim, derdim bu. Uzun zamandır müzikle uğraşıp şimdi albüm yapmamın nedeni de o. Ne istediğimi hep biliyordum; hem kendimi hazırlamam lazımdı hem de doğru malzemeyi üretmem gerekiyordu. Kontrol manyaklığı yani... "Eurovision büyük bir tecrübeydi" Sertab Erener'le çalışmanın benim için farklı bir tecrübe olacağına karar verdim. O güne kadar bildiğim kadrajın dışına çıkabileceğim, ezberimi bozacak bir şeydi. Onunla 4,5 yıl çalıştım. Eurovision da büyük bir tecrübeydi. Sertab Erener'in geri vokalini yaptınız bir süre. Hatta Eurovision'a giden ekibinde siz de yer aldınız. Kadın rock solistlerine konsantre olarak geçirdiğim dönemler var. Alanis Morissette, Alannah Myles, Tori Amos, Skunk Anansie'yi severim. Şu anda Poisoners, Arctic Monkeys, Amy Winehouse dinliyorum. Yerlilerden Peyk, Gevende ve Malt'ı çok beğeniyorum. Kimleri dinliyorsunuz? Alanis Morrisette'le ortak bir şey yapmayı isterim. Çok da kafaya takarsam yapabileceğime inanıyorum. Düet yapmayı hayal ettiğiniz biri var mı?

Yazarlar