PazarBen aptalım. Siz değil misiniz?

Ben aptalım. Siz değil misiniz?

11.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aptallık belki o kadar da kötü bir şey değildir. Hatta çok insanca, çok yaygın ve bazen eğlenceli bir şey bile olabilir. Olsun hatta. Ben aptalım. Siz değil misiniz?

Ben aptalım. Siz değil misiniz

İlaç da kullanmıyorsun. Birkaç yıl sonra düşersin ama elime..." Bana sosyal fobi teşhisi koymuştu da kendileri. Ki yok diyemeyiz. Var bir nebze. Gerçi ben "iktidar alerjisi" diyorum buna. Benim arkamdan "Ay çok aptal" dediğinde, bunu sadece demiş olmakla kalmayıp, hayatımın gidişatını berbat edebilecek insanların yanında hakikaten çok feci oluyorum, acayip tıkanıyorum, basbayağı aptallaşıyorum. Gazetede çalışacağımı duyan bir psikiyatr arkadaşım "Eh be" demişti, "Sen de tavuktan korkup kümese giriyorsun. Gerçi normal zamanlarda da basbayağı aptalımdır ben. Ama aptal olduğumu düşünmesinde bir mahzur olmayanların yanında aptallık yapmaktan katiyen çekinmediğim gibi; kaçırdıkları, atladıkları, şahit olamadıkları aptallıklarımı da ballandıra ballandıra anlatırım. Çünkü yaşarken ne kadar yerin dibine batmış olursanız olun, anlatırken, hele bir de kaptırıp kendi kendinizi taklit ederseniz, ister istemez kendi halinizle eğleniyorsunuz. Bir de şu var: Sizi dinleyenlerin aklına, tecrübeyle sabit, kendi başlarından geçen benzer bir aptal durumuna düşme hikayesi geliyor mutlaka. Böylece mevzu kakara kikiri uzayıp gidiyor. Kendinizi hâlâ aptal hissediyorsunuz elbette. Ama en azından artık yalnız değilsiniz.Bu yüzden "Aptallık Ansiklopedisi"nin Türkçede yayımlanmasına acayip sevindim takdir edersiniz ki. 25 yıldır aptallık üzerine çalışan Matthijs Van Boxsel aptallığın gayet evrensel olduğunu, hiçbirimizin aptallık meselesinde yalnız olmadığımızı gayet sağlam örneklerle anlatıyor. Bilgisayar kullanımının kağıt tüketimini artırması, güneşin zararlarından korunmak için sürdüğümüz kremlerin kanserojen maddeler içermesi gibi...Üstelik Boxsel "Aptallık Ansiklopedisi"nde aptallık için şöyle bir reçete öneriyor: "Aptalca bir harekete karşı en iyi çare onu derhal tekrarlamaktır. Tekrar, aptallığın zehrini akıtır ve onu şakaya dönüştürür. Böylece aptallık bilinçli hale gelmiştir. Herkes bizi komik bulur. Kültürümüzde akıllılık böyle biçimlenir." Ee biz de aptalız maptalız ama... Arkadaşların yanında aptallık hikayelerimizi tekrar etmemiz boşuna değilmiş yani. Aklın yolu birmiş demek ki. Aklın yolu bir galiba Psikiyatrlara düşmeye gelince. Arkadaşın bana verdiği birkaç senelik zaman doldu. Ben onu değil, o beni buldu. "Ne yapıyorsun?" dedi. Eh, yaşıyorum işte bir şekil. "İlaç?" Ne ilacı abi? ABD başkanı ile "mülakat" yapayım diye Beyaz Saraya davet edilmedikçe, ilaca falan lüzum yok. İdare ediyoruz işte.Sonra -tabii ki de- yine yaptım bir aptallık. Bari size de anlatayım.Arkadaşla karşılaşmadan önce insan hakları hukuku mastırı yapan bir başka arkadaştan çok acayip bir anekdot dinlemiştim. Nedense yepisyeni öğrendiğim bu kültür kırıntısını aktarasım geldi. Ve fakat hemen anlatmak istiyorum, o saniye yani, yeri gelsin diye sabretmeye, sosyal fobi mevzuu kapansın ben o mevzuyu açayım diye beklemeye falan tahammülüm yok. Bu bakımdan bir bağlama çekmem icap ediyordu. Dedim ki: "İlaç dediğin sivil toplum kuruluşuna benzer. Bir yeri düzeltirken başka bir yeri bozar. Bak sana ne anlatacağım..."(Buyurun bir aptallık daha; yazının devamı solda kaldı.) Yine yaptım bir aptallık Şimdi yazdıklarımı tekrar okudum da, aptallık yazılınca komik olmuyor. Aptalca ve saçma olmaya devam ediyor. Neyse bu hafta da beni aptal ve "hiç komik olamamış" halimle kabul buyurun. Bu yazı olmamış diye depresyona giremeyecek kadar manik haldeyim şu anda zira. manik depresif köşe Hindistanda halı dokumasında küçük kızlar çalıştırılıyor. 9-10 yaşlarında küçücük kızlar, o küçücük parmaklarıyla kocaman halılar dokuyorlar. Sonra işte biri bunu görüyor. Görünce çok kızıyor. Bu küçük kızların okula gitmesi gerektiğini, evcilik oynaması gerektiğini düşünüyor. Gayet iyi niyetle. Bakın size ne anlatacağım: Bir gün bir sivil toplum kuruluşu bir güzellik yapmaya kalkar... Ve bir sivil toplum kuruluşu küçük kızların halı tezgahında çalıştırılmasını engellemek üzere harekete geçiyor. Bu halıları ithal eden şirketlerle görüşüyorlar. Sonuçta şöyle bir noktaya geliniyor: Dokumasında küçük kızların çalıştırılmadığı halılara etiket konuyor. Etikette "Bu halının yapımında çocuklar çalıştırılmamıştır" yazıyor. Şirketler de Hindistandan halı ithal ederken bu etiketi taşıyan halıları tercih ediyorlar.Nasıl çözüm? Çok güzel değil mi? O kadar emin olmayın. Birkaç yıl sonra bu sivil toplum örgütü tekrar aynı bölgeye gidiyor. Bakacaklar bakalım, başka ne gibi bir yardımları dokunur o insanlara. Manzara şu: Halı dokuma tezgahlarında artık küçük kızlar çalıştırılmıyor. O küçük kızlar şimdi fuhuş sektöründe çalışıyorlar!"Ciddi planlarınıza azıcık aptallık katın. Doğru zamanda aptal olmak iyidir." Quintus Horatus Flaccus (Horace) "Aptallık kaçınılmazdır. Ancak kendi aptallıklarımızı daha kişisel ve benzersiz hale getirebiliriz. Başarısız olunacaksa o zaman olabilecek en yüksek düzeydeki başarısızlığa ulaşmalısınız. Eğer düşmek kaçınılmazsa o zaman zarif bir şekilde, şarkı söyleyerek düşün. Renkli ve çeşitli aptallıklar yaparak, aptallığın iki tehlikeli yüzü olan banal grilik ve sertlikten kurtulabiliriz." ("Aptallık Ansiklopedisi") tubakyol@yahoo.com Düşmek kaçınılmazsa şarkı söyleyin

KEŞFETYENİ
Ünlü çift arasında yeni kriz! İntikamını aldı
Ünlü çift arasında yeni kriz! İntikamını aldı

Cadde | 17.06.2025 - 11:25

Dünyaca ünlü yıldız Justin Bieber ile model eşi Hailey Bieber arasında sular durulmuyor. Ünlü çift bu kez Instagram yorumlarında birbirine imalı sözler söyledi.

Yazarlar