17.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen ay "Her yiğidin harcı değil" diyerek yaptığı Hotel Barcelona'nın açılışında, "gelinim" dediği Ingrid ile Akın Polat'ın dillere destan aşkını duyduk. Doğa ile iç içe, sarı ve yeşil renklere boyanmış Hotel Barcelona'nın havuz başında günün yorgunluğunu atmaya çalışan çifte merhaba dedik. Mutlu günleri nedeniyle İspanya'dan konukları gelmişti. Ingrid'in babası, annesi, büyükbaba ve ve büyükannesi, dünürleri ile bir arada. İspanyol gelin Ingrid Polat'ın (30) gözlerinin içi gülüyor. Yusufeli, Erzurum-Artvin karayolu kenarında 6 bin 400 nüfuslu bir ilçe. Zeytin, pirinç dahil hemen hemen her türlü sebze ve meyve burada organik olarak yetişiyor. Kaçkar Dağları'nın güneyinde, Çoruh Nehri'nin yakınlarındaki Yusufeli, baraj yaptırılması halinde toprağını kaybetme korkusunu yaşarken, İspanyol gelin Ingrid Campdelacrev ile Akın Polat yaklaşık 1,3 milyon YTL harcayarak dört yıldızlı bir otel yaptırdı. Ingrid Polat: 1989 yılının ağustos ayında ailemle Türkiye'ye tatile geldik. O zaman ben 14 yaşındaydım. Yaklaşık 15 gün süreyle Türkiye'nin tarihi, turistik yerlerini dolaştık. Nasıl tanıştınız? Ingrid P.: O dönem Akın 19 yaşındaydı ve turu düzenleyen turizm şirketinde çalışıyordu. Yanı iki hafta Akın'la beraber Anadolu'yu dolaştık. Birbirimize ilgi duyduk. Ama bakışlar kaçamaktı. Akın Polat'la bu gezinin ilgisi ne? Ingrid P.: Tur şirketi son gün Beyoğlu'nda bir lokantada veda yemeği verdi. Daha sonra da bir eğlence yerine gidildi. Akın bana bir şeyler anlatmak istiyordu. İngilizcesi o zamanlar yetersizdi. Ama "Seni çok seviyorum" dedi. Çok heyecanlandım ve Akın'ın heyecandan titreyerek söylediği sevgi dolu sözcüklere karşı "Ben de seni seviyorum" dedim. Aşkını kim önce itiraf etti? Ingrid P.: Akın'a o eğlence yerinde adresimi verdim, onun da adresini aldım. Sonra kaçamak bir kucaklaşmayla vedalaştık. Birbirimize mektup yazdık. Aşkınızı sonra nasıl sürdürdünüz? "Sözlükten yardım alarak mektuplar yazıyorduk" Akın Polat: Ingrid'e olan aşkımdan artık uykularım kaçmıştı. Kendimi maraton koşan bir atlete benzetiyordum o yıllar. Mektupları biraz gecikince heyecanla postacının yolunu gözlüyordum. Akın bey, sizin duygularınız nasıldı o dönem? Akın P.: Ortak dil İngilizceydi. İlk yıllar ikimizin de İngilizcesi pek yeterli değildi. Sonra hem benim İngilizcem hem de Ingrid'in Türkçesi çok gelişti. O yıllarda mektuplara aşkımızı yazıyorduk. Çoğu zaman mektupların uzunluğu birkaç sayfayı buluyordu. Sözlükten yardım alarak cümleler kuruyorduk. Ama o durumda bile birbirimizin ne demek istediğini çok iyi anlıyorduk. Mektupları hangi dilde yazıyordunuz? Akın P.: Onu çok seviyor, onsuz yaşayamayacağıma inanıyordum. Hâlâ da öyle ya. Ortaokulu bitirmiştim, bir an önce vatani görevimi tamamlamak için askere gittim. Çünkü askerlik önemli bir engeldi önümde. O dönem Ingrid'in mektupları bana ilaç gibi gelmişti. Dile kolay, bu dört yılı nasıl geçirdiniz? Akın P.: Sevgilim ve ailesi her yıl Türkiye'ye gelmeye başladı. Askerlik sonrası gelişmeler nasıl oldu? Akın P.: Elbette hayır. Baktım olacak gibi değil, bu kez ben Barselona'ya gittim ve 2,5 yıl kadar kaldım. Ancak vize, oturma, çalışma izni sorunları bıktırdı. O nedenle geri dönmeye karar verdim. Yılda bir kez görüşmek yetiyor muydu? "Evliliğimizin ilk ayında evimize hırsız girdi" Ingrid P.: Ben de Barselona Üniversitesi'nin Sanat Tarihi bölümünü bitirdim. Artık önümüzde engel kalmamıştı. Ailelerin onayı ile 2003'te evlendik. Ardından İstanbul'a yerleştik. Bayan Polat, siz bu dönemde ne yaptınız? Akın P.: Evlilik öncesi her ikimizin ailesi de gelişmelerden haberdardı. Benim ailem de Ingrid'in ailesi de hiçbir bahane üretmedi. Tercihi bizlere bıraktılar. Onun ailesi beni, benim ailem de Ingrid'i içlerinden biri sayıyordu zaten. Ailelerin onayı ve desteği ile yuvayı kurduk. Onun için hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadık. Evliliği aileleriniz nasıl karşıladı? Ingrid P.: Evliliğimizin ilk ayında Beşiktaş'taki evimiz soyuldu. Bu soygun bize daha mutlu olacağımız bir yer arayışı getirdi. Akın'ların Yusufeli'nde Akın Kamping diye bir yerleri vardı. Onu yıkarak yerine dağ ve rafting turizmine yönelik bir otel yaptırmayı kararlaştırdık. Sonra ver elini Yusufeli... Şubat 2004'te buraya geldik. Şimdi İstanbul'da değil Yusufeli'ndesiniz. "Birçok İspanyol konuğumuz olacak" Ingrid P.: Barselona benim doğduğum, yaşadığım, ailemin, arkadaşlarımın olduğu bir kent. Barselona ve İstanbul'dan sonra şimdi de Yusufeli'nde yaşamaya başladım. Burası harika bir yer. Hotel Barcelona da bizim aşkımızın eseri. Bu otelde çok mutluyum. Bayan Polat, otelin isminin Barcelona olması sizde ne gibi etki yaratıyor? Ingrid P.: Üvey annem, babam, babaannem, büyükbabam otelin açılışı için geldi. Yusufeli'ndeki akrabalarla tanıştılar. İspanya'dan konuklarınız da oluyor mu? Ingrid P.: Etmez olur mu? Onlar da gelmek istiyor. Oteli açtık ya, bundan sonra İspanya'dan gelen konuğumuz çok olur. Peki arkadaşlarınız sizi hiç merak ediyor mu? Ingrid P.: Çok iyi. Kayınvalidem Fatma hanımla, Akın'ın kardeşleri Bülent ve Aydemir'le, onun eşi Gülcan'la da iyi anlaşıyoruz. Kayınvalidenizle aranız nasıl? "Oteli benim memleketimde yaptık, adına onun memleketini verdik" Akın P.: Herkesin kaçtığı bir yöreye, memleketim olan Yusufeli'ne yatırım yapmayı ben çok istedim. Burası turizm açısından bakir bir alandı. Konaklama tesisi yoktu. Yabancı turist çok geliyordu ama konaklayacak yer yoktu. Akın bey, böyle bir yatırım için neden Akdeniz veya Ege değil de Yusufeli'ni seçtiniz? Akın P.: İnşaat malzemesinin büyük bir bölümünü İstanbul'dan getirttiğimiz için maliyet normal inşaatın iki katına çıktı. Yatırım miktarı yaklaşık 1, 3 milyon YTL'yi buldu. Çok güzel bir otel yaptırmışsınız, ne kadar harcadınız? Akın P.: Ailelerimizden destek aldık. Maddi açıdan sıkıştınız mı? Akın P.: Yusufeli dağ ve rafting turizmi için ideal bir yer. Otel 44 yataklı, restoranlı, barlı, yüzme havuzlu. 4 yıldız ayarında. Konuklarımıza en kaliteli hizmeti vermek için eşimle birlikte gece- gündüz demeden çalışıyoruz. Otelin ne gibi özellikleri var? Akın P.: Benim tercihimi uygun bulan ve büyük cesaret örneği göstererek Yusufeli'ne gelen Ingrid'e sevgim her geçen gün biraz daha büyüyor. Ona olan aşkımı anlatmaya sayfalar yetmez. Oteli benim memleketimde yaptık, adını ise onun yaşadığı kentten aldık. Otelin adı niçin Barcelona?