Geçtiğimiz hafta içinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile bir yemekte sohbet ederken, Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. faz ünitesini kısa sürede açacaklarını anlatıyordu.
Başkan bu açılış için epey heyecanlıydı.
Çünkü, yeni faz sayesinde arıtma tesisinin kapasitesinin ve çalışma verimliliğinin artacağını, bunun da İzmir Körfezi’nin temizliğine olumlu yansıyacağını düşünüyordu.
***
Böyle düşünmekte haklı da.
Çünkü, tesise gelen evsel atık sular arıtılarak, daha temiz şekilde alıcı ortama veriliyor.
Şimdi yeni faz, arıtma kapasitesini günlük 605 bin metreküpten 820 bin metreküpe çıkaracak.
Kentin arıtma yükünün yüzde 96’sını karşılayan tesisin kapasitesini yüzde 36 artıracak.
Başkan bu yüzden kıpır kıpır zaten..
***
Ve o büyük açılış, önceki gün törenle gerçekleşti.
1 milyar liraya mal olan yeni faz ile, arıtma tesisi günlük 86 olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar su, yani 216 bin metreküp kazandı.
Tabii, şu nokta da önemli.
Daha önce atık suların arıtılmasında lider olup, zamanla ikinciliğe düşen İzmir, 4. Faz’ın işletime alınması ile yeniden liderliğe yükseldi.
Kent genelinde 65 arıtma tesisi çalışıyor, ki bunların 25’i Avrupa Birliği ölçülerinde...
***
Çiğli Arıtma Tesisi, 2000’li yılların başında, Büyük Kanal Projesi kapsamında, 3 milyonluk nüfusa göre inşa edilmişti.
Ancak, İzmir’in nüfusu günümüzde 5 milyona dayandı.
O yüzden, mevcut tesis yetersiz kalmaya başladı.
Faz takviyeleri bu nedenle önemli ve gerekli.
***
Hepimiz yıllardır biliyoruz ki, İzmir Körfezi’ni en çok Gediz havzasından gelen kirlilikler etkiliyor.
Körfezin diğer önemli sorunu ise, kendi içindeki dolaşım yavaşlığı..
Bunun çözümü için de derinleştirme çalışmalarının yapılması ve dolaşım kanalı projesinin devreye sokulması lazım.
Yani, körfeze giren deniz suyunun, körfezde daha fazla beklemeden ve niteliğini yitirmeden hemen kuzeyden çıkması gerekiyor.
***
Bununla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi projelerini tamamladı aslında.
Sadece Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED onayını ve imar iznini bekliyor.
Bu izinler geldiğinde, körfez hızlı bir şekilde daha temiz hale gelebilecek.
Hatta, belki içinde yüzeceğiz bile..
***
Sonuçta, İzmir Körfezi bu ülkenin körfezi, Türkiye’nin denizi..
Onun sağlığından hem merkezi hükümet, hem de belediye sorumlu.
Dolayısıyla ikisinin birlikte çalışması, sıkı işbirliğine girmesi gerekiyor.
Artık bu çalışmayı yoğun bir şekilde görmek ve daha fazla zaman kaybetmek istemiyoruz.
Tamamen temiz ve mavi körfeze kavuşmak hepimizin arzusu çünkü..
