23.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Fax: (0312) 427 20 64
15 Kasım 2003 tarihini unutmayacağız; başımıza gelen felaketten ve saldırıdan çok; gösterilen dayanışma, devlet ve toplum olarak sergilediğimiz olgunluktan dolayı... Türkiye gibi kalabalık nüfuslu, gelişen, eski bir imparatorluğun mirasçısı ve bu mirasın sadece sorunlarını değil, renklilik ve imtiyazını da taşıyan bir ülke her zaman böyle tertiplere hedef olabilir. O eski imparatorluğun kalıntısı birtakım döküntü zümreler, cumartesi olduğu gibi perşembe günü de büyük kentin en kalabalık noktalarında insanlarımıza ölüm yağdırdı.
Bu acı ve bu kayıp bizi sarsar ama terör bize işlemez. Türk toplumu iç kavgaya düşmezse dış tehlikeyi her zaman boğmuştur. Muhtaç olduğumuz kudret büyük tarihi tecrübemizde, devlet ananemizde ve teşkilatlanma ustalığında mevcuttur. Günlük hayatın monotonluğu içinde bazen yan gelip yatsak bile, tehlike anında derhal toparlanırız. 19'uncu yüzyıldan beri birtakım zavallı zümreler bu ülke üzerinde hesap yapar ve onun huzurunu hedefleyip hırpalayarak karanlık dehlizlerinde ilerlemeye çalışır. Mühim olan dağılmamak, eskinin ateşini ve olgunluğunu halen genç olan bünyemizde taşıdığımızı göstermektir.
15 Kasım'da çok karmaşık bir saldırıyla karşılaştık. Kaynağı tespit edildi. Bu operasyonla Türkiye'yi tehdit etmek isteyenler Yahudi cemaatimize yöneldiler. O gün Şişli'deki Beth İsrael Sinagoğu'nu koruyan genç polis memuru Bülent Bostanoğlu, Kuledibi'ndeki Neve Şalom'u koruyan meslektaşları gibi şehit düştü. Dokuz asırdan beri ezilen bütün kavimleri himaye eden, kollayan bir devlet ananesinin şu andaki en son temsilcisi Bülent Bostanoğlu'dur. Şişli'deki sokağa onun adı verilmelidir. Müslüman ve Yahudi, hepimiz bu yurttayız; devlet bizim ve bunun böyle olduğunu herkes bilsin.
Neve Şalom 19'uncu yüzyılda Tanzimat reformlarının etkisiyle eğitimi gelişen ve hayatı düzelen Yahudi cemaatinin yeni semtinin büyük sinagoğuydu. Galata Kuledibi imparatorluğun yeni dirilen merkeziydi; daha aşağısındaki Avusturya Eşkinaz Sinagoğu, Doğu Avrupa'da zulüm görüp imparatorluğumuza sığınanların en önemli mabediydi. Türkiye asırlardan beri sığınma yeridir. Yerlisi ve muhaciri dışarılara gitmeye meraklıdır ama bu yurttan başka hiçbir yerin kendilerine yurt olamayacağını bilirler. Hiç kimse terörle bu ülkeden ve halktan bir şey alamaz. Bu gibi olaylar sadece toplumsal kenetlenme geleneğimizi sürdürmemize yarar. Neve Şalom'un sokağındaki sevimli binaların sakinleri zengin olmasalar bile görgülü, o küçük dairelerini sıcak yuvalara dönüştürmeyi bilen ve semtlerini seven İstanbullulardır. Gerçi evlerine bir kahve içimi ziyaret için girmedik; bombaların göçürdüğü duvarların arkasında gördük. Bu sıcak görünümlü mahalleleri, zevkli yuvaları korumak bizim görevimizdir.
Perşembe günü eski Britanya Büyükelçiliği'nin önünde vize için bekleyen insanlarımız hedeflendi. Bombanın hedeflerinden biri de başkonsolosun kendi olmalıydı ki utanmazca katledildi. Bombalanan bina imparatorluğumuza gönderilen Britanya büyükelçilerinin eski konağıdır. İstanbul önemli bir devletin başkenti olduğu için görkemli bir saray olarak inşa edilmiştir. Nitekim tamir edilen bu sarayın memurları geçici bir binada oturuyordu. Yerle yeksan edilen başkonsolosluktaki yaralı ve ölülerin sayısını şu anda bilmiyoruz. Bu binaya atılan bomba bizim onurumuza da atılmıştır, eski bir devlet olarak tepki gösteririz. Dışarıdaki büyükelçilerimize suikast yapıldığında, televizyonlarında; "Türk büyükelçisine suikast yapıldıysa bir nedeni olmalı" demeye getiren çiğ toplumlardan değiliz. Ananemiz var. Acılı geçmişimiz var, güzel ülkemiz ve kendimize göre tatlı hayatımız var. İç çatışmalarımız bizi ilgilendirir, bunları kışkırtmaya çalışanlara derhal cevap veririz. Hiç kimse İstanbul'un binalarını bombalarla sarsamaz. Sıkı durun ey ehl-i vatan...
Kutsal mekan
Neve Şalom Sinagoğu
"Barış vahası" anlamına gelen Neve Şalom Sinagoğu, Birinci Karma Yahudi İlkokulu tören salonunun dönüştürülmesiyle inşa edilmiştir. 1930'lu yıllarda Keneset ve Zülfaris sinagogları Galata ve Beyoğlu'nun hızla artan Yahudi nüfusuna cevap veremez olmuştu. Yeni bir sinagoğun hizmete sokulması şarttı. Refik Saydam Caddesi'ndeki Kazablanka Gazinosu'nun yanında bulunan arsa bu iş için düşünülüyordu. Görüşmeler sürerken cemaat başkanı Marsel Franko ihtiyacı bir ölçüde gidermek için Galata'daki iki Yahudi ilkokulunu birleştirerek Büyük Hendek Caddesi üzerindeki kız ilkokulunun sinagog olarak tadilini kararlaştırdı. Franko sinagoğu 26 Eylül 1938'deki Roş Ana Bayramı'na yetiştirdi. İstanbul valisi, binanın eski haline dönüştürülmesi için cemaate iki yıllık bir süre verdi. Ana bina Lakerdacı Sokak'ta tekrar eğitime açıldı. Sadece tören salonu ve iskemleler ibadet için tahsis edildi.
1948'de sinagoğa Neve Şalom adı verildi. 1949'da salonun tamiri için izin alındı. İTÜ mezunu Elio Ventura ve Bernard Motola görevlendirildi. Aralık 1950'de parasızlıktan durma noktasına gelen inşaat, borç parayla sürdürüldü. 300 bin liraya mal olan Neve Şalom 25 Mart 1951'de açıldı. (Kaynak: www.nevesalom.org)
Eski Britanya Büyükelçiliği
İngiltere Başkonsolosluğu binası
Galatasaray'da bulunan ve Pera House olarak anılan ilk İngiltere elçiliği binası 1801'de III. Selim'in parasal desteğiyle yapıldı. Bu binanın 1831'de çıkan yangında zarar görmesi üzerine elçilik bir süre Tarabya'daki yazlık yerinde hizmet verdi. 1844'te yeni bir elçilik binası inşaatının başlamasına karar verildi. Mimarlar Charles Barry ve W.J Smith yeni yapının İngiliz kamu binaları gibi klasik görünümde olmasına dikkat ettiler. Dönemin büyükelçisi Canning'in beğenisine uygun olarak inşa edilen bina, sonraki elçiler tarafından zevksiz ve sağlıksız olarak nitelendirildi.
6 Haziran 1870'te Pera'da çıkan yangından elçilik binası da nasibini aldı. Osmanlı hükümeti yangın sonrasında zarar görmüş yapıları yeniden inşa etmek amacıyla elçilikle anlaştı. 1872-1873 yıllarında 38 bin sterline restore edilen elçilikte bu tarihten sonra büyük bir değişiklik yapılmadı. Binanın iç mekanında geniş merdivenler, korint sütun başlıkları ve koridorlar yer alıyordu. Zemin katta büro mekanları, birinci ve ikinci katta elçilik konutu bulunuyordu. Binanın bahçesinde Kraliçe II. Elizabeth'in doğum günü kutlamaları gibi etkinlikler düzenleniyordu.
(Kaynak: İstanbul Ansiklopedisi)