PazarCadı kazanında incirli fiyonk makarna

Cadı kazanında incirli fiyonk makarna

16.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir adet incir ağacı alınır. Meyvesinin çekirdekleriyle bir kazan fiyonk makarna yapılır, yapraklarından da fiyort balığı sarması... Yerseniz!

Cadı kazanında incirli fiyonk makarna

tubakyol@yahoo.com Herkes kıvırıyor nasılsa.Üniversitede türban yasağının kaldırılmasını gerçekten çok isteyenler, fiyonklu formülle kıvırıyor.Üniversitede türban yasağının kaldırılmasını gerçekten hiç istemeyenler, fiyonklu formüle bile burun kıvırıyor.Kadınların örtüyle gizlenmesine karşı olduğu halde bunun yasaklanmasına da karşı olanlar, bugüne dek üniversitede türban yasağının kaldırılmasını savunanlar da şimdi kıvırıyor.Memlekette "binlerce dansöz var". Kıvır kıvır kıvranan... Ne olacak bu türbanın hali? Fiyonklu mu olacak? Hediye paketi yaparken, fiyonk attıktan sonra iki yandan sarkan kurdeleleri makasın kenarıyla gererek çekip bırakırsanız, böyle kıvır kıvır olur. Üniversiteye girecek olanların türbanı da böyle mi olsa acaba? Kıvır kıvır fiyonklu türban. Einstein "eski püskü kıyafetlerinden ve taklit mobilyalarından utananları, eski püskü düşüncelerinden ve taklit fikirlerinden daha fazla utanmaya" davet eder ve "ambalajın, ambalajın içindeki etten daha iyi" olmasını "üzücü bir durum" diye tarif eder.Ne yapalım Einstein, incir yaprağından başlayarak tüm dünyanın örtünmede geldiği son nokta budur. Bu da insanlığın dramı. Türkiye'nin türban dramındaysa, benim anladığım, şimdi bize gereken Einstein hukukçulardır. Çünkü türban düzenlemesi -bugün üniversitede, yarın kamuda- ne eski püskü yasakçı zihniyetle yapılabilir ne de atıyorum Fransa'dan bir yasa alıp bire bir çeviren taklitçi zihniyetle...Türkiye'nin, tüm dünyada biricik olan koşullarına uygun bir çözüm bulması gerekiyor.Ne bileyim, "irşat" mesela, yani müminlerin görevleri arasında yer alan "doğru yolu gösterme, uyarma" faaliyeti, hangi aşamada "sohbet" sınırını geçip "baskı"ya dönüşür? Bu baskının cezası nedir? Ya da baba baskısıyla örtünen kızlar arasında "Ama baba, üniversiteye gideceğim" diye başlarını açabilenler vardı. Onlar şimdi bu baskıdan nasıl kurtulacaklar?Ya da mesela biri çıkıp "mevcut durumda, üniversiteye girse bile mezun olduktan sonra eğitimini aldığı işi yapması kanunen mümkün olmayan birini devlet üniversitesinde benim verdiğim vergilerle okutamazsınız" diye dava açarsa, ne olacak?Evet, çoğu kimse eğitimini aldığı dalda çalışmıyor ama mezun olduktan sonra o alanda çalışmamakla, ta en başından o alanda çalışamayacağı belli olmak arasında hukuken fark olabilir.Falan filan. Böyle şeyler...Bunların bir fiyonkla çözülmeyeceği ortada.Zaten paket açarken de en zoru fiyonktan sonrasıdır. Fiyongu çözdükten sonra, altta genellikle bir sürü düğüm vardır.* * *Bu arada "fiyonk" ne güzel kelime değil mi? Ses olarak. Fiyonk... Fiyonk...Fiyonk makarna!Aklıma bir de "fiyort" geliyor.Buzulların oluşturduğu vadilere deniz suyu gelip doluyor, dik uçurumlar arasında böyle daracık koylar uzanıyor.Fiyort... Fiyort... İlk fırsatta Norveç'e gitsem, dünya gözüyle fiyort görsem...Hazır oralara kadar gitmişken "en değerli varlığı elleri" olan Norveçli balıkçılarla da tanışırım...Nasıl, iyi kıvırdım mı? Düğüm düğüm fiyonk Düşük belin mucidi Einstein mı? Einstein "Boş ver" der, "Nasılsa artık herkes beni tanıyor." Einstein'ın New York'a gelişinin ilk günleridir. Bir tanıdığı paltosuna bakar ve "Niye kendine yeni bir palto almıyorsun?" diye sorar. "Boş ver, nasılsa burada beni kimse tanımıyor" diye cevap verir Einstein. Bir süre sonra yine aynı tanıdık, Einstein'ı yine üzerinde aynı paltoyla görür, yine sorar: "Hâlâ mı aynı palto?" Bu kravat-kemer bir ara moda olmuştu.Yoksa düşük bel modasının mucidi de Einstein mı? Einstein'ın pantolonlarının hep belinden düştüğü söylenir. Hatta kemer yerine bazen beline kravat bağlarmış. Bu kadar zeki bir adam, çorap değiştirmeyi akıl edememiş değildir herhalde. Einstein "Küçükken, ayak baş parmağının çoraplarda delik açtığını keşfettim. O gün bugündür çorap giymiyorum" demişmiş. Alman Büyükelçisi'nin ziyarete geleceği gün, karısı üzerini değiştirmesini rica eder. "Eğer beni görmek istiyorlarsa, ben buradayım" der. "Eğer kıyafetlerimi görmek istiyorlarsa, gardırobumu aç ve onlara kıyafetlerimi göster." Cem Yılmaz'a bir TV programında "Neden hep aynı tarz giyiniyorsunuz?" diye sorulmuş, o da "Aynı şeyleri giyiyorum çünkü vakitten kazanıyorum. Eğer tarihsel bir şeye dayandıracaksak Einstein da böyleymiş" diye cevap vermiş.Einstein'ın 10 yıl boyunca hep aynı takım elbiseyi giydiği rivayet edilir. Bu biraz "pis" bir rivayet.Belki bu yüzden, bir başka rivayet de Einstein'ın gardırobunda aynı takım elbiseden 10 tane olduğu şeklinde.Ve Cem Yılmaz'a sorulan soruya da Einstein'ın "Çünkü her gün ne giyeceğimi düşünecek kadar çok vaktim yok" diye cevap verdiği söyleniyor.Vakitsizlikten değil katiyen, düşünecek öyle çok mühim şeylerim yok fakat bende de bir kıyafete sardırıp sürekli onu giyme takıntısı var. Tarzdan bahsetmiyorum. Benimki direkt "aynı şey" takıntısı.Hep aynı kot, hep aynı çizme...Önce geçer diye bekliyorum. Kendimi zorlayarak başka şeyler giymeye çalışıyorum. Hatta inatla "onların" yerini tutacak başka şeyler satın alıyorum. Sonunda kabulleniyorum. Ben en çok "takıntılarımı" seviyorum. O zaman kim tutar beni, onları giyeceğim. Madem en çok onlarla rahat ediyorum...Ve aynılarını almaya gidiyorum. Einstein'ın yaşadığı dönemde her yıl gidip aynı takımdan bir tane daha almak ya da o takımın aynısını diktirmek mümkündü herhalde.Şimdi öyle değil.Kotumun aynısını almaya gittim, "Bu sene getirmedik o modeli" dediler. Çizmelerimin aynısını almaya gittiğimde, ayakkabıcıdaki tezgahtar daha açık konuştu: "Aynısını bulamazsınız. Bunların modası geçti."Ne modası, dümdüz çizme! Kenarına bir toka koyunca, yeni moda mı olmuş oluyor?Ama daha beterini bir önceki takıntılı botlarımda yaşamıştım. Gidip aynı yerden aynı botu tekrar aldım. Eve geldim, bir tuhaflık var. Sonra anladım. Model tutmuş belli ki, botu ithal eden mağaza da cinlik yapmış, benzerini bizzat üretmiş. Aynı gibi görünüyor. Aynı değil!Einstein -10 yıl boyunca aynı şeyi giymediyse eğer- 10 farklı "aynı şeyi" senelerce giyebiliyordu. Çünkü bulabiliyordu... Artık devir değişti. Einstein da değişir miydi?

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler