28.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
"Meslek kurslarına öncelik veriyoruz" diyor Başsavcı Kemal Canbaz. "Bunun yanı sıra konunun uzmanı kişileri bilgilerini tutuklularla paylaşmaları için buraya davet ediyoruz." Paşakapısı Cezaevinde kuaförlük kursu bitiyor, saz kursu başlıyor; Cüneyt Arkının alkol ve sigaranın zararları hakkında verdiği konferans bitiyor, Orhan Kuralın çevre sorunlarıyla ilgili konferansı başlıyor. Koğuşlar arasında voleybol turnuvası düzenleniyor. Cezaevi birincisi, Üsküdardaki okullarda görevli beden eğitimi öğretmenleriyle maç yapıyor; üstelik de yeniyor. Sonra tiyatro çalışmalarına katılan tutukluların hazırladığı oyun izleniyor. Film gösterimleri yapılıyor. Ardından film hakkında bir tartışma toplantısı oluyor. Bu arada bir de toplu nikah töreni müjdesi veriyor Canbaz. Tutuklulardan bazılarının resmi nikahı olmadan çocuk sahibi olduklarını anlatıyor: "Resmen evli olmadıkları için karıları ve çocukları onları ziyarete gelemiyor. Biz şimdi tutukluları resmi nikaha teşvik ediyoruz. Çoğu ikna oldu. Yani pek yakında burada toplu nikah töreni yapacağız. Ve galiba Türkiyede bunu yapan ilk cezaevi biz olacağız." Cezaevinde düğün-dernek Canbaz amaçlarının tutukluların cezaevinde geçirdiği süreyi en iyi şekilde değerlendirmelerini sağlamak olduğunu belirtiyor: "Çıktıklarında burada aldıkları eğitimler sayesinde rahatlıkla iş bulmalarını hedefliyoruz. Böylece bir daha buraya dönmelerini de engelleyeceğimizi umuyoruz. Türkiyede cezaevlerinin imajı kötü. Kavgalar, yaralamalar... Biz bu imaj değişsin, cezaevi denince akla okul gelsin istiyoruz."Bundan böyle cezaevi denince akla okul gelir mi, bilinmez. Ama Paşakapısı Cezaevinde verilen okuma alışkanlığı ve hızlı okuma teknikleri kursuna katılan tutuklular en büyük arzularının cezaevinde geçirdikleri zaman içinde mümkün olduğunca çok şey okumak, çok şey öğrenmek olduğunu söylüyorlar. Bazılarının hayali ise cezaevinden çıkınca hızlı okuma teknikleri sayesinde yaşıtlarıyla arayı hızla kapatıp üniversite eğitimi almak. Çıkınca üniversite eğitimi Paşakapısı Cezaevinde hızlı okuma teknikleri kursu veren Kişisel Gelişim Uzmanı Adil Maviş "Tutuklular kurs bitiminde dakikada 600 kelime okuyabilecekler" diyor. "Cezaevi kütüphanesinden alınan kitap sayısında büyük artış var" Ben aslında bir konferans vermek için geldim buraya. Okuma alışkanlığı, motivasyon, konsantrasyon üzerine... Sonra hızlı okuma kursu olabilir mi burada acaba dedik. Böyle bir tesadüf oldu ve kursa başladık. Ağırlık yine hızlı okumadan ziyade okuma alışkanlığı ve konsantrasyon üzerine... Tutuklulara okuma sevdirmek gibi bir misyonumuz da var. Bu amacımıza da şimdiden ulaştık. Kütüphaneden alınan kitap sayısında büyük artış var. Tutuklulara hızlı okuma kursu vermek nereden aklınıza geldi? 1992den beri 10 bine yakın kişiye kurs, 30 bin kişiye de konferans verdim. Ama ilk kez cezaevinde kurs veriyorum. Farkı şurada. Okuma alışkanlığı zayıf bir toplumuz. İçeride de böyledir diye düşünüyordum. Genelde de böyle. Ama küçük bir grup var ki onlar çok hevesli. İlk kez bir cezaevinde ders veriyorsunuz, değil mi? Fark var mı? Eğitim süreci içinde; başında, ortasında ve sonunda gelişmeyi kaydediyoruz. Okuma hızı bir dakikada okunan sözcük sayısı ile ölçülüyor. Arkadaşlar dakikada 150-180 kelime olarak başladıysa, biz bunu 600-650ye çıkarmayı planlıyoruz. Kısa sürede 250-300e çıkan tutuklular oldu. Kursa başladıktan sonra nasıl bir ilerleme kaydettiniz? Tutuklular ne diyor? "Ben uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum. Yedi aydır cezaevindeyim. Cezaevi koşulları Türkiyenin hemen her yerinde aynı olmasına rağmen burada sağ olsun müdürlerimiz böyle kurslar, sosyal faaliyetler hazırlamışlar. Bunlar burada zaman geçirme açısından çok iyi ama yetersiz. Çünkü mesela kitap konusunda çok yoksunuz. Yeni çıkan kitaplar gelmiyor buraya. Keşke siz bir kampanya düzenleseniz, okurlarınız da bize kitap gönderse. Üstelik şimdi hızlı okuma kursu sayesinde daha kısa zamanda daha çok kitap okuyacağız. Bu yüzden lütfen bunu yazın da bize kitap göndersinler." Bize kitap gönderin "Irvin Yalomun Nietzsche Ağladığında adlı kitabını okuyorum. Felsefeyle, psikolojiyle ilgileniyorum. Kitap okumayı zaten çok severdim. Ama burada kitap okumak çok önemli. Çünkü ancak o sayede ortamdan kopuyor insan. Hızlı okumak gibi bir ihtiyacım yoktu açıkçası. Yavaş da okusam olur. Ama insan burada ne öğrense kârdır." Burada ne öğrensek kâr "Dokuz aydır buradayım. Reşat Nuri Güntekinin Çalıkuşu romanını okuyorum şimdi. Cezaevi sıkıcı tabii. Türkiyede yaşamak bir sıkıntı, cezaevi daha da sıkıcı. Ama böyle faaliyetler eğlenceli oluyor. Bu arada da yeni şeyler öğreniyoruz. " Kitap sayesinde zaman geçiyor "Dolandırıcılıktan girdim. Beş aydır buradayım. İlk mahkemede çıkacağımdan emin olduğum için saz kursuna katılmamıştım. Pişman oldum. Bu kursa geliyorum çünkü bence her kursun mutlaka bir yararı vardır. Bilginin kimseye zararı olmaz. Burada da, çıkınca da nasılsa kitap okuyacağım. Bari daha hızlı okuyayım. Hem hızlı okuma sayesinde yaşıtlarımla arayı kapatıp üniversiteye girerim belki." (Hukuki nedenlerden dolayı tutukluların ismini veremiyoruz.) Üniversiteye girerim belki