Pazar Chelsea Çiçek Sergisi

Chelsea Çiçek Sergisi

04.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Chelsea Çiçek Sergisi

Chelsea Çiçek Sergisi

Chelsea Çiçek Sergisi

LONDRA

Bir sergi ki sanki cennet. İnsanın hayal gücünü zorluyor. Her taraftan gelen kokular, çeşit çeşit çiçekler, kaktüsler, ağaçlar ve minyatür bahçelerle, bir rüya gibi.
Chelsea Çiçek Sergisi dünyanın en popüler bahçecilik festivali. Mayısın üçüncü haftasında beş gün için profesyoneller, amatörler ve uzmanlar; çalışmalarının sonuçlarını teşhir ederler bu festivalde. Dünyanın en pahalı bahçe dizayn uzmanlarını, peyzaj mühendislerini, İngiltere’nin en ünlü fidanlıklarından klasik ve melez çiçekleri, değişik ülkelere özgü bitkileri, çiçek aranjmanlarını, son bilimsel araştırmalar ve yenilikleri, bahçe için her türlü araç ve gereci, teknik ve yapı malzemelerini, aksesuvarları ve uzman bilgi kaynaklarını burada bulabilirsiniz. Bahçecilikteki en son akımların ortaya konduğu platform olarak da konuyla ilgisi olanları mıknatıs gibi çeker Londra’ya. Oscar’lar ne ise, buradaki ödüller de bahçecilik dünyası için odur.
Serginin geçmişi 140 seneye uzanır. Royal Horticultural Society (Kraliyet Bahçıvanlık Cemiyeti) ilk sergisini 1862’de Kensington’da bir bahçede yaptı. Sir Harry Veitch 1912’de şimdiki mekan olan Chelsea Kraliyet Hastanesi bahçelerini kullanma iznini aldı. Sergi en şaşaalı yıllarında sosyetenin buluştuğu bir sosyal olay oldu. 1937’de Kral VI. George ve Kraliçe Elizabeth’in taç giymeleri şerefine düzenlenen "İmparatorluk Sergisi"nde Avustralya’dan saz ve çubuklardan yapılmış çit ve kulübeler, Kanada’dan çam ağaçları, hatta Filistin’den getirilmiş bir firavuninciri ağacı bile vardı.
Çiçek aranjörlüğü 1950’de serginin bir parçası haline gelmiş. Bu sene ise bu yetenek bir boyut daha kazanmış: Sadece yapraklardan yapılmış uzun bir gece elbisesi, bir başka köşede rengarenk çiceklerden yapılmış harika bir gece kıyafeti görmek şaşırttı beni. Straples, bedeni yeşilin değişik tonlarını içeren yapraklardan bu tuvaletin eteği kabarık ve şeffaf yaprakların ustaca üst üste yerleştirilmesiyle oluşmuş.
Sergideki ödüllerden en önemlisi "En İyi Bahçe". İç avlu, çiçekçilik, çiçek aranjörlüğü vs. konularında da ödül dağıtılıyor. Ödül alan tüm eserleri burada sizlere tek tetanıtmam imkansız. "En İyi Bahçe" ödülü alan üç yapıtı anlatacağım.
İkincilik ödülünü "Halı Bahçesi" tasarımıyla Prens Charles aldı. Highgrove Sarayı’ndaki odasında bulunan ufak bir Türk halısını senelerce seyrettikten sonra, halı görünümlü bir bahçe yapabilme arzusu belirmiş içinde. İslam sanatı ve mimarisinin dayandığı eski geometrik prensiplerin bütün olgularını içeriyor: Su, gölgelik, güzel koku ve geometrik şekillendirme. İslam’da bahçe günlük işlerin yorgunluğunu üstünden atabileceği, cennetin dünya üzerindeki ufak bir göstergesi olarak düşünülmüş. Bahçenin ortasındaki havuz tanrının birliğini simgeleyen, iç içe iki kare şeklinde. Havuzdaki hayat fıskiyesinden gelen su sesi kalbi temizliyor, zihni dinlendiriyor. Çiçek olarak en çok gülü kullanmış. (Gül kokusu İslam’da önemlidir). Bahçenin etrafının bitki ve çitle kapalı olması "saklı olma" hissi yaratıyor, dua ederek tanrıya yakın olmak için.
Altın ödülü alan "Sükunet Bahçesi"nin görünümü basit, hatta minimalist. Araplar’da asaleti temsil eden şahin iç huzurun, sükunetin ta kendisi. Çölün acze düşüren azameti de bahçenin dizaynında apaçık. Hayatın kaynağı su, çöl rüzgarından koruyan çit ve duvar, güneşten koruyup yiyecek sağlayacak hurma ağacı.
"Serginin En İyisi Ödülü" Profesör Masao Fukuhara’nın çizip derlediği "Gerçek Bir Japon Bahçesi" (Shin Gyo So) adlı yapıt. Bahçe, Japon sosyal tarihinde etkili olmuş üç prensibi; mimarlık, yazı, çiçek aranjmanı gibi görsel sanatlardan ve Japonlar’da önemli yeri olan "Çay Seremonisi"nden faydalanarak bir araya getiriyor. "Kaynak ve Göl" bahçesi "Shin" doğruluk felsefesi ile düzenlenmiş. Gürgen, çam, zakkum ağaçları ve iris, açelya gibi çiçeklerle donatılmış. Bunları birleştiren su, yani hayatın gerçek kaynağı. Minyatür göl ve ona akan şelale Japon kırsal görüntüsünü tamamlıyor. "Kuru Taş" bahçesi Zen felsefesinden esinlenmiş. Doğanın acımasızlığını sembolize ediyor. Ufak taşlar, denizi; iri olanları da adaları anımsatıyor. Taşların etrafı çim ve yosunla kaplı bir düzlük. Bu taşlar üzerinden geçen tahta bir köprü bu bahçeyi "Çay Bahçesi"ne bağlıyor.




PAZAR

































Yazarlar