Doğaseverleri buluşturan bitki kampı

Kurumsal hayatın sürekli kendini tekrar eden iş düzeni, İstanbul’un trafiği, kalabalığı, sürekli şikayet hali ve o düzende kaybolmak istemeyişim daha güzel işler yapabileceğime olan inancım beni bu yola çevirdi” sözleriyle anlatıyor Sevil Gülsoy Düzgün, “gezgin bitkici” adını verdiği yolculuğa çıkışını…  Kimyager ve tıbbi aromatik bitki uzmanı olan Düzgün, işte o saydığı nedenlerle bir yıl önce Düzce’ye yerleşmiş. Yaklaşık 3 yıl önce başladığı bitki kamplarını da bu süreçte daha da artırmış. Pandemiyle birlikte kıymetini daha iyi anladığımız, hatta hasret kaldığımız doğa sayesinde huzur bulabileceğimizi düşünen Düzgün, şimdi düzenli olarak Gölyaka ilçesi Kuyudüzü mevkisinde kamplar düzenliyor. Hafta sonlarını kapsayan kamplara Instagram’daki “gezginbitkici” adresinden kayıt yaptıranlar, tıbbi ve aromatik doğal ürünler konusunda  uzman isimlerle topladıkları bitkilerden çay yapıyor ve doğal koku üretiyor: “Ekibimizde biyolog, öğretmen, kimyager ve tıbbi bitki uzmanları var. Yenilebilir bitkiler, doğal krem yapımı, doğada bulunan tıbbi bitkiler gibi uzmanlık alanlarımızda eğitim veriyoruz. Her kampın konsepti farklı oluyor. Sabun yapmak, krem yapmak, doğal kokuları keşfetmek gibi eğitimler veriyoruz.”

Katılımcılar kendi malzemelerini getiriyor

Pandemi, bu kampın da doğasına dokunmuş tabii. Bu bağlamda çok sayıda önlem aldıklarını da söylüyor Sevil Gülsoy Düzgün: “Katılımcılar öncelikle detaylı bir kayıt formu dolduruyor. Sınırlı sayıdaki çadırlar arasında 5 metre mesafe oluyor. Dezenfektanımız hep var. Her fırsatta içimizden biri enfekteymiş gibi davranalım diye uyarılarda bulunuyoruz. El teması ve malzeme israfı olmaması için herkes kendi tabağını ve çatalını getiriyor. Eğitim mataryallerini ise kişi sayısına göre hazırlıyor ve masalarının üzerine koyuyoruz. Yemek ve çay saatlerini de uzun tutuyor, kalabalıklaşmanın önüne geçiyoruz.”

“İstanbul’dan da Urfa’dan da gelen var”

Gezgin bitkici kamplarına katılım çoğunlukla İstanbul, Kocaeli ve Ankara’dan oluyormuş. Adana ya da Şanlıurfa’dan da doğayı seven misafirleri olduğunu da söyleyen Düzgün, “Emekli profösöründen öğretmenine, öğrencisine kadar geniş bir yaş aralığına sahip harika bir kitlemiz var. Ortak nokta doğayı sevmeleri. O kadar güzel paylaşımlar oluyor ki geçici oluşturduğumuz gruplar, sonra kalıcı oluyor” diyor.

İki gün boyunca dolu dolu bir program sunan kampın en ilgi çeken bölümlerinin başında bitki çayları üzerine yapılan deneyim bölümü geliyor. Bunlardan bir kısmını yürüyüşlerden topladıkları bitkilerden yaptıklarını anlatan gezgin, son kamplarında mor renkli çay hazırladıklarını da söylüyor. Bir diğer ilgi gören bölüm ise yoga seansları.  Güne yogayla başladıklarını söyleyen Düzgün, doğanın içinde olmanın insana iyi geldiğini vurguluyor: “Amacımız geçmişte kullanılan ama unuttuğumuz doğal yöntemleri günümüze uyarlanmış şekilde insanlara öğretmek. Evde, elde olan kaynakları en doğru ve bilinçli şekilde kullanmak. Doğanın kokusunu ve tadını alanların ruhları iyileşiyor ve daha iyi bireyler haline geliyor. Bizim kamplarımızdan ayrıldıktan sonra kendi kokusunu yapabiliyor, tohumdan fidan üretebiliyor ya da meyve kabuklarından nefis çaylar yapabiliyorlarsa amacımıza ulaşmışız demektir.”