Dünden bugüne “Osmanlı Hanları”

Yunan sanatçı Athina Kazolea’nın hazırladığı “İstanbul’un Hanları” sergisi Ocak ayında İstiklal Caddesi’ndeki Yunan Başkonsolosluğu’nda açılacak. Sergide unutulmuş olan, çöken, bakımsız Osmanlı hanlarının fotoğrafları ve hikayeleri sunulacak.

Fotoğraflara eski görüntüler ve ses kayıtları eşlik ediyor

Kazolea’nın çektiği fotoğraflarda geçmişten bugüne bir köprü kurulmuş. Hanların eski hallerinin yanında şu anda hanlarda saklanan ve adı olmayan insanların öyküleri de anlatılıyor. Fotoğraflara geçmişten kalan ses kayıtları ve görüntüler eşlik ediyor. Konsolosluk sergideki eserler için “İzleyici, yorgun işçinin, sigara içen bir kişinin ve yıkanan birinin vücudu ile karşı karşıya kalıyor” diyor.
Yunanistan’da han kelimesi konukevi anlamında kullanılıyor. Aleksandros Massevetas “Gidenlerin İstanbul’u” kitabında Yunanların Osmanlı hanlarına bakışını şöyle özetliyor; “İstanbul’un hanları unutulmuş bir hayat barındıran bir kabuk, kayıp olacak bir dünyanın son görüntüleridir. Eminönü’nde, Büyük Pazar ve Mısır Çarşısı arasında Mercan, Tahtakale ve Beyazıt’ın yamaçlarında saklanmaktadır. Şehrin sakinlerinin çok azı bunların ne ve nerede olduğunu bilmektedir. Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu önünden geçip onların varlığından bihaberdirler.”

“Dib u Dar” artık Türkçe

Ermeni alfabesinin ve matbaacılığının Ermeni kültür dünyasındaki yerini 180 fotoğraf ile anlatan “Dib u Dar” kitabı Türkçe’ye çevirildi. Venedik’ten İstanbul’a, Boston’dan Van’a, Kahire’den Stockholm’a,
17 ülkenin 95 şehrinde kurulan 462 matbaa hakkında bilgilerin ve önemli Ermeni matbaacıların biyografilerinin yer aldığı kitap aynı zamanda Türk matbaacılık tarihine de ışık tutuyor. Matbaa-i Amire’de müdürlük yapan ve Osmanlıca harfleri matbaaya uyarlayan Ermeni matbaacılar kitapta geniş yer buluyor.