03.10.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Pelin Çini pelin.cini@milliyet.com.tr
Artık kendi kendinizin patronu olmak istiyorsanız, hep hayalini kurduğunuz
o kafeyi açmanın zamanı geldiyse ya da Facebook’a rakip olacak kadar büyük bir projeniz varsa... Kısacası kendi kanatlarıyla uçmak isteyen bir girişimciyseniz cuma akşamları Bloomberg HT kanalında yayımlanan “Dragons’ Den” programına bir göz atın. Burada farklı sektörlerden beş yatırımcı jüri üyesi -namıdiğer dragon- onlarla ortak olmak isteyen girişimcilerin sunumlarını izliyor ve eğer o kişiye kanları ısınır, projenin başarılı olacağına ikna olurlarsa binlerce liralık yatırım yapıyorlar.
Bol sıfırlı tekliflerin havada uçuştuğu, kimi girişimcinin sevinç çığlıkları atarak kimisinin de gözleri dolu dolu terk ettiği programın dragonları Alphan Manas, Baybars Altuntaş, Gamze Cizreli, Nevzat Aydın ve Yalçın Ayaydın’la bir araya geldik. Müstakbel ortaklarında aradıkları özellikleri ve Türkiye’de girişimciliğin az olmasının nedenlerini konuştuk.
“Arkadaşlarım bana ‘Ejder ana’ lakabını taktı”
Gamze Cizreli (Big Chefs’in sahibi)
-BBC’deki “Dragons’ Den”i beğenerek izlerdim. İş hayatımın başında olsam, sermaye ve güçlü bir
ortak bulmak için kesin katılırdım.
-İnsanlar soyadlarına aşina oldukları isimlerin dragon olmasını istiyormuş. Bu saçma bir eleştiri çünkü dragonların özelliği sıfırdan bir yere gelmiş, bir işi yoktan var edebilmiş olmaları. Biz uygun seçimleriz.
-Benim için en önemli kriter karşımdaki girişimcinin yaydığı enerji.
-Kadın girişimci sayısı çok az. Bizler erkeklere oranla risk almayı sevmiyoruz, hayalperest değiliz ve daha garanticiyiz.
- Arkadaşlarım fazla yumuşak olduğumu düşündükleri için bana “Ejder ana” ismini taktılar, programın ejder anasıyım.
“Jüri üyeliğinden yatırımcılığa terfi ettim”
Alphan Manas (Brightwell Yönetim Kurulu Başkanı)
-Bu benim ilk TV deneyimim değil. Daha önce “Türk Mucitler” yarışmasında jürilik yapmıştım, şimdi yatırımcılığa terfi ettim.
-Girişimcinin tavrı, elektriği benim için her şeyden önemli. Zaten ilk intiba denilen şey 30 saniyede oluşur. Biriyle tanışırsınız ve beyniniz siz farkında olmadan onun hakkında kararlar verir. İnatçı, antipatik ve “My way or the high way” diyenlerle ortaklık kuramam.
-Diğer dragonlarla birbirimize aşina insanlardık, kısa sürede yakınlaştık. Özellikle Baybars ile benim ayrı bir samimiyetimiz var, hayatın anlamını bende buldu! Şaka bir yana çok uyumlu bir ekibiz, sanki kırk yıldır berabermişiz gibi rahatız.
“Ekipte burnu en iyi koku alan dragon benim”
Baybars Altuntaş (Deulcom Genel Müdürü)
-Dragon olma teklifi geldiğinde çevremdekiler “Tam adamını bulmuşlar” dedi. Haklılar da. Ben 400 dolarla iş hayatına atılıp bugünlere geldim.
-Programda burnu en iyi koku alan yatırımcı benim. Şimdiye kadar neye yatırım yaptıysam hızla ilerledi. Bunun sırrı da projelere “Ben alır mıydım?” şeklinde bakabiliyor olmam. Parası az olan insan zor ikna olur, karşılığını alacağından emin olmadan parasını harcamaz. Milyon dolarların içine doğmadığım için bunu anlayabiliyorum.
-Türkiye’de 80’li yıllarla birlikte girişimcilik köşe dönücülük, iş bitiricilikle karıştırılmaya başladı. Bu kanıyı bozmayı planlıyoruz. Yarışmanın BBC’de yayımlanan versiyonuna katılan girişimciler projelerini hayata geçirmiş, belli bir satış miktarını yakalamış insanlar. Bizim girişimcilerse elini kolunu sallayarak gelen tipler.
- Aileler çocuklarını kendi işlerini yapma konusunda desteklemiyorlar. Ben erkek olmama rağmen epey zorlandığımı hatırlıyorum. Oysa bu dönemde girişimci olmak bir seçenek değil zorunluluk. Nüfus hızla artıyor ve teknolojinin ilerlemesiyle istihdam sorunu giderek büyüyor.
“1000 fikirden ikisi başarı hikayesine dönüşür”
Nevzat Aydın (Yemeksepeti.com’un CEO’su)
-10 senedir 300’den fazla yerde girişimcilik üzerine konuşma yaptım. insanlara kendi hikayemden yola çıkarak bilgiler vermeye çalıştım. Bu programda da amacım bu. 1 milyon TL yatırayım,
5 milyon TL kazanayım derdinde değilim. İşe biraz sosyal sorumluluk gözüyle bakıyorum.
-10 sene önce fikir bulmak çok önemliydi, şimdiyse o fikri hayata geçirebilmek önemli. Günde 1000 fikir üretilir, bunlardan ancak yedisi projeye, ikisi de başarı hikayesine dönüşebilir. Aradaki fark inanç, istikrar ve doğru ekibi kurabilmekte yatıyor.
-Diğer dragonlara oranla daha gözlemciyim. Girişimci kapıdan içeri girdiği andan olacakları anlarım. Bir iş görüşmesinin sonucunu ilk 30 saniyede anlayan biri olarak bu yeteneğime güveniyorum.
“Hazırlıksız gelen girişimci olursa agresifleşirim”
Yalçın Ayaydın (Ayaydın Group Yönetim Kurulu Başkanı)
-Programda amacım farklı sektörlere yatırım yapmak. İlla tekstil
ya da modaya yönelecek değilim.
-Ekip olarak birbirimizden çok farklıyız, bir elin beş parmağı birbirine benzemez ya. Ben karşıma yeterince araştırma yapmadan, dersini çalışmadan gelen bir girişimci olduğu zaman agresifleşebiliyorum.
-Yatırım yapacağım işlere karar verirken esas kriterim projenin beni ilk anda çarpması. Sunulan iş beni şaşırtmalı ve heyecanlandırmalı. Ayrıca öngörüme çok güvenen biriyim, işin ya da ürünün karşısına geçer ve sanki zaman makinesiyle geleceğe ışınlanıp olacaklara göz atarım. Tutar mı
tutmaz mı bilirim.
-Çok detaycıyım, bugüne kadar şirketlerimizden içeri benim ya da kardeşimin dokunmadığı tek bir kumaş girmedi. Ben
o kumaşa dokunmalıyım, ondan yapacağım gömleği hayal edebilmeliyim. Ortaklık kuracağım kişi de böyle titiz olsun isterim. n