"Gençler en çok ilişkinin ilk günlerinde aldatıyor"

axpaz021.jpg Erkek dediğin aldatır" klişesiyle büyüdük hepimiz. Aldatıldık da çoğu kere. "Erkek neden aldatır?" sorusunun cevabı belki de çok basit. Uskan'ın dediği gibi "doğası gereği". Ama madem bu işe bir son vermenin bir yolu yok, en azından aldatan erkeklerin hikayelerinden yola çıkarak kendimizi korumanın yollarına dair bir ipucu edinebiliriz belki. Posta Gazetesi'nde yazdığı bir yazı dizisi gereği 300 tane aldatma hikayesi dinleyen ve bunların 40 tanesine "Aldatan Erkekler Anlatıyor" isimli kitabında yer veren Selda Uskan "Aşkı bulmanın ve korumanın yolları"nı değil ama "aldatan erkekle başa çıkmanın yollarını" satır aralarına yaymış belli ki. Satır aralarını okumak size kalmış, şimdi karşınızda Selda Uskan'ın aldatmayla ilgili somut düşünceleri... En çabuk eskiyen şey kadın ama bir erkeğin karısını hayallerinde aldatması en acısı bence. Bir kadın olarak beni daha çok yıkar şahsen. Duygu kadınıysanız, sevdiğiniz insanla sevişirken adamın aklında Aysun Kayacı varsa fena bir durum. O yüzden "Keşke onunla sevişse de beni hayal etse" diyenlerdenim. Yoksa ihanet nedir ki, altı üstü bir bedenin üzerine uzanmak. İşin içinde aşk yoksa tabii. Kitabın girişinde "Dünya güzeli de olsa, eskiyen kadın mutlaka aldatılır" diyorsunuz. Onca erkeğin aldatma hikayesini dinlediniz. Sizce en acısı nasıl aldatılmak? Çok kötü. İlişkinin sonu bence. En azından ara verip tekrar birlikte olunsa bile, hiçbir duygunun eskisi gibi olamayacağı hüzünlü bir durum. Ama hayat bu, kadınlarımız evliliklerini böyle de sürdürebiliyorlar... Ya aşk varsa? İçinde bu acıyı taşıyan kadın çevresindeki erkeklere daha açıktır artık. Kadının ihanet etmesi için önce yüzündeki ve yüreğindeki at gözlüklerini çıkarması gerekir. Bu gözlükleri sadece aşık kadınlar taşır. Bir kere çıkardı mı iş bitti zaten. Gözlük yüzün iki yanına kaynadığı için aldatan eş onu bir nevi kanırta kanırta çıkarır ihanetiyle. Bu yüzden erkekler aldatmadan önce şöyle bir düşünsünler ne kaybedeceklerini. İhanete uğrayan kadın bir süre sonra buna karşılık verir mi? İlk başlarda. Çünkü mutlaka eski sevgililer unutulmamıştır ve özlem ağır basar. Eski aşklara kısa dönüşler olabilir. Bir de oğlan yeni flörtüyle birlikte kızın yeni çevresine girer. Ve aklı şaşar cıvıl cıvıl yeni kızları görünce. "Ah keşke şu Melda'yla daha önce tanışsaydım!" pişmanlığı genci de ilişkisini de zorlar. Ama aşk galip gelirse çevrelerindeki her şey bir bir silinir. Bu arada kızlarımız şunu unutmasın; onlar hemen aşık olurlar. Erkek ise "Nasıl yapsam da bir an önce şu kızı öpsem" diye girer ilişkiye. Erkeğin sevgisi çok sonra girer devreye. O da girerse tabii. Genç ilişkilerde ihanet hangi dönemde daha sık görülür? Temelde fark yok. Birinin dedikodusu mahallede yapılıyor, diğeri ekranlarda. Duygu olarak da farkı yok. Ancak ekranlar veya dergilerin sosyete sayfalarına bakın, daha çok paraya ve güce dayalı ilişkiler söz konusu. Kocanın sevgilisi var. Karısı bunu biliyor. Kadın Milano'ya alışverişe gidiyor yine kendisiyle aynı kaderi paylaşan kadın arkadaşıyla. "Bana ne ben hayatıma bakarım. Kocacığım bana alışveriş için para yolla" diyor ve mutlu hayatları devam ediyor. Diğer yanda Hüsnü Şenlendirici genç yaşta evleniyor. Karısı Nazire hanım "Allah belanızı versin" düzeyinde kalırken o dış dünyaya açılıyor. Sartre okumuyor belki ama mesleğinde en büyük başarıyı yakalıyor. Ki bence bir erkeği cazip ve seksi kılan en önemli duruş bu. Benim gibi düşünen Deniz Seki'nin de dikkatini çekiyor haliyle. Ünlülerin ihanetleri, sade vatandaşın ihanetinden farklı mı? Türk kadınları klasik işlerde usta ama "kocanın düzeyini" takip etmede yavaşlar. Nazire hanımda da durum bu. İşte bu yüzden genç kızlara eğitim ve ekonomik özgürlük diye yırtınıyoruz. Onca sene eşine emek veren Nazire hanım nerede yanlış yaptı? Çoluğunu çocuğunu geçindirecek parası varsa boşansın. Yoksa evliliğini bir süre devam ettirsin ama sesini çıkarmadan. Peki ihanete uğramış ve bunu hazmedemeyen kadın ne yapsın? Önce şaşkınlığı üzerinizden atacaksınız. Şimdi savaş zamanı. Her yol mubah. Bunu hayatında kocasının cebini bir kere bile karıştırmamış biri olarak söylüyorum ama siz karıştırın. İşyerine ani baskınlar yapın. Mesai arkadaşlarıyla nasıl bakışıyor, gözlemleyin. Kocanız müdür veya patronsa sekreter hanımı kocanızdan önce tavlayın ve hediyelere boğun. Onunla sırdaş olun ki eşinizin ne gibi faaliyetlerde bulunduğunu öğrenebilin. Siyah çarşaf ve peçe takıp onu takip edin. Cep telefonlarındaki isimleri (erkek isimleri bile olsa) araştırın. Nevzat-Nevval, Cantekin-Canan durumlarına dikkat edin. Üzerinize bir kudurukluk gelsin. Eşinizle her gece sevişme isteği gösterin, adamı helak edin. Aldatılmaya karşı tedbirler: Cebini karıştırın, çarşaf giyip takip edin!