17.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
Pelin Çini pelin.cini @ milliyet.com.tr
Kibrit kutusu büyüklüğündeki kartlara ne kadar detaylı bir çizim yapılabilir? “Yer elverdiği kadar, gözüm gördüğü kadar” diyebilirsiniz. Ancak Melike Acar’ın hazırladığı kartları görünce bu cevap insana yetersiz geliyor. Dünyaca ünlü çizgi roman firmaları için kart setleri hazırlayan ve o minicik kartlara dünyaları sığdıran Acar için bu kolay bir iş. Bir kartı maksimum bir saatte hazırlıyor, üstelik bu işlemi yaparken büyüteç ya da başka bir malzemeden de yardım almıyor.
İnternette hakkında “En seksi çizer” başlıklı forumlar açılan Melike Acar ile Moda’daki evinde bir araya geldik. Çizime nasıl başladığını, ufacık kartları boyarken nasıl içinin sıkılmadığını ve sürekli Amerika ile çalıştığı için yakında oraya yerleşip yerleşmeyeceğini konuştuk.
* Forumlarda sizden en seksi çizer olarak bahsediliyor...
Beğenilmek herkes gibi hoşuma gidiyor. Forumları gördüm, tabii okuyup güldüm, o kadar. Bana bir avantajı yok ki bu durumun. Kokoş ve süslü bir tip de değilim zaten. Yurtdışında kadın olduğumu anlamıyorlar, fark edince şaşırıyorlar. Forumlarda benden erkekmişim gibi bahsediliyor. Bilseler de bir şey değişmez. Onlar için yaptığınız
iş önemli. Türkiye’de de durum farklı değil. Kadın olduğum için henüz dezavantaj yaşamadım. Leman’da çalıştığım dönemde ortamda biraz fazla küfür edilirdi, o kadar.
* Gelecek planlarınız arasında Amerika’ya yerleşmek var mı?
Hayır. Beyin göçüne dahil olmayacağım. Benzer teklifler aldım fakat ilgilenmiyorum. Ben Türküm, burada kurulu bir düzenim var. Bundan da vazgeçmeye niyetim yok. Zaten bu iş internette ilerliyor. Orada yaşasam da editörle internet üzerinden iletişim kuracağım, bir şey fark etmeyecek. Yıldıray Çınar, Mahmud Asrar ve Kutlukhan Peker benim gibi Amerika ile çalışan diğer Türk çizerler. Mahmud ve Yıldıray sık sık Amerika’ya gidip geliyor, Kutlukhan zaten orada yaşıyor. Benimse vizem bile yok.
“Leman’da editörler beni mizaha yönlendirmeye çalıştı, istemedim”
* Röportajlarınızda “Yalnızlıktan besleniyorum” demişsiniz. Oysa çizerler “Esprilerimi bulmak için, hayal gücümü harekete geçirmek için insan içine karışırım” derler...
Tam bir asosyalim. Zorunda olmadıkça evden çıkmıyorum. Ben de bu durumumun anormal olduğunu sanıyordum ama Amerikalı çizer arkadaşlarımla konuşunca rahatladım. Birçoğu benim gibi. Hayatım işten ibaret. Gündüz zombi, gece vampir şeklinde yaşıyorum. Gün içinde Türkiye’de çalıştığım reklam ajanslarıyla iletişim halindeyim. Akşamları da Amerika ile internet üzerinden mesaim başlıyor.
* Anaokulundan uyumsuzluk nedeniyle atılmışsınız, lise sorunlu geçmiş. Üniversiteden de atılmışsınız. Tam bir “problem çocuk” portresi...
Okul ve sistemle barışamıyorum. Ortaokulda kimseyle konuşmazdım. Lisede ve üniversitede yalnız kalmayı tercih ettim, bu durumda da devamsızlıktan okuldan atıldım. Eskişehir Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’ne gidiyordum. İstemediğim, sıkıcı bulduğum
derslere girmiyordum. Bu konuda maalesef kötü bir örneğim. İnsanlar ne yapıp edip okullarını bitirmeliler. Bana danışanlara
verdiğim yegane tavsiye de budur.
* Çizim hayatınıza nasıl girdi? Çocukluktan beri resim yapar mıydınız?
Kendimi bildim bileli çiziyorum. Yetenekli olduğumu ise üniversite döneminde sınava hazırlanmak için gittiğim kursta fark ettim. Orada başkalarıyla kendimi kıyaslama şansım oldu.
* Üniversiteden atıldığınız dönemde Leman, L-Manyak ve Atom’da da çizerlik yaptınız. Mizah dergileri ile yolunuz nasıl kesişti?
Okuldan atıldığım yaz Oky ve Memo Tembelçizer ile tanıştım. Beni Galip Tekin’e götürdüler. Galip hocanın yetiştirdiği son isim de benim herhalde. Bana teknikleri öğretti. Bahsettiğiniz dergilerde çizmeye başladım. Bu altı yıl sürdü. Ardından editörlerle anlaşamadığım için ayrıldım.
* Neydi anlaşamadığınız konu?
Ben gerçekçi çizgi roman yapmak istiyordum, sanırım onlar da beni mizaha yönlendirmek istiyorlardı. Türkiye’de mizah satıyor gibi bir imaj var. Bunu dergi editörleri yaratıyor. Türkiye’de ciddi bir çizgi roman okuyucusu var. Yabancı çeviri çizgi romanlarının satışından belli bu. Ama bu kitle ihmal ediliyor, yeterince ilgilenilmiyor.
“Çizdiğim kartlar internette birkaç saat içinde tükeniyor”
* En son Marvel Dangerous Divas isimli bir Sketch card serisi hazırladınız. Bu işe nasıl başladınız? Şu an neler yapıyorsunuz?
Rittenhouse Archives editörü Robert Kholbus ile internet üzerinden iletişime geçtik. Deviantart gibi çizim-illüstrasyon sitelerindeki çalışmalarımı görmüş. Marvel Dangerous Divas, Marvel’in tüm çizgi kadın kahramanlarının yer aldığı bir seri. Benim firma için hazırladığım ikinci set. Daha önce de Marvel Heroes and Villians serisini çizmiştim. Dün de Upper Deck firması ile anlaşma imzaladım. Oraya da Captain America ve Avengers kart serileri hazırlayacağım. Breygent için Vampirella serisi hazırlıyorum. Ayrıca Image Comics için de çizmeye devam ediyorum. Mütevazı davranamayacağım. Kısa süredir çiziyor olmama rağmen geniş bir alıcı kitlesi oluşturdum. Kartlarımın satışa çıkacağını internette duyurduktan sonra birkaç saat içinde hepsi yüksek fiyatlara satılıyor.
Sketch card nedir?
Çizgi roman meraklıları ve koleksiyonerler tarafından toplanılan, değiş tokuş da edilen minik kartlar. Forumlarda bu kartlar hakkında “Cepte taşınan sanat eserleri” deniyor. Kartların üzerlerinde çizgi roman kahramanları ya da serüvenlerinin çizimleri bulunuyor. Firmalar senede yaklaşık iki set kart üretiyor. Bir sette 20-200 arasında kart bulunuyor fiyatları ise 5-10 dolar arasında değişiyor. Çizerlerin orijinal kartları, ebay gibi sitelerden tanesi 1000 dolara müşteri bulabiliyor.