16.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özge Tabak / ozge.tabak@milliyet.com.tr
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Kliniği’ndeyiz. Amacımız klinikte görevli personelin burada tedavi gören kanser hastalarıyla birlikte kurduğu 20 kişilik OnKOROji korosuyla tanışmak... Kliniğin koro macerası geçen sene başlamış. Bu sene ikinci seneleri. Samsun Devlet Opera ve Balesi’nden sanatçılar iş çıkışı geliyor ve haftada ortalama iki defa, saat altıdan yaklaşık ona kadar onlarla birlikte çalışıyorlar. Bir de konser verdiler geçtiğimiz günlerde hastanenin konferans salonunda, çok mutlular; bayağı da popülerler hastanede...
“Burada muhteşem dostluklar kurduk”
Bir yıldır kolon kanseri tedavisi gören Faruk Öztürk, koro fikrinin sahibi Doç. Dr. Yasemin Kemal’in önerisiyle katılmış koroya. “Kanser olduğumu öğrendiğimde ağlamadım, yaşamam gerektiğini düşündüm. Yapacak çok şeyim var; sevdiğim insanlar, torunlarım, yeğenlerim... Normal yaşamımdan, sosyal hayatımdan çok fazla ödün vermedim. Bu koro da bütünleştirdi bizi. Güzel insanlarla tanışmış olduk” diyor. Devamı gelecek mi dediğimde “Ben kaptım virüsü, daha sahneden inmem” diye yanıtlıyor gülümseyerek.
Pakize Sağlam koronun solistlerinden. İki senedir yumurtalık kanseri tedavisi gören Sağlam’ın korodaki ikinci yılı. Odadan taşan enerjisi, hayat dolu haliyle başlatıyor anlatmaya “Müzik bir terapi zaten” diyerek: “Bu hastalık takdir-i ilahi ama ‘Her şerde bir hayır vardır’ sözünü ben burada gördüm. Muhteşem dostluklar kurduk. Ahşap, taş boyama gibi diğer sosyal aktivitelerimiz de var. Burada bunların hepsine, kısaca yaşama dahil edildik. Biz hastalığımızla değiliz, uğraşılarımızla baş başayız. Hastane idaresi ve bütün sağlık çalışanlarının da bunda çok büyük payı var. Bir dayanışma ortamı da oluyor. Aynı hastalığı olanlar kendi sorunlarını konuşabiliyor, öneriler getirebiliyorlar. Hastalığa bir mola oluyor yani, hasta olduğunuzu düşünmüyor ve motive oluyorsunuz. Sağlıklı insanlar ölümü düşünmeden yaşıyor, biz yaşadığımız her anın kıymetini bilerek yaşıyoruz. Personeller ailemizden biri gibi oldu artık. Kemoterapi aldığımız için her 21 günde bir görüşüyoruz. Şifa melekleri diye Whatsapp grubumuz var, oradan iletişim halindeyiz sürekli.”
O esnada konserde aynı şarkıyı söylemesi üzerine kendisine takılıyor arkadaşı. “Aynı şarkıyı söyleme diyorlar bana, Simge Sağın ‘Mış Mış’ı üç senedir söylüyor; ben de bir üç sene daha söylerim bu şarkıyı” diye kahkahayı basıyor Pakize hanım.
“Bana göre en büyük kemoterapi müzik”
İlknur Başak arkadaşı ona iyi geleceğini söyleyince katılmış koroya. Meme kanseri tedavisi görüyor, kendisinin de hastalara koro çalışmasını önerdiğini söylüyor. “Çok güzel bir motivasyon bize. Bazen yaşadığımız kötü günleri paylaşıyoruz; bazen de hiç konuşmuyor, o günleri yaşamamamış gibi oluyoruz. Ailemiz, arkadaşlarımız çok destekliyor bu çalışmamızı, hep yanımızdalar” diyor OnKOROji için.
“Sekiz senelik kolon kanseri hastasıyım, sekiz defa ameliyat oldum. Rekor şimdilik bende” diye cümlesine başlayan Temel Recepoğlu ise “Bir insan kanser olduğuna üzülür değil mi? Ben şu anlamda mutluyum, buradaki arkadaşlarımı, çalışan personeli tanıdığım için. Kemoterapi günüm gelse de arkadaşlarımı görsem diye içim gidiyor. Bana göre en büyük kemoterapi müzik” diyor.
Kemoterapiyi koroya göre ayarladıklarını anlatan Recepoğlu’na hayalini soruyorum: “Yaşım 67, tek hayalim de tek evladımı evlendirip yuvasını kurmak” diye cevap veriyor.
Mide kanseri tedavisi süren Vedat Yasan’ın yanında 50 senelik eşi de var. Yasan’ın koro çalışmalarına da geliyormuş. Konser için de oğlu işinden izin alıp gelmiş. “Çocuklarım çok mutlu bu durumdan. Hayattan kopmamak lazım” diyor. “Ben koronun şiircisiyim. Kendi yazdıklarımdan, Cemal Süreya’dan şiirler okuyorum” diye anlatıyor, personeli yere göğe sığdıramıyor: “Geçen gün yaş günümdü, hemşirelerimiz toplanıp canlı yayın yapıp kutladılar. Bu güzel ilgi bizi moralman yükseltiyor. Bu korodan sonra hele herkes tanıyor bizi, hemşireler, doktorlar sarılıyor.”
“Birlikte çok eğlendik”
Sorumlu hemşire Ayşe Büberci koronun sunuculuğunu üstlenmiş. Kemoterapi ilaçlarını hazırlayan biyolog Çağrışan Şalcı solo şarkı söyleyenlerden. Büberci “Moralin hastaların tedaviye uyumlarında, tedaviye sarılmalarında büyük etkisi var. Kendilerini daha iyi ve güvende hissetmelerinin yanında etraflarındaki insanların sevgisini, bizim onlara verdiğimiz değeri de daha iyi algıladılar. Aramızdaki bağın çok daha güçlü olduğunu hissettik biz personeller de, hep birlikte çok eğlendik” diyor. Şalcı ise “Amacımız onlara moral ve destek olmaktı. Kanser çok zor bir hastalık, insanlar bu süreçte karamsarlığa düşebiliyorlar. Bundan çıkabilmeleri adına elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu tarz faaliyetlerin de onların hayata bakışını değiştirebileceğini düşünüyoruz. Ki konser sonrası fark ettik ki hastalara çok güzel şeyler katmış” diyor.
“Yan etkileri daha az hissediyorlar”
Doç. Dr. Yasemin Kemal
(Tıbbi onkoloji uzmanı)
Fikir benden çıktı. Müziği, türküleri çok seviyorum. İki sene önce burada işe başladığımda aklımda hastalarla bir koro kurma fikri vardı. İlk sene olmadı, geçen yıl paylaştığımda personelimizin, hastaların çok hoşuna gitti ve koro başladı. Hastalarla sesiniz güzel mi diye konuşmaya başlayıp kime önerdiysem hemen kabul ettiler. Hatta kemoterapideki başka hastalardan ben de geleceğim diyenler oldu. Herkes için öyledir ama böyle bir hastalıkla savaşırken sahneye çıkmak insanları ekstra mutlu ediyor. Yeni insanlar tanıyorlar, birbirleriyle, hastane personeliyle, sanatçılarla kaynaşıyorlar. Onlara bambaşka bir dünya, yeni bir pencere açıldı bu sayede. Çok keyifli geçti bu süreç.
Tabii ki her hasta uygun değil ama uygun olan hastalar böyle bir şeyle uğraşırken kemoterapinin yan etkilerini daha az hissediyorlar, hastalığın olumsuzluklarını düşünmüyorlar. Hiçbir zaman hastalığa kilitlenmemek lazım. Üretmeye, ailesiyle ilgilenmeye, ne yapıyorsa ona devam etmeli. Hayatın devam etmesi çok önemli. Biz istiyoruz devamının gelmesini; hiç ayrılmayacağız ve devam edecek koro bizce. Çok yorucu, ağır olmayan, dinlemesi-söylemesi keyifli, sesi çok yormayan şarkılar söyledik bu yıl; belki seneye sanat müziği söyleriz.