Hayatı kurtuldu ama kızını bile uzaktan öpmek zorunda

Benim kan grubum zor bulunuyor. O yüzden ameliyat olacağım kesinleşince CHP'liler camilerde anons ettirmişler. Radyolarda da duyurmuşlar. Gece soğukta yüzlerce Ankaralı kan vermeye gelmiş. Bu bana müthiş moral verdi. O an 'Ölsem de gam yemem' dedim. Ameliyatta 80 şişe kan kullanılmış. Ameliyat öncesinde insanın tüm hayatı gözünün önünden geçiyor. 'İyi ki geniş bir ailem var, Yıldız'a Suna'ya sahip çıkarlar' diye düşündüm."Bu sözlerin sahibi, CHP Bursa milletvekili ve TBMM Başkanvekili Ali Dinçer 2007'ye hastanenin organ nakli biriminde girmişti. Sekiz saat süren başarılı bir karaciğer nakli operasyonunun ardından iyileşme safhasındaydı.Lenf kanserinden kurtulmuşken hepatit B'ye yakalanınca karaciğeri iflas eden, organ nakliyle yeniden hayata dönen Dinçer'in evinde o günden beri "yasaklı" bir bayram havası esiyor. Çiçeklerin sürgüne gönderildiği, kucak ve öpücük yasağının getirildiği Dinçerlerin evindeki yaşam, hem kanserin hem de karaciğer nakli ameliyatının üstesinden gelen Dinçer'i mikroplardan uzak tutma hedefine odaklanmış durumda. Sanatçı eşi Yıldız İbrahimova ve 10 yaşındaki kızı Suna ile birlikte TBMM'deki makamında görüştüğümüz Dinçer, süreci şöyle anlatıyor:"2003 yılının ocak ayında, CHP Grup Başkanvekili Prof. Dr. Haluk Koç, boğazımda bir kitleye baktı, 'Normal değil, incelenmesi lazım' dedi. Sonuçta lenf kanseri olduğum ortaya çıktı. Tedavi başarıyla sürdü ama 2005'te son noktada kök hücre nakli olacakken hepatit B olduğum anlaşıldı. Bu konuda bağışıklık kazanıyor gibi olunca kök hücre nakli yapıldı. Ancak 2006'da hepatit B yüzünden karaciğerim iflas noktasına geldi. Doktorlar nakil gerektiğini söyledi. Yoğun bakıma alındım. 21 Aralık gecesi hastanede doktorlar kızımın doğum gününü sorduğunda, bazen doğru söylüyordum bazen yanılıyordum. Birinci derece komaya girmişim. Nakil konusunda karar verildi, ulusal listeye girdim ve karaciğer beklemeye başladık." Gece bir haber geldi, İstanbul'da bir genç kalp krizinden ölmüş. Ekip gidip karaciğeri aldı getirdi. 18 yaşında Hasan Saka adında bir gençmiş. Fenerbahçe maçını izlerken kalbi heyecanı kaldırmamış, kriz geçirmiş, annesi organlarını bağışlamış. O an hazır olduğumuz için listede birinci sıraya çıktık ve sabah saat 7.00'de organ geldi, saat 11.00'de ameliyata alındım. Tabii bu zor bir bekleyiş olur tüm aile için. Tam da yılbaşı öncesi olduğundan hem nakil yapan yerler tatilde oluyor hem de nakil yaptırması gerekenler hemen bulunamıyor. Bu stresli ameliyat bitince Gürcistan'dan kasayla getirdiği şaraplarla hastanede kutlama yaparlar. Dinçer'in ardından 12 yıldır organ bekleyen bir polise karaciğer, bir emekli TIR şoförünün kızına karaciğer, Kastamonu Defterdarlığı'ndan bir müstahdeme pankreas ve böbrek nakledilir. Gürcistan şarabıyla kutlama Ali Dinçer'in tedavi sürecinde doktorların getirdiği yasaklar ailenin düzenini altüst eder. Örneğin kızı Suna'ya "babayı kucaklama yasağı" getirilir. Zaman zaman babasına doğru koşarken son anda yasağı hatırlayıp kendini tutan Suna, "Kucak yasağı ne zaman bitecek?" diye sabırsızlanıyor. Bu arada eve mikrop getirmemek için okulda arkadaşlarından bile uzak durduğunu söylüyor."Mikropların yüzde 95'i eller aracılığıyla geçiyor" diyen Dinçer, her gün yüzlerce kez yaptığı el sıkışmayı bir kenara bırakmış. Artık küçükken dedesinden gördüğü gibi elini kalbinin üzerine götürerek selam veriyor. Kucak yasağı ne zaman bitecek? Dinçer'in ilaçlarını saat başı alıp iki günde bir doktora gitmesine ve mikroplardan uzak yaşaması zorunluluğuna rağmen tedavisini doğal ortamda sürdürmesi gerekiyor. Bu yüzden TBMM'ye de gelip gidiyor. Altı ay boyunca sürecek olan bu yasaklı hayatın kontrolü ise sanat çalışmalarını askıya alan eşinin elinde.Yıldız İbrahimova doktordan aldığı direktifler doğrultusunda halı ve kilimleri kaldırır, çok sevdiği çiçekleri ise balkonlara sürgüne gönderir: "Çiçeklerimi çok seviyorum ama yeter ki Ali'ye bir şey olmasın."Direktifleri alırken "Aynı yatakta yatabilir miyiz?" diye sorunca doktorlar espriyle karışık bu kararı Ali beye bırakırlar. Yıldız hanım eşine, "Ali, beni yatağına kabul eder misin?" diye sorar, onay alınca aynı yatağı paylaşmayı sürdürdüler! Tedavi doğal ortamda sürecek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi'nde, Prof. Dr. Sadık Ersöz başkanlığındaki ekip tarafından ameliyat edilen Dinçer, dünyada kanser tedavisi gördükten sonra organ nakli yapılan 84'üncü kişi, karaciğer nakli yapılan 14'üncü kişi olmuş. Erdal İnönü'nün de kanserden deneysel bir yöntemle kurtulduğunu belirterek "İkimiz de literatüre girdik" diyor bu konuda.Yaşadıklarından sonra Dinçer'in organ nakli konusuna bakışı daha netleşir. Organ bağışının yaygınlaşması için yeni bir ulusal sistem kurulması, Sağlık Bakanlığı ve sivil toplum örgütlerinin işin içinde olması gerektiğini söylüyor ve özellikle organın bulunup getirilmesi sırasındaki masrafların karşılanması için kaynak oluşturulmasının şart olduğunu vurguluyor.Yabancı ülkelerdeki modelleri de inceleyen Ali Dinçer, Türkiye'ye uygun bir organ nakli sisteminin uygulamaya konulması gerektiği kanısında. "İnönü de ben de literatüre girdik"