Pazar “Herkes aklındaki Gezi’yi tarif etti”

“Herkes aklındaki Gezi’yi tarif etti”

07.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

1.5 yıllık çalışmanın ardından tamamlanan 50 metrekare büyüklüğündeki “Gezi Resmi”nin ressamı Haydar Özay: “Önce fotoğraflar çektim, eskizler çizdim. Herkes aklındaki Gezi’yi tarif ettikçe de resim değişti, gelişti”

“Herkes aklındaki  Gezi’yi tarif etti”

Gezi olaylarının ikinci yıldönümünde Karaköy’deki TMMOB İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nin terasında ressam Haydar Özay’ın 50 metrekarelik dev “Gezi Resmi”nin açılışı yapıldı. Resimde de yer alan, olaylar sırasında hayatını kaybetmiş gençlerin aileleri de bu açılışa katıldı. Haydar Özay 1979-2000 yılları arasında Taksim Gezi Parkı’nı içine alan bölgenin başbahçıvanlığını yapan Cemal Özay’ın oğlu. Özay’la görüşüp çocukluk anılarındaki Gezi Parkı’nı ve “Gezi Resmi”ni konuştuk.

Haberin Devamı

-Gezi Parkı’yla ilgili hatırladığınız en eski anı nedir?

Gezi Parkı’nda metal bir heykel vardı. Siyahtı. Belki bir panter, belki bir pars. Bir o heykeli hatırlıyorum bir de kestane ağaçlarını... O ağaçların geniş yaprakları vardı. O ağacın altındaki serinlik hep aklımdadır.

-Babanız Cemal beyin yanına gidip ağaçlarla ilgilendiğiniz oldu mu?

Ben daha çok harçlık almaya gidiyordum babamın yanına. Babalar sonsuz bir bankamatik gibidir ya...

-O zamanlar Taksim Meydanı’nın anlamı neydi sizin için?

Taksim Meydanı’nın kenarında bir resim galerisi vardı. Oranın aydın bir müdiresi vardı, Yıldız Hanım. Bana “Beşiktaş’ta Resim Heykel Müzesi var. Git şu isimle konuş, kurslara katıl” dedi. İyi hatırlıyorum, parkın içinden koşarak geçtim ben. Heyecanlıydım. O yıllarda birinin sizi yönlendirmesi önemli. Müzeye gidip kursa katılmaya başladım.

Haberin Devamı

“Ağaçlara değil ama fikirlere bahar geldi”

-Şimdi ne hissettiriyor park ve meydan?

Eskiye kıyasla artık bir duygu yakalayamıyorum. Şimdi doğanın dışında bir anlama büründü. Parktaki ağaçlardan çok insanlara, duygulara, fikirlere bahar geldi.

-2013’e gidelim... Olaylar başladığında neler yapıyordunuz?

Atölyem merkezi bir yerde olduğu için bir hareketlilik olduğunu fark etmiştim. Daha sonra babamla gittim Gezi Parkı’na.

-“Bu park bu insanlar sayesinde kurtulur” demiş size...

Farklı insanların bir arada olduğunu söylemişti, “Belki de ilk defa eyleme geliyorlar” dedi.

“Kafamda hep şu vardı: Aileleri ne düşünecek?”

-Bu eser üzerine çalışmaya ne zaman başladınız?

Olaylar sırasında desenler çizmeye başlamıştım. Her gün parka gidiyordum. Fotoğraflar çektim, eskizler çizdim. Aslında bu ortaya çıkan eserle o zamanki düşüncelerimden biraz uzaklaşmış oldum. O dönemi yaşamış insanlar bir şeyler söylediği zaman başka bir şey giriyor aklınıza. Mesela biri gelip “Gözünü kaybedenlerin sayısı 30’a çıktı” dediği zaman siz bu detayı da eklemeye karar veriyorsunuz. Herkes aklındaki Gezi’yi tarif etti aslında. Resim böylece değişti, gelişti.

-Olaylarda hayatını kaybedenlerin aileleri de geldi eserinizin açılışına. Neler hissettiniz?

Haberin Devamı

Olağanüstüydü. Zaten bu resmi yapmanın zorluklarından biri de oydu. Çünkü resimdeki insanların aileleri, sevdikleri, yoldaşları var. Bunu bilmek çok zor bir duyguyu beraberinde getirdi. Kafamda da hep bu çocukların ailelerinin ne düşüneceği vardı. Abdullah’ın (Cömert) annesinin çocuğuna bakışı çok etkileyiciydi. Ali İsmail’in (Korkmaz) babası da öyle... Çok güzel bir şey de söyledi: “Çocuklarımız hiç yaşlanmayacak.”

“Hayatını kaybeden çocuklara saygı duruşu”

-Somalı madenciler ve Özgecan nasıl bu projeye dahil oldu?

Gezi sürecinin devam ettiğini düşünüyorum. Bu duygunun payı var. Bir de Mehmet’in (Ayvalıtaş) annesi ben resme başladığında hayattaydı. Üzüntüden o da hayatını kaybetti. Öyle olunca ben onu da resme ekledim. Baştan bunu düşünmek mümkün değil tabii ki. Süreci Özgecan’a kadar getirdim. Madenciler de var...

-Sizce hâlâ eksikleri var mı eserin?

Herkes Kırmızılı Kadın’ı soruyor. Gazeteciler yok, sağlıkçılar yok... Bunun nedeni tuvalin sınırlarının olması. Ben zaten “Gezi Resmi”ni bir üçleme olarak düşünüyorum. Bir üçlemeye dönüşecek. Bu ilk bölüm hayatını kaybeden çocuklara saygı duruşu gibi oldu.

Haberin Devamı

“Gezi sahneye taşınmaya çok uygun”

-Gezi olaylarının diğer sanat dallarına etkisi nasıl olur, neler bekliyorsunuz?

Bence durum tam olarak şuna benziyor: Elinizde bir maden vardır. İşinize yarar ama dağın ardında çok daha büyük bir rezerv vardır. Gezi konusu bana onu düşündürüyor. Sadece bu resim üzerinden bile birçok şey çıkabilir. Bence en ilginç alanlardan bir tanesi bale olur. Gezi sahneye taşınmaya çok uygun. Çok güçlü koreografiler çıkabilir. Ben merakla bunu bekliyorum.

Yazarlar