30.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
BADE GÜRLEYEN bade.gurleyen@milliyet.com.tr
Ebru Baybara Demir (32) ile Mardin’den sonra Suadiye’de açılan Cercis Murat Konağı restoranında sohbet ediyoruz. “Her an doğurabilirim” diyor sorularımızı karnı burnunda yanıtlarken. Restoranın kurucusu Demir işini o kadar çok seviyor ki doktorunun “Yeter artık, doğuma kadar evde otur” demesine bile kulak asmıyor: “Bu bir sorumluluk. Geçen yıl kızım 20 günlükken restoranın mutfağındaydım. Beşiği mutfağa koymuştum.”
Cercis Murat Konağı’ını 2001 yılında binbir türlü güçlükle açtığını söylerken gözleri doluyor. Demir, kısa sürede bakanların, millevekillerinin, sanatçıların gözde mekanı haline geleceğini hayal bile edemediğini anlatıyor.
Restoranda çok farklı lezzetler var...
Evet. Spesiyal yemeklerimiz var. Özellikle ekşili erik yahnisi ve pekmezli erik tavasından oluşan sıcak salatamız başka yerde yok. 28 yıl önce Mardin’den İsveç’e göç etmiş bir Süryani kadından öğrendiğim mahlep şarabımız, ayrıca yapılması çok zor olan Süryani çiğ köftemiz var. Mezelerimiz çok özel. Mardin mutfağında Süryani, Kürt, Arap, Ermeni, Türk mutfaklarından pek çok lezzet var.
Özellikle hangi yemekler beğeniliyor?
Mezeler, ova kavurması ve ayvalı kavurma en çok beğenilen yemeklerden.Yemeklerimizde karabiber yerine yenibahar ve tarçını kullanıyoruz. Kuzu eti ve bulgurda kişnişe yer veriyoruz. Mardin mutfağını belirleyen baharat sumak ve kişniştir. 2003’te bir mutfak atölyesi de açtık. İnsanlara yemeklerimizi öğretiyoruz.
Mekanınız ünlülerin de uğrak yeri...
Evet, Sezen Aksu’yu, hatta Prens Charles’ı bile ağırladık. Işılay Saygın, İmren Aykut gibi milletvekilleri, bakanlar, sanatçılar sık geliyor. “Sıla” dizisinin oyuncularını da sık ağırladık.
Hayır, her şey aynı. Mutfaktaki tüm çalışanlar Mardin’den geldi. Kullandığımız malzemeleri de kendimiz üretiyoruz. Yakında ayda iki kere müzik programımız olacak. Ayrıca çocuklar için oyun odamız da var.
“Her şey bir evin avlusunda başladı”
Restoranınız hakkında konuşurken sesiniz titriyor...
Duygulanıyorum çünkü. Çok sıkıntı çektim bugünlere gelmek için. Mardin’de rehber olarak çalışmamı ailem istemedi, eşim bile beni terk etti. 2000 yılında bir Alman grubu Mardin’deki tek restorana götürdüm, yemekleri beğenmediler. “Başka yer yok” dedim.
Sonra ne oldu?
Yengem “Müşterileri avlumuzda ağırlarız, yemekleri ben yaparım” dedi. Çok memnun kaldılar. Turistleri evde ağırlamaya başladık. “Beceremedim” deyip İstanbul’a dönmeyi gururuma yediremedim. Başladığım işi bitirdim.
Cercis Murat Konağı restoranı nasıl kuruldu?
İstanbul Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Dilmener’in kiralık bir evi vardı. Orayı restoran yapmak geldi aklıma ve Cercis Murat Konağı’nı açtık. Her şey bir evin avlusunda başladı. 2003’te tekrar evlendim. Eşimin bugünlere gelmemizde büyük emeği var.