Pazar Meğerse neler olmuş!

Meğerse neler olmuş!

14.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar devam ediyor. Bazı zanlıların soruşturma dosyalarına giren “mizah” düzeyindeki ifadelerine birlikte göz atalım

Meğerse neler olmuş

Kanlı darbe girişimine dair soruşturmalardaki zanlıların cevap ve açıklamaları bazen birbiriyle çelişiyor, bazen de “hayatın olağan akışına aykırı” diye tarif edilebilecek “mizahi” bir hâl alıyor. Kimi darbeyi televizyondan öğrendiğini, kimi Akıncı Üssü’ne ziyaret için gittiğinde olayların ortasında kaldığını, kimi de tesadüfen arabasına aldığı yarbayın “darbeci” çıktığını anlatıyor. Şüphelilerin olaylar içindeki rolü veya masum olup olmadıkları mahkeme sürecinde aydınlığa kavuşacak. Ancak soruşturmada verdikleri ifadeler için mahkeme sırasında ciddi çapraz sorguya maruz kalacakları muhakkak. Soruşturma dosyalarına giren ifadelere buyurun birlikte göz atalım...

Haberin Devamı

Meğerse neler olmuş

“Tarla bakıyordum”

- Adil Öksüz (İmam): Amcam Kazan civarında kıymetli arazi olduğunu, gelecekte iyi para getireceğini söylemişti. Ben de 14 Temmuz akşamı Sakarya’dan Ankara’ya geldim. Orada (Akıncı Üssü civarında) tarla baktım. Üsse hiç girmedim. Üsse yakın bölgede tarla bakıyordum.

- Hakan Çiçek (Kolej sahibi): Sosyal etkinlik için çağırmışlardı. Gittikten birkaç dakika sonra askeri hareketlilik başladı. Üsten çıkamadım, sabaha kadar bekledim.

- Tümgeneral Mehmet Dişli: Darbeciler ölümle tehdit ettiği için onların tekliflerini Genelkurmay Başkanı’na ilettim. Ben bu işin mağduruyum. Darbe listesinde neden ismimin geçtiğini bilmiyorum.

“Kendimi odaya kilitledim”

- Korgeneral İlhan Talu: Emir astsubayıma “Yukarıda bir hareketlilik var, kapıyı içeriden kilitle, ışıkları söndür” dedim. Odadan ertesi gün (cumartesi) 13.00 sıralarında çıktım. Darbeciler beni yakalamasın diye televizyona da açıklama yapmadım.

Haberin Devamı

- Tuğgeneral Hakan Evrim: 141. Filo’ya saat 22.00-23.00 gibi gittiğim sırada bir anda etrafımda sivil ve resmi kıyafetli silahlı askerlerin filo bölgesinde olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorduğumda, beni bir yere oturtarak etrafımı sardılar ve bana “Bazı ihtiyaçlarımız var, karşılanması gerekiyor” dediler. Ben bu şahısları tanımıyorum. Yaklaşık 5-6 kişilik bir grup etrafımı sardı. Silah, mermi, yakıt ayarlamamı istediler. Ben de silah zoru ile ilgili yerleri arayarak söyledim.

- Tümgeneral Kubilay Selçuk: Akıncı Üssü’ne, Tuğgeneral Hakan Evrim’i ziyarete gitmiştim. Birdenbire olayların içinde kaldım.

“Tanımadığım kişiler talimat verdi”

- Albay Ali Yazıcı: 15 Temmuz’da 16.30 sıralarında resmi aracımla Muhafız Alayı’nın kapısından çıkacağım sırada avlunun içinde yarbay olduğunu söyleyen sivil giyimli kişi yanıma geldi. Bana “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Ben de Antalya’ya gideceğimi söyledim. O da “Beni de Antalya’ya götürür müsün?” diye sorunca “Gel, götüreyim” dedim. Arabaya bindikten sonra ismini sordum, isminin Emin olduğunu, yarbay rütbesinde bulunduğunu söyledi.

- Tuğgeneral Mehmet Partigöç: Olay meydana geldiğinde karargahta bulunuyor olmam, mesaiyi henüz terk etmemiş olmam nedeniyle oradaki devam eden süreçte can kaybını engellemek maksadıyla silahlı gruplar arasında kalmam nedeniyle bazı girişimlerim oldu.

Haberin Devamı

- Teğmen Bilal Tosun: Beni özel numaradan kendisini bilmediğim biri arayıp “Engin Kaya teğmenin talimatlarına uy” dedi. FETÖ ile bir alakam yok.

- Binbaşı Erdal Karlıdağ: Çarşamba günü iki kişi evime geldi. Halil isimli kişi bana jandarmada 3 bin kişilik cemaat içinde aktif olan, destek verenlerin listesinin hazırlandığını, benim de içinde olduğumu, Ağustos Şurası’nda meslekten atılacaklarını söyledi.

- Albay Muharrem Köse: Levent Türkkan benim cemaatçi olduğumu kime sormuş, daha doğrusu bunu kimden öğrenmiş, ben onunla cemaat evine mi gitmişim, cemaat toplantısına mı katılmışım?

“IŞİD sandım ama darbeymiş”

- Tuğamiral Namık Alper: 15 Temmuz’da ailemle Marmaris’te gezerken, ismi kayıtlı olmayan bir numara aradı. Tuğamiral Ömer Faruk Harmancı olduğunu anladığım komutan bana, “Silahlı Kuvvetler yönetime el koyuyor, git, birliğinin başına geç” dedi. Ben bu sözlere itibar etmeyip telefonu kapattım, gezmeye devam ettim.

Haberin Devamı

- Astsubay Oğuz Haksal: Gazinoda bulunan televizyon açılınca tüm olayları televizyondan gördük ve yaptığımız olayın vahametini o zaman anladık. Olayların darbe olduğunu anlayınca astsubaylar Sezer Gülşen ve
Ali Murat Karakaş ile konuşarak kaçmayı planladık ve kaçtık.

- Albay Tanju Poshor: Albay Muhsin Kutsi Barış, bana IŞİD tehdidinden bahsetti, ben de inandım. Bu inançla hareket ettim. TRT’ye Fatih uzman ve Yusuf uzmanla birlikte gittik. Glock tabancam ve MP5 vardı. TRT’de iken ben başlangıçta giriş kapısı civarındaydım. Okunan bildiri Ümit Yarbay’ın elindeydi. İlk paragrafına da göz attım. Darbe girişimini de orada anlamıştım.

- Nurettin Oruç: Otostop yaparak Akıncılar yakınlarındaki bir köye hayvan yetiştiriciliği konusunda hazırlayacağımız bir belgeselle ilgili ön görüşme ve sözleşme yapmak için gitmiştim. Jandarma beni gözaltına aldı.