Pazar “Önce beddua ettiler şimdi gülüyorlar”

“Önce beddua ettiler şimdi gülüyorlar”

18.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Keriman karakteriyle fenomene dönüşen Nursel Köse: “İlk bölümlerde çok negatif şeyler geldi; ‘Ölsün, gebersin’ gibi... Beddualar edildi. Ama yavaş yavaş Keriman’ın komik yanlarını görmeye başladı insanlar. Beddualar gitti, ‘Keriman olmasa olmazdı’lar başladı”

“Önce beddua ettiler şimdi gülüyorlar”

Onun için son yıllarda ekranda gördüğümüz en “başarılı” kötü karakter desek yanlış olmaz herhalde.
Star TV’de yayımlanan “Paramparça” dizisindeki Keriman’ı yumruklarınızı sıkmadan izlemeniz pek mümkün değildi başta. İlginçtir; son birkaç bölümdür insanlara komik de gelmeye başladı Keriman Hala. Sosyal medyada fenomene dönüştü, caps’leri yayılmaya başladı bile.
Keriman’ı canlandıran Nursel Köse “Yaşamın Kıyısında” ve “Kuzu” filmleriyle iki kez Altın Portakal’da En İyi Yardımcı Kadın oyuncu ödülünü almıştı. Almanya’da mimarlık eğitimi gören, orada kaldığı süre boyunca kabare ve stand up şovlarında yer alan sanatçı bugün hem Türkiye’de hem Almanya’da çalışmaya devam ediyor. Köse’yle buluşup “çatlak bir karakter” olarak nitelendirdiği Keriman’ı konuştuk.

Haberin Devamı

Nasıl kesişti yolunuz Keriman’la?

Keriman, Nurgül’ün (Yeşilçay) oynadığı Gülseren karakterinin kayınvalidesiydi başta. Ama herkes, yönetmen de yapımcı da, bu rolü benim oynamamı çok istedi. Herhalde yakıştırdılar. Ben de çok istedim. Benim için görümce haline getirdiler rolü. Yaş açısından uygun olsun diye.

“Bir dakika neden beni böyle bir role bu kadar yakıştırıyorlar?” dediniz mi?

Kötü biri olarak görmüyorum ki ben onu. Bence çok dürüst. İçinden geçenleri direkt dışarı aktarıyor. Biz kafa sesimizi saklamayı öğreniyoruz zaman içinde. Keriman kötüde biz çok mu iyiyiz?Onun o herkesi yakan halinin sebepleri var. Mutsuz, işi yok, arkadaşı yok, hobisi yok. Cinselliğini yaşayamıyor. Menopozda. Keriman şu koca evrende tek başına, mutsuz bir nokta. O yüzden dövülüp sövülmesine içim razı olmuyor.

Haberin Devamı

“Önümde yürüyenin taklidini yaptığımı fark ederim bazen”

Riskli bir rol mü bu?

Rolün üzerinize yapışması bir risk olabilir. Ama benim için söz konusu değil bu. Yelpazesi geniş bir oyuncuyum. Bunu ukala bir şekilde söyleyebilirim.

Kimlerden ilham aldınız Keriman için?

İsim vermeyeyim. Türkiye’de ve Almanya’da gördüğüm pek çok kadının süzülmüş hali. Kendimden şeyler de vardır. Ama asıl gözlem... Ben iyi gözlemciyim. Sokakta önümde yürüyenin taklidini yaptığımı fark ederim bazen.

Aliye Rona’ya benzetenler oldu Keriman’ı...

Onur verici...

Nasıl tepkiler alıyorsunuz; sokakta, sosyal medyada?

Sokağa çıkarken gözlük, şapka, bere takıyorum. Metro kullanmayı çok seviyorum. Ama binince insanlar çok bakıyor.

Rahatsız oluyorsunuz...

İlk bölümlerde çok negatif şeyler geldi; “Ölsün, gebersin” gibi... Beddualar edildi. Alışık olmadığım bir şey.

Korktunuz mu?

Korktum. “Allah’ım bu nereye gidecek böyle?” dedim. Yönetmen de “Şapka ve iri gözlük al. Bu ülkenin insanı kızarsa döverde...” demişti. Aslında ne kadar kızarlarsa o kadar inandırıcıyım demektir.

İlginç bir şey yaşadınız mı?

Diş doktorumun yardımcısı kontrole gittiğimde karşıma geçti, “Seni öldüreceğim” der gibi bir hareket yaptı. Baktım; “Ay nasıl kızıyorum size” dedi. Oradan anladım, çok diş bileyen var. Ama Keriman’ın komik yanlarını görmeye de başladı insanlar. Beddualar gitti, “Keriman olmasa olmazdı”lar başladı. Onu anlamaya çalışıyorlar artık. “Keriman sen ne kafasın?”, “Bu kadın ne ayak?” diye kafa yoruyorlar.

Haberin Devamı

“Projeler var kafamda, çeyizim proje dolu”

Çalışmadığınız zamanlarda neler yaparsınız?

Aşk yaşarım dermişim.

Âşık mısınız?

Dokuz yıllık bir ilişkim var. İşimiz nedeniyle düzenli bir hayatımız olmuyor. Bol bol uyumayı sevmem. Kitap okurum. Telefonda oyunlar oynarım. Sosyal medyayı takip ederim. Çok iyi yemek yaparım. Çok film ve dizi seyrederim. Gün dediğin nedir ki, bitti zaten.

Neden Türkiye’de de kabare yapmıyorsunuz?

Almanya’da stand up yaparken istediğimi söyleme özgürlüğüne sahiptim. Almanlara da Almanya’da yaşayan Türklere de ayna tutuyorduk biz. Çok keyif alıyordum. Burada Türkçeyi tutturamadım. Bir de sansür meselesi beni biraz engelliyor. “Şunu söyleme, bunu söyle” gibi şeylerle karşılaştım. Belki söylesem hiçbir şey olmayacak. Ama yakın çevremdekilerin tedirginliği beni de tedirgin etti. Projeler var kafamda. Bir gün mutlaka sahneye koyulacak.

Haberin Devamı

Başka ne gibi projeleriniz var?

“Kuzu” ve “Kafkas” filmlerinde oynadım. Onun dışında bu sene Almanlar için iki film yaptım. İki-üç Alman filmi daha var başlayacağım. Türkiye’den bir tiyatro teklifi var. Hazır bir şiir kitabım var. Bir senaryom var, onu çekmeyi düşünüyorum. Çeyizim proje dolu.

“Biliyorum, birçok kadın için rol modeliyim”

Almanya’da eğitim görmüşsünüz. Nereden çıktı Almanya’ya gitme fikri?

Yedi kardeşiz. Bizim ailede kızlara çok değer verilirdi. Tahsil çok önemliydi. Önce ablam oradaki Türk çocuklara öğretmenlik yapmak üzere gitti. Hayaliymiş... Bize de önayak oldu. Ben de gidip mimarlık okudum.

Hiç mimarlık yapmadınız mı?

Dört-beş yıl yaptım. Orada da çok sosyal projeler yaptım. İşsiz, evsiz gençler için evler yaptık belediyeyle. Paralel olarak hep tiyatro, film, kabare yaptım ama... Oradaki Türk tiyatrosunun kurucularındanım. Çok aktiftim. Türk kadınları için çalışmalar yapıyordum, çocuklarla tiyatro çalışmaları yapıyordum.
İki koltuğumda 10-15 karpuz taşıyordum.

Haberin Devamı

Neden bu kadar şeyi yüklendiniz?

Kültürlerarası bir köprü olmak gibi bir misyonum olduğuna inanıyordum. Sanatçı olmak budur biraz da... Sırf kamera önünde olmak değildir. Biliyorum; ben bir rol modeliyim birçok kadın için.

Bu çok ciddi bir sorumluluk... İnsan arada saçmalamak, hata yapmak da ister...

Onları da yapıyorum özel hayatımda. Kırmızı halıdaki halim ayrı, evdeki pijamalı durumum ayrı.

Türkiye’ye döndünüz mü artık?

Berlin’de de evim var. Viyana’da da bir evimiz var. Daha çok buradayım ama.