PazarPaşanın çiftliğinde ‘bayram’ yok...

Paşanın çiftliğinde ‘bayram’ yok...

24.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Hayata Dönüş" operasyonu ile yeniden gündeme gelen Bayrampaşa Cezaevi, adını bir zamanlar aynı yerde bir çiftliği bulunan Sadrazam Bayram Paşa’dan almış. Ünlü şair Nef’i’yi boğdurtmasıyla tarihe geçen Bayram Paşa’nın çiftliğinde artık tutuklu ve hükümlüler var

Paşanın çiftliğinde ‘bayram’ yok...

Paşanın çiftliğinde ‘bayram’ yok...

"Hayata Dönüş" operasyonu ile yeniden gündeme gelen Bayrampaşa Cezaevi, adını bir zamanlar aynı yerde bir çiftliği bulunan Sadrazam Bayram Paşa’dan almış. Ünlü şair Nef’i’yi boğdurtmasıyla tarihe geçen Bayram Paşa’nın çiftliğinde artık tutuklu ve hükümlüler var

GÜLAY FIRAT

İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Bayrampaşa ilçesi, adını 17. yüzyılda yaşayan ve Sultan IV. Murad’ın eniştesi olan Sadrazam Bayram Paşa’dan almış. Aslında bu bölge 1960 yılında belediye olmadan önce adı Sağmalcılar köyü idi. Ama Mimar Sinan tarafından İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla döşenen su kanallarına, yeni inşa edilen binaların atık su ve tuvalet tesisatları yanlışlıkla bağlanınca, bölgeye yeni bir isim bulma süreci de başladı. Çünkü durumdan bihaber bölge halkı kanala bağlı çeşme suyunu kullandı ve kolera salgını başladı. Büyük ölümlere neden olan salgından sonra Sağmalcılar isminin kolera ile özdeşleşeceği endişesi, belediyenin isim değiştirmesinde en büyük etken oldu. Bir zamanlar aynı bölgede bir çiftlik sahibi olduğu için de Sadrazam Bayram Paşa’nın adı uygun bulundu.
Görünen o ki, bir zamanlar Sadrazam Bayram Paşa’nın çiftliği olan bu topraklar üzerinde son yıllarda devamlı gündemde kalmayı başaran ve ‘Hayata Dönüş Operasyonu’yla yine tüm dikkatleri gözleri çeken Bayrampaşa Kapalı Cezaevi bulunuyor. Operasyon sonrası anlaşıldığına göre, Bayram Paşa’nın çiftliğinde Ercan Kartal, Şadi Özpolat ve militanları yıllardır ördek besliyor, balık havuzları inşa ediyorlar.
İsmail Hami Danişmend’in "İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi" adlı eserinde İstanbul’da doğan ama doğum tarihi bilinmeyen Bayram Paşa’nın babasının adı Kurd Ağa, ailenin menşei ise Amasya’nın Ladik kasabası olarak geçiyor. Yeniçeri Ocağı’nda yetişen Bayram Paşa 1623’de Yeniçeri Ağası oluyor. Osmanlı Tarih Kütüğü’nde de adına 1622 yılındaki "Turnacıbaşı Bayram Ağa" diye rastlanıyor.
Bayram Paşa, Sultan I. Ahmed’in kızlarından Hanzade Sultan ile evlendi. Beyazıt’ta bir sarayda oturan Hanzade Sultan’ın bir düğün alayı ile sarayından alınıp Bayram Ağa’ya götürüldüğü anlatılıyor. Yeniçeri Ocağı’ndan Turnacıbaşı rütbesinde bir zabit olan Bayram Ağa’nın kendisine vezirlik bile verilmeden bir sultanla evlendirilmesini tarihçiler "istisnai bir vaka" olarak değerlendiriyorlar. Bir rivayete göre bunun tek nedeni, Turnacıbaşı ağanın emsalsiz bir erkek güzeli olması. Evet, tarih kitaplarında Bayram Paşa’nın son derece yakışıklı bir erkek olduğu ve Hanzade Sultan’ın da Bayram Ağa’nın endamına aşık olduğu yazıyor.

Sarayın otoriter damadı
Devrin padişahı Sultan Osman da (Genç Osman) kızkardeşini yeniçerisine kavuşturdu. Üstelik Yeniçeri Bayram Ağa’ya rahat yaşayabilmesi için bir de saray tahsis edildi.
Bayram Paşa’yı tarih kitapları öve öve bitiremiyorlar aslında. Onun için gayet ciddi, akıl yolunda yürümesini bilen, vakarlı, otoriter bir adam deniliyor. 1625 yılında Mısır valisi tayin edilen Bayram Paşa, üç buçuk yıl orada kalıyor. Mısır valiliğinde halk tarafından, işbilir, hak tanır ve adil devlet adamı olarak saygı gördü.
1628 yılında Divan-ı Hümayun’a altıncı vezirlikle alınan Bayram Paşa, zamanın kıskanç ve hırslı sadrazamı Hüsrev Paşa’yı kendisine rakip görünce onun hışmına uğradı. Hüsrev Paşa, o dönemde yaşanan yolsuzlukları, fitneye teşvik iddiasıyla Bayram Paşa’nın üzerine attı ve bugünün tabiriyle rakibini ekarte etti. Dahası, Sultan IV. Murad bile eniştesi Bayram Paşa’nın masum olduğunu bildiği halde onu müdafa edemedi. Bayram Paşa tevkif edilip bir hafta Yedikule Zindanı’nda yattı ve hazine mallarına el koydu.
Hüsrev Paşa’nın pençesinden eniştesini zar zor kurtaran IV. Murad onu tekrar kubbe veziri tayin etti. Sultan IV. Murad’ın en yakın dostu olan Bayram Paşa, 1635 yılında İstanbul Kaymakamı tayin edildi. Şehri çeviren kale duvarlarına içerden ve dışardan yapılan ne kadar bina varsa istimlak ederek yıktırdı ve tarihi surları tamir ettirdi. Bayram Paşa su sıkıntısı çeken memleketi Amasya’ya kendi kesesinden ödeyerek su getirdi ve bir de mevlevihane yaptırdı. 1639 yılında sadrazam ilan edilen Bayram Paşa 1638 yılında IV. Murad ile Bağdat seferine giderken Urfa’ya yakın Colab mevkisinde beyin kanaması ya da kalp krizi geçirerek öldü. Bayram Paşa’nın en büyük hatalarından biri olarak tarih kitapları devrin büyük hiciv ustası Nef’i’yi haksız olarak idam ettirmesini gösterirler.

Bayram Paşa’nın da eli kanlı
Tarih kitaplarına baktığımızda Bayram Paşa’nın da eline kan bulaştığını görüyoruz; adını verdiği Bayrampaşa Kapalı Cezaevi’nde yaşandığı gibi... Bunlardan ilki ve en büyüğü büyük şair ve hiciv üstadı olan Nef’i’yi idam ettirmiş olması. Tarihçilerin kaleme aldığı olay şöyle gerçekleşiyor; Sultan Murad nedimleri arasında bulunan Nef’i’ye "Taze bir hicvin yok mu?" diye sorar. Şair de Bayram Paşa hakkında yazdığı hicvi padişaha verir. Sultan Murad şiiri takdir eder gibi görünse de yazılan hiciv çok ağırdır ve şairin idamına izin verir. Bayram Paşa şairi sarayına davet eder ve sarayın odunluğunda boğdururak öldürtür. Bayram Paşa’nın adı bir başka cinayetle daha anılır. Sultan Murad’ın kardeşleri Şehzade Beyazıd ile Şehzade Süleyman onun nezareti altında idam edilmişlerdir.



PAZAR