Pazar “Rallici trafikte yavaş gider çünkü kendini çıplak hisseder”

“Rallici trafikte yavaş gider çünkü kendini çıplak hisseder”

12.09.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

21 yaşındaki pilot Murat Bostancı Bulgaristan’da düzenlenen Sliven Rallisi’nde Doğu Avrupa Şampiyonu oldu. Oxford’da motorsporları eğitimi de alan Bostancı seneye mezun olacak

“Rallici trafikte yavaş gider çünkü kendini çıplak hisseder”

Murat Bostancı ünlü pilot Serdar Bostancı’nın oğlu. Henüz 21 yaşında olmasına rağmen önemli başarılara imza atmış. Pirelli’nin Dünya Ralli Şampiyonası’na pilot çıkarmak için geçtiğimiz hafta Bulgaristan’da düzenlediği Sliven Rallisi’nde Doğu Avrupa Şampiyonu olan Bostancı dünyanın en başarılı beş pilotu
arasına girdi. Türkiye Genç Sürücüler Şampiyonu da olan, yarışlarda 300 bin avroluk arabalar kullanan Bostancı’nın
bir özelliği daha var:?Oxford Brookes Üniversitesi’nde motorsporları
eğitimi alıyor. Mezun olduğunda ise bildiğimiz kadarıyla Türkiye’nin ilk Oxford’lu rallicisi olacak.Castrol Ford Team Türkiye pilotu Murat Bostancı ile Oxford hikayesini, babasını ve eskiden co-pilotluk yapan annesi Yeşim Bostancı’yı konuştuk...

“Oxford’lu rallici” meselesini biraz anlatır mısınız?
Şu an son sınıftayım. 12-13 yaşında İngiltere’ye gezmeye gittiğimde Oxford Brookes Üniversitesi’nde Motorsporları Mühendisliği Bölümü’nü keşfettim ve bu bölümde okumaya karar verdim. Oradan mezun olan rallici olmuyor tabii ama yarış mühendisi oluyor. Bunun da bir pilota büyük faydası var. İlk bir-iki yıl makine ve otomotiv mühendisliğindeki derslere benzer dersler alıyorsunuz, daha sonra yarış otomobilleri üzerine bir eğitim veriliyor. Performansa dayalı şeyler öğreniyoruz.

Ralli merakı babadan bulaştı herhalde.
Evet. Rallilerin içine doğdum. Beni aslında hiçbir şekilde ralli yapmaya yönlendirmedi. Kendi kendime sevdim bu sporu. İlk kez 2005 yılında kapalı alanda bir ralli kros yarışına girdim. Ehliyetimi aldıktan sonra da rallilere başladım. 2008’den beri yarışıyorum. Bu yıl yine Türkiye Genç Sürücüler Şampiyonluğu’nda liderim. Pirelli’nin Bulgaristan’da organize ettiği, Dünya Ralli Şampiyonası’na pilot çıkaran Pirelli Star Driver yarışmasında şampiyon oldum, finale kaldım. Finali geçersem Ocak 2011’de Dünya Ralli Şampiyonası’ndayım.

Birinci olmayı bekliyor muydunuz?
Hayır. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun Bulgaristan’a gitmem için beni seçmesi sürpriz oldu. Endişeliydim, kendimi iddialı görmüyordum. Ancak
yarışta işimiz kolay oldu. Sekiz etaptan oluşan rallinin her etabını birincilikle bitirdik.
Co-pilot tecrübeli isim Bahadır Gücenmez’di.

Yarış nasıl geçti? Aksilikler oldu mu?
Olmadı. Rakiplerimizi gözümüzde çok fazla büyütmüşüz. Bulgaristan’ın seyircisi bize büyük ilgi gösterdi. Türkiye’ye kıyasla neredeyse 20 kat fazla seyirci vardı. Oscar töreninde gibi hissettim kendimi. Sliven Rallisi ilk asfalt yarışımdı. Asfaltta daha hızlı gitmeyi öğrenmem gerekiyor. Dünya Ralli Şampiyonası’nda asfalt-toprak karışık çünkü.

“Günde üç saat spor önemli”

Birinci olmanın püf noktaları var mı?
En önemli şey konsantrasyon ve kondisyon. Sabah 8’den akşam 5’e kadar sürüyor mesela yarışlar. Ayrıca co-pilotu da çok iyi dinlemek gerekiyor.

Bir pilot nasıl yaşar?
Her gün en az üç saat spor yapmalı. Uzun koşular, boyun, bel, kol kaslarına yönelik çalışmalar, konsantrasyona yönelik egzersizler ve sağlıklı beslenme önemli. Yarış öncesi ise karbonhidrat ağırlıklı besleniyoruz. Fazla su almaya çalışıyoruz. Çünkü yarışlarda çok su kaybediyor, üç-dört kilo veriyoruz.

Çok kaza geçirdiniz mi?
Üç-dört kazam var ama rallilerde yaralanma riski çok düşük. Araçlar çok güvenli çünkü. Geçen yıl İSOK İstanbul Rallisi’nde takla atıp bir ağaca çarpmıştım. Araba ters döndü ama bana bir şey olmadı, ön camdan çıktım.

Rallicilere genellikle “trafik canavarı” gözüyle bakılır...
Maalesef. Oysa biz trafikte çok sakiniz. Riskleri biliyoruz çünkü. Bir de ralli arabaları çok güvenli. Bunlardan inip de normal arabalara bindiğimizde çok daha dikkatli kullanıyoruz. Kendimizi çıplak hissediyoruz çünkü. Ralli zeka işi. Bir sürü hesap yapıyoruz araba kullanırken. Mantıksızca gaza basmak değil bu iş. Ayrıca ralli dışında araba kullanmayı pek sevmem. Her yere otobüsle giderim. Araba bile almadım İngiltere’de.


“Annem eskiden babamın co-pilotuydu”
Babanızla nasıl bir ilişkiniz var?
Çok iyi. Araba kullanmayı 13 yaşında babamdan öğrendim. İlk ralli arabasına 15 yaşında oturdum. Babam kazalardan sonra hiç kızmaz, hatalarım üzerine öğüt verir. Boş zamanlarında ise hiç ralliden bahsetmez, oysa ben hep ralliden konuşmak isterim. İleride de
bir yarış okulu açmak istiyorum.

Anneniz ne dedi pilot olmanıza? “Yarışta yavaş git” diyen annelerden mi?
Hayır, o da çok meraklı. Annemle babam yarışlarda tanışmış zaten. Annem de yarışıyordu, co-pilottu. Evlendikten sonra bırakmış bu işi. Babama bile co-pilotluk yapmıştı. Onun co-pilotluk yaptığı bir yarışta ikinci olmuşlardı hatta. Şu an da bütün yarışlara gelir. Herkes ona “Takımın annesi” der. Babam rallici olmamı daha az istiyordu. “Normal” olmamı istiyordu.

Pilot olmasaydınız ne olurdunuz?
Kafe işletmek isterdim. Yemek yapmaya meraklıyım. Patlıcanlı pilava bayılırım. İngiltere’de hiç dışarıda yemem, evde kendim yaparım. Etli yemeklerim güzel olur. Tas kebabı bile yapabiliyorum.