24.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yeni doyuma ulaşmış olmanın rehaveti içinde çırılçıplak, yatakta yatan, yanakları pembeleşmiş bir dilber (örneğin Urbino Venüs’ü); altın pırıltılı bir bulut içinde gökten inen Zeus’a bacaklarını açan kızıl saçlı güzel; elinde kamasıyla kendisine tecavüz eden gözü dönmüş bir manyağın altında yatan, üzerinde inci kolye ve küpesinden başka bir şey bırakılmamış bir kadın... Bunlar sergideki resimlerden bazıları.
Din adamları, öğrenciler, emekli resimseverler, 16’ncı yüzyılda böylesine açıklıkla yapılmış bu yapıtları hayretler içinde seyrediyorlar. Resimler büyük usta, üstün yetenek, Titian olarak bilinen Tiziano Vecellio’nun imzasını taşıyor.
Titian’ın İngiltere’deki ilk solo sergisi bu. Büyük olasılıkla da sonuncusu. Bu tip bir koleksiyonu bir araya getirmek kolay değil. National Gallery’nin sahip olduğu 12 parçanın yanında uluslararası kaynaklardan temin edilmiş 31 yapıt daha var sergide.
Ahlaksızlık, hovardalık ve Kazanovalıkla hiç ilgisi olmayan Titian gibi bir insan, sanat tarihinde çok ender görülen ölçüde bir erotizmle yapmış resimlerini.
Geçmişi bu konuda bir ipucu vermiyor. 1490 civarında kuzey İtalya’nın dağlık bir bölgesinde dünyaya gelmiş. 10-12 yaşlarındayken resim eğitimi görmesi için Venedik’e, ünlü ressam Giovanni Bellini’nin yanına gönderilmiş. Titian, Bellini’nin yetenekli öğrencisi Giorgiona’dan o kadar çok şey öğrenmiş ki, sanat tarihçileri bile iki ustanın bazı resimlerini ayırt etmekte çaresiz kalıyor.
Titian ilk resim siparişini 1510’da aldı. Henüz 20’lerindeyken Venedik Konsülü tarafından "Devlet Ressamı" olarak onurlandırıldı. İki yıl sonra bütün Venedik’i büyüleyen "Meryem’in Göğe Yükselişi" adlı yapıtını Frari kilisesinin mihrabına astı. O zamana kadar yapılmış en büyük resimdi bu. Yine o zamana kadar bu şehirde hiç görülmemiş bir renk ve hareket patlamasıydı. Titian artık 16’ncı yüzyılda Venedik’in, daha sonra da Avrupa’nın en ünlü ressamı olma yolundaydı. Resim siparişleri yağıyordu birbiri ardına. 1520’lerin ortalarında Ferrara dükü için Bacchanals olarak bilinen üç mitolojik fantazya ve dükün birbirinden güzel portrelerini yaptı.
1525’te, doğduğu köyden sevgilisi Cecilia ile evlendi. İki erkek çocukları oldu ama Cecilia 1530’da öldü. Tekrar evlenen Titian, karısı, iki oğlu ve sonradan olan kızıyla deniz kenarında büyük bir eve taşındı. Ev hayatıyla ilgili bilinenler maalesef bu kadar.
Venedik’te elit sınıfa mensup herkes Titian’ın bir yapıtına, özellikle de nü çalışmalarına sahip olup yatak odalarının duvarına asmak için birbirini yedi. Zeus’un ziyaret ettiği güzel Danae’yi yakışıklı, mağrur Kardinal Alessandro Farnese (Sonradan II. Paul adıyla papa oldu) satın aldı.
Titian çıplak kadın resmi yapan ilk ressam değildi ama fırçasından çıkan sunuş, doğayı bu denli olduğu gibi yansıtması çıplaklarının gerçek kadınlar olduğuna inandırıyordu herkesi.
"Venüs" olarak adlandırılan bu güzel kadınların ilki olan "Uyuyan Venüs" Giorgiona tarafından yapılmaya başlanmış, ölümünden sonra Titian tarafından tamamlanmıştı. Uzun yıllar bir centilmenin yatak odasında saklı kaldı. Ama 1538’de tamamlandığı andan itibaren erkekler üzerindeki etkisini hiç kaybetmedi. 1880’de ünlü Amerikalı yazar Mark Twain’in karşısına Floransa’daki Uffizi galerisinde çıktığında "En rezil, en müstehcen resim" olarak tanımlandı.
Yazarı bu kadar kızdıran neydi acaba? Venüs’ün çırılçıplak bir yatağa uzanmış davetkar hali mi? Hayır tabii ki, Urbino Venüs’ü sol elinin kıvrılmış parmakları ile kendi kendini tatmin etmekle meşguldü!
Başka bir devirde ve başka bir ressamın elinde böyle bir görüntü mutlaka pornografik olarak algılanırdı. Ama Titian’ın Venedik’inde kimse bu yapıtı böyle bulmadı. Çünkü 16’ıncı yüzyılın ortalarında Venedik özel bir toplumu barındırıyordu. Bir şehir devletiydi ve Kutsal Roma İmparatorluğu’ndan bağımsızdı. 1527’den sonra sanatçıların, yazarların ve bilim adamlarının cenneti haline gelmişti.
Titian uzun yaşamış, birçok ressamın aksine, yaşarken uluslararası üne ve zenginliğe kavuşmuş bir sanatçı. Çağdaşları ve kendisinden sonra gelen sanatçılar üzerindeki etkisi çok büyük. Özellikle Venedikli Tintoretto ve Rubens üzerinde. Eserleri beş yüzyıl sonra bile sanatseverleri büyülemeye devam ediyor. Yapıtları her nesille büyüyor sanki.
Yazara e-mail