Bilgi Üniversitesi öğrencileri Güneydoğu’nun dikkat çeken kentinde saha çalışması yaptıSosyolog adaylarının Mardin incelemesiSEMRA KARDEŞOĞLUBilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileri dört yıl boyunca öğrendiklerinin gerçek hayattaki karşılığını görmek için Mardin’de bir ay geçirdi. Öğrenciler Güneydoğu’nun büyük değişimlere
gebe olan ve yakın zamanda turizmde patlama yapması beklenen Mardin’de alan çalışması yaptı, şehrin kahvehanelerinden kiliselerine kadar değişik ortamlarda onlarca kişiyle görüştü.
Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Arus Yumul hedeflerinin, öğrencilerin derste öğrendiklerini sahada ve gerçek hayatta görüp uygulamaları olduğunu söylüyor. Aynı bölümde öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu öğrencilerin
son sınıfta bir proje yapmaları gerektiğini ve bu yıl bir grup öğrencinin Mardin’i seçtiğini belirterek "Bu isteğe üniversite olarak yönetim ve finans desteği sağladık. Önemli olan çıkan sonuç değil böyle bir deneyim yaşamalarıydı" diyor.
Mardin’de alan çalışması yapan ekipten Sosyoloji Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi İbrahim Akbulut çalışmalarında neden Mardin’i tercih ettiklerini şöyle anlatıyor: "Mardin iki yıldır çok gündemde olan bir şehir. Dünya kenti ilan edilmesi, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ve en önemlisi, büyük değişimlere gebe bir kent olması nedeniyle tercih ettik."
Aynı bölümde dördüncü sınıf öğrencisi olan Ebru Mocoş, Mardin’in tüm Güneydoğu illeri arasında farklı bir konumu olduğunu ve geleceğini turizme bağladığını anımsatıyor:
"Kadın ve kimlik başlıklı bir çalışma yaptım. Görüşmelerde hiçbir zorlukla karşılaşmadım. Zaten Mardin halkı dışa çok açık. Tek tek evlere girip onlarca kadınla görüştük. Toplu olarak bir araya geldikleri evlere gittik. Yüz yüze görüşmeler yaptık. Bunlar daha çok birer sohbet havasında görüşmelerdi. Batı’dan görüldüğü gibi ‘cahil ve bilinçsiz’ değil; aksine olup bitenin, hayatlarının, toplumun farkındalar ve bunun üzerine çok düşünüyorlar."
Farklı topluluklar çarşıda ve maçta bir araya geliyor Öğrenciler, Mardin çalışmasından çıkardıkları sonuçları şu şekilde özetliyorlar:
1) Kent içerisinde birbirinden farklı birden fazla topluluk var.
2) Bu toplulukların kentteki varlıkları farklı dönemlere doğru geri gidiyor.
3) Bu topluluklar birbirinden ayrı yaşıyor.
4) Hırıstiyanlar daha çok kilise çevresinde kümelenmişken, diğer tarihi bölgede Müslüman Araplar ikamet ediyor. Kente son dönemde göç etmiş olan kırsal kökenli gruplar (Kürtler) kenar mahallelerde ve gecekondularda ağırlıklı olarak yaşıyor.
Devlet görevlisi olarak çalışan kişiler ise ağırlıklı olarak apartmanların bulunduğu "yeni şehiröde oturmakta.
5) Bu topluluklar arası mekansal iletişimin en belirgin yeri çarşı.
6) Birkaç dil birden kullanılıyor.
7) Çarşı dışında karşılaşmalar oldukça sınırlı. Bir araya gelme noktalarından birisi de Mardinspor maçları. Türkçe ortak tezahürat yapılırken, Arapça bireysel bağırışlar oluyor.
8) Bireyler kendilerini tanımlarken kente geliş tarihlerini vurguluyor. Bir kişi üç yüz yıldır Mardinli olduğunu söyleyerek kenti sahiplenirken, kente geleli on beş yıl olmuş bir kişi kendi tanımını dini ya da etnik köken üzerinden yapabiliyor. Bir Süryani ise tarihini 3 bin yıl öteye götürebiliyor.
PAZAR