Pazar “Tokatla cinayet arasındaki ince çizgiyi anlatmalıyız”

“Tokatla cinayet arasındaki ince çizgiyi anlatmalıyız”

20.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

130’un üzerinde dernek acil eylem grubu olarak Meclis’in olağanüstü toplanmasını, kadına şiddetin ve bu şiddetin en vahşi biçimi cinayetlerin son bulmasını istiyor. Gruptan Filiz Karakuş “Tokatla cinayet arasındaki ince çizgiyi anlatmalıyız” diyor

“Tokatla cinayet arasındaki ince çizgiyi anlatmalıyız”

Hafta içi Twitter’da kullanılan “kadın katliamı var” hashtag’i dikkatinizi çekmiştir belki. Gazetemizin bu yılın başından itibaren öldürülen kadınlar sayacı 149’u gösteriyordu en son.
Yani gerçekten bir katliam söz konusu. İşte bu yüzden 130’un üzerinde kadın, LGBTİ ve meslek örgütünün destek verdiği acil eylem grubu kuruldu; Meclis’in konuyla ilgili olağanüstü toplanmasını talep ediyor. Bugün başta İstanbul olmak üzere çeşitli illerde sokağa dökülecekler. Amaç kadın örgütleriyle yaptığı toplantıda “Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen Başbakan’ın anlayışıyla ve toplumun geneline yayılan bu zihniyetle mücadele etmek. Şiddetin hiçbir şekilde kabul edilemez, meşrulaştırılamaz olduğunu herkese anlatmak.
Acil eylem grubundan, uzun yıllardır kadın hareketinin içinde olan Filiz Karakuş’la buluştuk. Biri kameraman olmak üzere yalnızca iki erkek katılımcısı olan basın toplantısının hemen sonrasında konuştuk.

Kadın cinayetleriyle ilgili kısa bir özet geçecek olsanız...

Kadın cinayetleri Türkiye’de feministlerin gündemleştirdiği bir şey. Bu cinayetlerin neden işlendiğine dair hiçbir tartışma
söz konusu değildi. Ne zaman ki Güldünya Tören, Şemsi Allak, Kadriye Demirel arka arkaya öldürüldü töre cinayeti gündeme geldi. Sanki bir bölgeye has, cahillikten kaynaklanan bir şey gibi kamuoyuna sunuldu. Biz bunun töre değil, erkeklik sorunu olduğuna ilişkin önce kendimizi, sonra ulaşabildiğimiz herkesi bilgilendirdik. Töre-namus cinayeti değil, hepsi kadın cinayeti. Diyelim ki kadının gönlü başkasına kaydı, o zaman boşanırsın. Bu kadar... Kadınlar kendilerini aldatan erkekleri, hatta aldatmasına bile gerek yok başkasına yan bakan erkekleri öldürmeye kalksa toplumda erkek kalmaz. Ama kadınlar sadece “yan baktıkları” için öldürülebiliyor.

Haberin Devamı

Siz kadın cinayetleri ile ilgili davaları da takip ediyorsunuz...

Takip ederken kadınların neden öldürüldüğünü açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Diyor ki mesela katil, “Ne biçim erkeksin sen, ben seni aldattım dedi bana”. Tanık var mı? Yok! Ama adamın bu ifadesinden dolayı indirim yapılıyor. Bütün mahkemelerde öldürülmüş kadınların hayatları yağma ediliyor. Nereye gitmiş, kiminle konuşmuş... Haksız tahrik indirimi, kadınlar söz konusuysa erkeklik indirimine dönüşüyor ve kadınların boşanmak istemesi, istediği kıyafeti giymesi, biriyle mesajlaşması yargıda erkekler lehine işliyor.

Kadın sığınma merkezlerinin sorunlu olduğunu söylüyorsunuz...

Avrupa Birliği standartlarına göre her 7 bin 500 kişiye bir sığınak olması gerekir. Türkiye’de yaklaşık 150 sığınak var, onlar da zorla açıldı. 2009 yılı rakamlarına göre Türkiye’de 953 kadın öldürüldü. Bu rakama dayak yiyen, yaralanan, cinsel tacize uğrayanlar dahil değil. Bu kadınlar nereye gidecekler?

“Kadın en yakınından şiddet görüyor hep”

Haberin Devamı

Hakkı olan sığınaktan yararlanamıyor kadın.

Evet. Zaten sığınağa gitmek de başlı başına bir mücadele, direnme kadın için. Kadınların çok büyük bir kısmı (yüzde 80’in üzerinde) kocası, sevgilisi, babası tarafından öldürülüyor. Şiddeti hep en yakınından, sevdiği adamdan görüyor. Bunu kabul edip oraya gelmesi bile çok zor.
O direnişi yapan kadın güçlendirilmeli. O kadına bir tokatla cinayet arasındaki o ince çizgiyi anlatmalıyız. Ama adamlar hazmedemiyor. “Bir şans daha ver” diyor. Sığınak kapısından dönüp öldürülen çok sayıda kadınla karşı karşıyayız. Bunun faili aynı zamanda devlettir.

Kadın cinayetleri arttı değil mi, öyle söylendiği gibi “daha görünür” olduğu falan yok yani?

2002-2009 yıllarıyla ilgili TBMM’ye verilen rakamlarda sırasıyla 66, 83, 164, 117, 663, 1011, 806, 953 kadın öldürülmüş. Ayrıca kadın cinayeti 300 mü, 500 mü olmuş üzerinden bir siyaset yapamayacağımızı düşünüyorum. Tek bir kadının öldürülmesine bile tahammülümüz yok! Rakamlar görünür olması açısından anlamlı ama riski de var. Devlet kadın cinayeti rakamlarını gizliyor.

Haberin Devamı

EYLEM PROGRAMI
l İstanbul, Kadıköy Boğa Heykeli, 14.00
l Ankara, Güven Park, 14.00
l Antalya, Karaalioğlu Parkı, 21.30
l İzmir, Alsancak Garı, 18.30
l Bursa, Nilüfer Metro İstasyonu, Beşevler durağı, 22.00
l Marmaris, 21.00
l Fatsa, sahilde oturma eylemi, 21.00
l Kocaeli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü önü, 17.00
l Kayseri, Cumhuriyet Meydanı Almer Önü, 16.00, Kordonboyu, 20.00
l Eskişehir, Adalar Migros önü, 17.00

“Bir cinskırım söz konusu, kadınlara karşı savaş var”

Bugün yapılacak eylemler nokta atışı olacak. Meclis’in konuyla ilgili olağanüstü toplanmasını istiyorsunuz. Talepleriniz neler?

Meclis’i ciddiyete davet ediyoruz. Kağıt üzerinde kalan yasalarla olmuyor bu. Meclis’in bunu ciddiyetle ele alması lazım. Bir cinskırım söz konusu. Kadınlara karşı ciddi bir savaş var. Acil bir eylem planı oluşturulmalı. Her şeye bütçe var, bir cumhurbaşkanı adayının tanıtım toplantısıyla kim bilir kaç tane sığınak açılır... İkincisi devletten politikasını değiştirmesini talep ediyoruz. Aileyi güçlendirmesini değil, kadını merkeze alarak güçlendirmesini istiyoruz. Aileyi güçlendirme politikasıyla koruma yasası çıkaramazsın. Kadına şiddetin kaynağı aile zaten. Erkeklerin suç işlediğini hissedebilecekleri bir düzen oluşturmak lazım. Kadına “Neden yemek yok?” diye bağırmasını engelleyecek bir mekanizma olması gerekiyor.

Haberin Devamı

Sanki yemek yapmak zorundaymış gibi...

Bu fıtrat meselesi işte. AKP’nin izlediği “kadın-erkek eşit olamaz” mantığının kadına şiddet olarak döndüğünü görmek lazım. Meclis olağanüstü toplansın, acil önlemler alınsın. Bu önlemlerin ne olacağına kadın örgütleri ile beraber karar versin. Yılların deneyimi var onlarda.

Olağanüstü toplanmasını talep ettiğiniz Meclis’te çok az sayıda kadın var. Bu kararları alacakların çoğu da sizin mücadele ettiğiniz zihniyete sahip insanlar...

Bu kadına şiddet olayı o kadar büyük bir olay ki... Türkiye’de bir Kürt meselesi var, bu yüzden 40 bin insan öldü deniyor. Herkes bu sorunu çözmek için, doğru yanlış, bir yerinden tutmaya çalışıyor. Türkiye’de bu kadar da kadın öldürülmeye devam ediyor. O yüzden Meclis erkeğiyle, kadınıyla bu soruna bir çözüm bulmak zorunda. Biz zihniyetleri ne olursa olsun evet diyecekleri bir mücadele sürdürmek istiyoruz. Toplumun tüm kesimlerinin sahip çıkacağı bir mücadele örmeye çalışıyoruz. O yüzden destek olacaklarını umut ediyoruz.