13.04.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Peki ya bir kadın hem aşırı zeki, hem aşırı güzel, hem aşırı yetenekli, hem de aşırı eğlenceliyse, çevresinde nasıl duygular uyandırır dersiniz?Yorulmayın. Hemen söyleyeyim: Nefret, sevgili okurlar. Duyguyu besleyenin bile kendine izahta güçlük çektiği, koyu bir nefret. Arielle Dombasle, en azından yakından tanımayanlarda bu nefret duygusunu uyandırıyor. Bunca yıldır Fransayla haşır neşir olan naçiz yazarınız, kadın-erkek, Arielle Dombasleı seven bir Fransıza rastladığında, alnından öpmeye kararlı. İlk zamanlar bu güzel ve ünlü kadının kendi hemşeri ve yurttaş hemcinslerine böylesine itici gelmesini, dişilik kıskançlığına bağlamıştım. Baktım, erkekler de hiç hoşlanmıyor. Hatta güzel kadın düşkünleri bile dudak büküyor. Merak ettim, anlamaya çalıştım ve muradıma erdim sonunda: Galiba insanlar "mükemmeliyet" dediğimiz her anlam, en, boy ve çapta kusursuzluğu sevmiyor. Birine bağlanabilmek için bir zayıf nokta, bir eksiklik bulma ihtiyaçları var.Oysa Arielle Dombasle... Aşırı zeki kadınların normal zekada erkekleri korkuttuğunu, biz kadınlar ana karnında öğreniriz, demeyeyim ama çabuk kavrarız. Aşırı güzel kadınların da erkekleri korkuttuğunu anlamamız, biraz daha zaman alır. Aşırı yetenekli ve aşırı esprili kadınların korkuttuğunu da bilemeden ölürüz zaten. Ancak kadın, aynı zamanda kültürlü, aynı zamanda müthiş zeki, eğlenceli ve şarkı söylüyor, gitar çalıyor, dans ediyor, tiyatro oynuyor, film çeviriyor... Üstelik öyle alaylı falan da değil, dansa balerinlikten, gitara klasik gitardan, tiyatroya okuldan geliyor. Ses zaten Allah vergisi. Kısacası yok yok marifetleri arasında. Ama işte, bu kadar yetenekli ve kusursuz olunca bir türlü hak ettiği yere gelemiyordu Arielle Dombasle.Ta ki... Bernard Henri Levyye rastlayıncaya kadar. Onu anlayıp korkmayacak belki de tek kişi çünkü ünlü bir yazar ve filozof olmakla kalmayıp aynı zamanda çok yakışıklı bir erkek, Fransızların BHL diye andıkları Levy. BHL sayesinde, Arielle Dombasle seyircilerine hâlâ itici gelmekle birlikte, hiç olmazsa tiyatro ve film yapımcılarına, sanatçı takımına kendisini sevdirdi. Yarım yamalak filmlerle bir türlü hak ettiği üne kavuşamayan Arielle Dombaslea hayatının fırsatı sonunda dahi tiyatro adamı Jerome Savary tarafından verildi. Ferhan Şensoyun tiyatro yaşamında da yer tutan Savary, güzel kadına uygun bir rol bulmaktansa, onu odak noktası alan bir oyun yazıp sahneye koydu. Arielle Dombasle oyunda çalıyor, söylüyor, dans ediyor, güldürüyor ve ukala Fransızlara yavaş yavaş sevdirmeye başladı kendisini.Yıllardır BHL gibi parlak bir zekanın bu Barbie bebekte ne bulduğunu anlamayanlar ya da "aman güzel olduğu için işte" deyip geçenler, Arielle Dombasleın yalnızca güzel olmadığını anladılar birden. Hatta muhteşem sarışınımız, harika bir sahtekar da olabileceğini Fransız polisi nezdinde kanıtladı. Arielle Dombasle, tüm Parislilerin büyük derdi, arabasına düzgün park yeri bulamamaktan musdarip, tüm Parisliler gibi yanlış yere park etmekten sık sık ceza yermiş meğer. Ama herkes kuzu kuzu öder ya da icra memuruyla muhatap olurken bu cezalar yüzünden, Dombasleın kapısı yıllardır çalınmamış! Çünkü kurnaz sarışın, kendisine gönderilen tüm ceza bildirilerini "muhatabı öldü" diye geri gönderirmiş polise.Nasıl olur derseniz, Arielle Dombasleın asıl adı Arielle Sonnery de Fromental olup kanı mavi bir aristokrat. Tüm resmi belgeleri, arabası dahil, tabii ki kimsenin bilmediği bu ada kayıtlı. Polisin tanıdığı sanatçı Arielle Dombasle ortalıkta dolanırken, ceza yiyen leydi de Fromental sık sık ölürmüş sizin anlayacağınız. Olay, Arielle Dombasle pasaportunu yenilemek zorunda kalınca ortaya çıktı. Ve açıkgöz bir polis memuru, sarışın tanrıçanın asıl adını tıkladığı bilgisayardan ödenmemiş tüm cezaları çıkartıp koydu önüne. Ariellein hesaplamadığı ceza tutarını devlet unutmamıştı: 25 bin 916 euro öderse, pasaportunu alacaktı.Ödedi tabii ve bir daha da sahtekarlık yapmayacağına söz verdi.Kendisini yaratan yakışıklı filozof, bu işe ne dedi, bilinmiyor.Ben Arielle Dombasleın, derin düşünceli BHLyi çok eğlendirdiğini düşünüyorum. Yazara e-mail Resminde gördüğünüz gibi, Tanrı mı Barbie bebeklerini kopyaladı, yoksa Barbie imalatçıları mı Arielleden esinlendiler bilinmez ama kadın, adeta dünyadaki tüm küçük kızların sevgilisi o bebeklerin canlısı, bitmek bilmeyen uzun bacakları, tornadan çıkmışçasına kusursuz vücudu ve yüzüyle muhteşem bir sarışın. İdeal güzellik ölçülerinin tek kişide toplanan özeti, sanki.