‘Yeni tanıştık ama 40 yıllık dost gibiyiz’

Geçmişte eşi ve oğulları aynı gece katledilen ve bu travma sonucu yaşayan bir ölüye dönüşen bir kadın düşünün. Sırtını ‘en yakın dostum’, ‘abim’ dediği bir adama yaslamış. Çok güçlü ve çok karanlık bir adam bu. Üstelik kadına da deli gibi âşık, onu elde etmek için yapmayacağı şey yok. Hikaye burada başlıyor ve kadının yıllar sonra o geceye dair bir ipucu yakalamasıyla devam ediyor. Kadın başına gelenleri anlamak için izleri takip ederken adam yine yanı başında.
Yukarıda, yarın Star TV’de başlayacak “Bir Ömür Yetmez” adlı dizinin ilk bölümünün bir özeti var. Başrol oyuncularından Lale Mansur ve Özkan Uğur kadın ve adamı canlandırıyorlar. Uğur komediden sıkılmış. Acımasız ve ciddi birini canlandıracağı için heyecanlı. Mansur ise dizinin senaryosuna vurulmuş.

Lale Mansur, Pelin Çini, Özkan Uğur


* Size birçok dizi ve film teklifi geliyordur. Neden bunu tercih ettiniz?

Lale Mansur: Yönetmen İlksen Başarır ile “Başka Dilde Aşk”ı çekerken tanışmıştım. O zaman da aklında bu proje vardı, başrol olarak beni düşünüyordu. Sinema filmiydi. Sonra dizi olmasına karar verildi.
Özkan Uğur: Benimki Uğur Yücel vasıtasıyla oldu. “Bunu oynasa oynasa Özkan oynar” demiş. Ben de komedi oynamaktan sıkılmıştım, ciddi, sert hatta kötü bir adamı canlandırmak istiyordum.

* Televizyonda ciddi bir rekabet var. Diziniz diğerleri arasından nasıl sıyrılacak?

Lale M.: Mütevazı davranmayacağım. Dizinin ilk iki bölümünü izleyene geçmiş olsun. Bir daha istese de kopamaz.
Özkan U.: Geçmişteki hesapların ortaya döküldüğü, bulmacaların iç içe geçtiği bir dizi. Şöyle söyleyeyim: Ben ilk defa “İkinci Bahar”daki kadar heyecanlıyım.

* Peki, biraz da canlandırdığınız karakterlerden bahsedelim. İlk defa mı birlikte çalışıyorsunuz?

Lale M.: Yeni tanıştık ama 40 yıllık dost gibiyiz. Canlandırdığım kişi Zuhal. Geçmişte yaşadığı travmayı atlatamamış. Tek desteği en yakın dostu, abisi olarak gördüğü Şeker.
Özkan U.: Yani bendeniz! Şeker acımasız bir işadamı. Lakabının şeker olduğuna bakmayın. Çocukken fakirlermiş, bayramlardan nefret edermiş çünkü hiç şeker alamazmış. Zengin olunca ilk iş şeker fabrikası açmış. Dengesiz biri. Sadece iki zaafı var. Kızı ve Zuhal’e duyduğu aşk.

ÖZKAN UĞUR

“Gençken Mazhar ve Fuat ile çok süründük, öyle olmasa bugün birlikte olamazdık”

* Konservatuvara gitmek için ailenize çok ısrar etmişsiniz, kabul etmemişler. Pişman mısınız?

Doğru adamlarla çalıştığım için pişman değilim. Konservatuvara gitsem MFÖ olmayacaktı. Ama aileme çok yalvarmıştım. Babam, “Sazcı mı olacaksın” diyerek hayır demişti. Bakın sazcı da oldum cazcı da.

* Röportajlarınızda “Benim için müzik hep birinci planda” diyorsunuz. Hâlâ öyle mi?

Şu an oyunculukla kafa kafaya gidiyorlar. Müzik tarafında da heyecanlıyız tabii, yeni albüm çıktı malum.

* Albüm epey eleştirildi. Yaşın 19 şarkısı “Mazhar Alanson şarkısı” denildi. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kalkmışız onca sene sonra albüm yapmışız, insanlar sevineceklerine “Ele Güne Karşı” dönemindeki şarkılar yok, altyapılar değişmiş diyorlar. Yahu tabii değişecek. Sen aynı mısın ki? Zaman değişiyor, teknoloji ilerliyor. Sonra ‘Mazhar Alanson şarkısı’ lafı çok abes. Rolling Stones albüm yapınca Mick Jagger şarkısı mı oluyor? Yahu yıllardır birlikteyiz. Artık “Aman Fuat sen bir adım öne çıkma, aman Mazhar sen çok söyledin” durumlarında değiliz, egolar asılmış duvara. Bizi yeni çıkmış bir grupmuşuz gibi eleştirmek çok komik.

* Dönem dönem MFÖ dağılacak diye dedikodular çıkar ama 40 yıllır birliktesiniz. Nedir bunun sırrı?

En nihayetinde sonuca bakalım: Her şey MFÖ için! Sırrımız şu: Birlikte büyüdük. Gençliğimizi birlikte geçirdik, bir sürü grup kurup çuvalladık. O aşamaları atlattık. Hemen ilk grupla meşhur olsak, sürünmesek devam edemezdik.

LALE MANSUR
“Benim kuşağımda estetiksiz kadın kalmadı, halbuki kırışıklıklara da ihtiyaç var”

* Sizin için sivri dilli demek doğru olur mu? Hemen hemen her röportajınızda öyle laflar ediyorsunuz ki üzerine uzun tartışmalar yapılıyor.

Hesapsız kitapsız konuşuyorum. Bu benim en büyük lüksüm. İşimden de olabilirim, hapse de girebilirim. Mesela bir katili, manyağı oynarım ama ayrımcılık yapan, kadını aşağılayan birini oynamam. Yeri gelir senaryoya karışırım.

* Çok güzel görünüyorsunuz. Spor yapıyor musunuz? Güzellik reçeteleriniz neler?

Spora başladım. Bir de diyetisyenim var. Her şeyden az az yiyerek kilo veriyorum. Ayda bir cilt bakımı yaptırırım ama kendimi güzel bulmam. Upuzun bir suratım var baksana! Farklı bir tipim, o kadar. Zaten farklılıklar güzeldir. Herkes estetikle birbirine benzemeye başladı. Benim jenerasyonumda estetiksiz kadın kalmadı. Oysa işimizi yaparken kırışıklıklara da ihtiyacımız oluyor.

* Günlük hayatınızdan bahsedelim o halde. Eşiniz Cem Mansur’un çok güzel yemek yaptığını biliyoruz. Birlikte yemek yapar mısınız?

Kitap okurum, TV izlemem. Cem ile mutfağı paylaşıyoruz ama buna da bozulmaya başladım. Evin aşçısı bendim, artık o! Mantı açardım, tarifler bulurdum. Şimdi o yeni tarifler icat ediyor. Bir de hiç üşenmesi yok, gece yarısı “Canım bilmem ne çekiyor“ de, malzemeleri bulur yapar.