Güler misin, ağlar mısın?

Haberin Devamı

Yüz otuz futbolcudan sadece bir oyuncu profesyonel olabiliyormuş. Bir yıldızın kaç kişiden çıkabileceğini ve kaç yılda bir gelebileceğini siz düşünün?
Hal böyleyken…
Futbola başladığında, önce Çarşıbaşılıların, sonra Trabzonspor altyapı hocalarının, daha sonra da Avrupalıların dikkatini çeken..
Adından sürekli söz ettiren Abdülkadir Ömür, son günlerde mevzu Trabzonspor ve de yetenekli gençler olunca, duygusal zekâdan mahrum bazı futbol adamları tarafından konu bir şekilde Abdüş’e bağlanıp, masaya yatırılıp acımasızca eleştiriliyor.
Sahalara ne zaman döneceği, dönerse eski formunu yakalayıp-yakalayamayacağı merak edilmesi, moral verilmesi, nasihat edilmesi gerekirken, farklı konulardan dem vuruluyor; boyu kısaymış, gücü yokmuş, ayakta duramazmış, Avrupa’da oynayamazmış…
**
İşimiz- gücümüz bitti, her şeyimiz tamam da, tek eksiğimiz Trabzonspor’un genç oyuncusu, ülkemin parlayan yıldızı Abdülkadir Ömür’ün gücü, kilosu ve boyu, öyle mi?
Eleştiri tamam da, biraz da empati ama!
Eleştiri olacaksa, rehber-akıl hocası (Mentör) tutma tavsiyesi, daha çok çalışması, dikkat etmesi, her anlamda kendini daha da geliştirmesi yönünde yapılsa, amenna…
**
Ömür’ün buralara dişiyle-tırnağıyla kazıyarak, çok çalışarak, taşıdığı armanın, giydiği formanın hakkını vererek, yeteneklerini sergileyerek, kendini kabul ettirerek geldiği..
Babasının çalıştırdığı halı sahada başlayan namının kısa sürede sis bulutu gibi ilçeye, bölgeye ve dünyaya yayıldığı..
Çarşıbaşılıların kısaca “ Abdüş” diye seslendikleri çocuğa, başta Avrupalılar olmak üzere dünyanın birçok yerinde, dünyanın en iyi oyuncularından “ Messi” benzetmesini yaptığı…
Karakaşlı, kömür gözlü, kısa boylu, az kilolu çocuğun, Avrupa’da bazı takımların transfer listesinde olduğu, hala takip edildiği..
İki ağır sakatlık geçirdiği, aylarca hastanede, evde yattığı ne çabuk unutuyor!
**
Avrupalıların gözünde özel, yetenekli, ülkemdeki bazı futbol adamlarına göre “ güçsüz, ayakta duramıyor, yıkılıyor, oynaması zor” öyle mi?
Güler misin, ağlar mısın?
Sonra da ülkemizdeki oyuncular niye böyle, niye gelişemiyorlar öyle mi?
Abdülkadir Ömür kadar taş düşsün kafanıza emi!
**
Yıldız oyuncular kolay yetişmiyor. Onlardan biri de Abdülkadir’dir.
Oynadığı her sahada birçok maça damga vurduğu, inanılmaz gol ve asistlere imza attığı, izleyenleri kendine hayran bıraktığı ne çabuk unutuluyor!
**
Evet, yıldız kolay olunmuyor.
Çarşıbaşı’nın köyünden Trabzon’a yıllarca mekik dokudu gece-gündüz demeden. Allah vergisi yetenekleri olan çocuk,
gün geldi annesiyle, gün geldi babasıyla gitti idmanlara. Evinden daha çok minibüslerde ders çalıştı. Çocukluğunun uzun bölümünü minibüslerin koltuklarında uyuyarak geçirdi kısa boylu çocuk. Bazen anasının kucağına koydu başını… Babası Mustafa Bey, o güzergâhta farklı Trabzonspor anılarını anlattı; unutulmayan Trabzonspor maçlarını paylaştı onunla. 
Allah’ın her günü, Trabzonspor’da oynamanın hayalini kurdu, bir günde iki saat süren yolculuklarda…
Ve o hayalini de gerçekleştirmiş oldu.
**
Doğrusunu söylemek gerekirse, “ yayla dumanı gibidir, görürsünüz ama tutamazsınız” tanımlamasını yaptığımız Abdüş, daha çok çalışıp, kendini daha da geliştirerek çok daha iyi olabilirdi, olmalıydı da… Tabi ki iki kez sakatlanması en büyük talihsizliği... Kaybettiği çok şey yok aslında, eskisinden çok daha güçlü dönecektir…
**
Abdülkadir Ömür’ü çocukluğundan bu yana yakinen tanıyan bir spor adamı ve de bu köşenin yazarı olarak şu cümleyi yazmayı kendime hak görüyorum ama:
Trabzonspor’un formasını giydi (sakatlık yaşamasaydı, bordo-mavili takım bugün daha yukarılarda olurdu), Milli Takım’a çağrıldı, Avrupa’nın anlı-şanlı takımların transfer listesine girdi girmesine de, benim güzel ülkemde ne hikmetse bazı futbol adamlarının gözüne girmeyi başaramadı(ysa), işte ona yananlardanım!
**
Unutmadan
Üzerinde ısrarla durulması, tartışılması gereken bir konu varsa; yetenekli oyuncuları aradığımız-araştırdığımız kadar, yetenekli alt yapı hocalarını da aramak-araştırıp bulmak, görev vermek, destek olmak gerekir! Gerisi masal, hikâye ve fıkradan ibarettir!