Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Geçen haftaki yazıma FB’nin resmi sitesinden cevap verildi.

Başlığı şöyle;

“Bilgin Gökberk’in gazeteci ahlakına ihtiyacı var”.

Bir bölümünü okuyalım;

...Sayın Gökberk kendisine verilen köşeyi doldurmak adına, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak yorumlar yapmakta, yazılar yazmakta ve manasızca kalem sallamaktadır.

Sayın Gökberk, açıklamaları okumuş ve ona rağmen bu şekilde yorumlar yapmışsa; bu daha da vahim bir durumdur.

Bu vahim gerçek; Milliyet gibi Türk basın tarihinin temel taşlarından birini oluşturan bir gazetede köşe yazan bir kişinin, okuma ve okuduğunu anlama konusunda sıkıntıları olduğu anlamına gelir ki bu noktada bizim elimizden; “takdiri kamuoyuna bırakmanın dışında” bir şey gelmez...

Haberin Devamı

***

Şimdi...

FB’lilerden hiç bu kadar çok ve olumlu geri dönüş almamıştım, teşekkürler, her kesimden FB’li, VIP, en VİP FB’liler, yönetime yakın olanlar, hatta yönetimin içinde olanlar bu üslubu hoş bulmadıklarını ve katılmadıklarını söylediler.

Belli ki, yöneticilerden biri veya bir-ikisi bana bu hiç hak etmediğim, aşağılayıcı cevabı vermiş, altına da FB Spor Kulübü diye imza atmış.

Babalarının sitesi ya!

FB kulübüne, camiasına, FB’lilere lafım olmaz, olamaz, saygılıyım onlara, cevabım da onlara değil, bu biline, resmi sitedeki o metni yazana-yazdırana sadece...

***

Başlığım;

“Resmi sitedeki bu metni yazan-yazdıran(X diyelim ona)yöneticinin, yönetici ahlakına ihtiyacı var”.

O bölüme cevabım;

Sayın ‘X’ FB’nin resmi sitesinde kendisine verilen ‘köşeyi’ doldurmak adına, yazımı ya okumadan ya da anlamadan-anlayamadan ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak yazı yazmakta ve manasızca kalem sallamaktadır.

Sayın ‘X’, yazımı okumuş ve ona rağmen bu şekilde yorum yapmışsa; bu daha vahim bir durumdur.

Bu vahim gerçek; FB gibi Türk spor tarihinin temel taşlarından birini oluşturan bir kulüpte yöneticilik yapan bir kişinin, okuma ve okuduğunu anlama konusunda sıkıntıları olduğu anlamına gelir ki, bu noktada benim elimden; “takdiri kamuoyuna bırakmanın dışında” bir şey gelmez.

Bir de şu bölüm...

Haberin Devamı

FB:Gökberk ve onun gibiler, kendi deyimleri ile ‘Deli’yi oynayarak, herkese istediklerini söyleyebileceklerini düşünmekte ve bunun adına da ‘objektif bakış açısı- eleştiri’ demektedirler.

BG:Sayın X ve onun gibiler, yöneticiyi oynayarak, kulüplerinin resmi sitesinden herkese istediklerini söyleyebileceklerini düşünmekte ve bunun adına da ‘resmi siteden cevap’ demektedirler.

***

Klasik laftır...

Bana, bize ahlak dersi vermek sana, size mi kaldı!

***

Nokta!

Öztürk’ün yumuşak karnı, etrafındaki ‘şer cephesi’

Adnan Öztürk’le buluştuk.

Mehmet Demirkol, Nevzat Dindar ve ben.

Milliyet!

Öztürk ilgili olumsuz bir düşüncem yok, hakkındaki fikrim değişmedi.

Her GS yönetiminde olması gereken biri.

Hepsi bu kadar ve sadece bu kadar şimdilik!

Bu bir!

GS kabuk değiştirdi son yıllarda, o eski sevgi ortamı filan yok, her kongre öncesi seviye yerlerde sürünüyor.

Sanki ‘Zbüjjüstkspor kongresinin öncesi’...

Başkanlar birbirinin arkasından sallıyor, birbirlerinden nefret eden kongrenin ağır topları, iktidarda olmak, iktidara yakın olmak uğruna kartondan menfaat ittifakları kuruyor.

Haberin Devamı

Girin Google’a, ’GS kongresi’ yazın, kim kime ne zaman ne demiş, görün!

Malzeme orda!.

GS’ı şahane yazıyormuşum...

Valla yalan!

Malzeme şahane, ben sadece aralara nokta, virgül filan koyuyorum.

Bu iki!

GS’ın liseli ve camiayı çok iyi tanıyan ikinci başkanı Fatih Altaylı, dün NTV’nin radyosunda Bülent Yüksel’e şunları demiş;

...GS adına üzülmemek için, ne olup bittiğine bakmıyorum, baktığımda GS’nin büyük isimlerine yakışmayacak şeyler görüyorum...

...Geçen dönem Canaydın, Öztürk aleyhinde konuşmalar yaptı, Öztürk’ün doğru tercih olmadığını söyledi, Polat’a açık destek verdi, bu dönemde tam tersini yapıyor, kendisi oldukça rahatsız, Allah şifa versin, iki sene içinde ne değişti...

... Canaydın, sanki ‘Öztürk adında’ GS seçimlerine katılıyor, Canaydın-Polat yarışı gibi bir durum var...

...Canaydın bütün güçlerini, seçimlerdeki tüm birimlerini seferber etti...

...Öztürk, GS Başkanı olması mümkün olmayan bir isim, Canaydın’ın ağır desteğiyle bir şans elde etti...

Polat’ın önemli birçok projesi var, bunlar ne olacak, GS, yeni bir Canaydın dönemi yaşamak istiyor mu istemiyor mu, bunun kararının verilmesi lazım...

...Biz yıllardır bu kulübün içerisindeyiz, Öztürk’ü hiç tanımıyoruz...

...Bu ‘intikam yönetimleri’, olacak işler değil, daha şimdiden enkaz edebiyatı, dedikodular, dosyalar...

...Polat’ı mektepsizler, Öztürk’ü mektepliler destekliyormuş, doğru, Öztürk’ün etrafında bir grup genç mektepli ve Canaydın’ın peşmergeleri denilen bir grup var...

Bu üç!

Bunları bir beyaz GS’lı söylüyor, bir zenci GS’lının(ben) söylediğinin tıpkısının aynısını..

Aslan Fatih!

Bu dört!

Öztürk’ün etrafında anti-Polat kulübünün üyeleri toplandı. Polat’la bir şekilde hesabı olan, Polat’ın o, bu, şu sebepten önünü kestiği bir sürü insan onun yanında saf tutuyor.

‘Şer cephesi’!

‘Tırnak içinde’ şer cephesi!

Bu beş!

Polatçı filan zannediyorlar beni, ha ha, Milliyet’te yarım sayfa köşesi olan, ne yazarsa virgülüne dokunulmayan birinin, Ahmetçi, Mehmetçi olması için, aptal, salak olması lazım.

Ne aptalım ne salak!

‘Beyaz GS’lılar Polat’a karşı intikam duygularıyla birleştikleri için bir ‘zenci GS’lı olarak sempati duyuyorum ona...

Hepsi bu!

Bu altı!

GS çok önemlidir mutlaka, hayatta daha önemli şeyler de vardır ama...

GS’dan da önemli!

Evrensel ilkeler filan!

Herkes eşittir mesela!

Nerede doğarsa, kim doğurmuşsa, nerde okumuşsa vs...

Bu yedi!

***

Öztürk’e sordum;

GS’ da sevgi ortamı olduğuna inanıyor musunuz?

Cevap ;

Ne söylediğimin, neyi nasıl yaşadığımın farkındayım, hala seni de seviyorum.

Beni de...

’De’si de var...

Bir-iki kere beraber olduk, tanımaz beni sevmesi de normal değil, sevmemesi de...

Bu bir!

Ben hep, ‘Siz’ diye hitap ettim ona...

O hep ‘Sen’ dedi.

Bu iki!

Sadece farkında olduğumu bilsin diye yazdım.

Bu üç!

***

Öztürk’ün yumuşak karnı ‘mavi kan’ı ve etrafındaki ‘mavi kanlı şer cephesi’!

Tabii bence!