Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Bu ülkede bu seviyede bir organizasyonda, ilk defa seyirci sahaya inip sporcuya, yöneticiye, teknik adama saldırdı.

Bir milat bu.

Böyle olacağını, bir senedir bu ülkede yaşayan bizim Gianni’nin annanesi gördü, TBF görmedi.

Yuh!

Okul mokul hikaye, okuma yazma nanay, italyancası bile çat pat Napolili kadın, beşinci maçı seyrettikten sonra, ellerini habire dizlerine vurup dua ediyormuş.

O uyanmış.

TBF uyanmadı.

Yuh!

Allah’tan Abdi İpekçi’de kimse ölmedi, Demirel bunun altından kalkamazdı.

O 2005 ‘de Fenerbahçe Başkanı ve yöneticileri sayesinde başkan oldu.

Haberin Devamı

Bu bir tespit, yorum değil.

İstifa filan etmez o, Aziz Bey görevden almalı, getirdiği gibi götürmeli.

En büyük zararı da son maç öncesi onlara yaranmak için tedbir almayarak, ligine renk, para, tat, heyecan, kalite katan ve onu seçtiren Fenerbahçe’ye verdi.

Gelecek yılın büyük bir bölümünü seyircisiz oynayacaklar.

***

Murat Özaydınlı akıllı adamdır, laf olsun diye konuşmaz, dili filan sürçmez, ne zaman ne diyeceğini bilir.

Beşinci maçtan sonra Demirel’e şöyle salladı;

“Federasyon, seçimleri nasıl kazanıyorsa, bu olanları da görmeli, göremiyorsa biz de bazı şeyleri görmeye başlarız”.

Küfür etse daha iyi.

Açık açık şunu diyor;

“Ona bazı şeyleri gösteririz, seçimleri nasıl kazandığını biliyoruz”

Açık saçığı da şu;

“Ona gününü gösteririz, seçimleri ona biz kazandırdık, bi daha ki seçimde nah kazanır”

Onu ölmüşken dirilten, basketbolun başına saran Fenerbahçe kimseye kızmasın, kendine kızsın.

Ondan kurtulmaları kolay, elini bıraksınlar, ilk seçimde biter.

Gider.

Ve...

2005’de bitmişti, seçimde karşısına Arıboğan çıktı, kaybedeceğini anladı, Uslu’ya ve Yıldırım’a sığındı, seçimi ona onlar kazandırdı, onlar olmasa çoktan yok olmuştu.

***

Seçimin yapıldığı o gün, Ankara Dedeman’da olan herkes, otelin garsonları, komileri bile, Demirel’in nasıl seçildiğini biliyor.

Seçim öncesi, ”12 yıldır yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” diyen Demirel, Yıldırım’ın teminatı olmasa, yoktu.

FB, Aziz Bey, Uslu, Efes, Tuncay Özilhan ve genel kuruldaki adamları onu destekledi, FIBA da destekledi, son anda Malezya’da Dünya Şampiyonası organizasyonunu cebine koydu.

Haberin Devamı

Bütün bunlara rağmen, Aziz Bey’in son saniye üçlüğüyle kazandı.

85-82.

Arkasındakiler çekilse ne hale gelir, düşünün.

Sıfır bile çekebilir.


TURGAY DEMİREL KİMİN SIRTINA BİNDİYSE MAHVETTİ

90’lı yıllar...

Örslü, Naumoskili Efes güçlü, paralı, başarılıydı, Demirel’in de güce, paraya, başarıya ihtiyacı vardı, sırtlarına bindi, Özilhan’a sığındı, onlara katkısı yoktu, varmış gibi yaptı, Özilhan iplemiyordu onu, ”he he” dedi, idare etti.

Sonra ülkenin bugüne kadar gördüğü en değerli basketbolcu nesline yapıştı, Efes baş aşağı gidiyordu, ufak ufak uzadı, 12 Dev Adam’ın sırtına bindi.

12 Dev Adam, voleybol bile oynasa Avrupa’da bir yarı final oynardı, müthiş yetenekli bir nesildi, hiçbir şey kazanamadılar, sorun saha içinde değil dışındaydı, president ve adamlarındaydı, yok ettiler o nesli, baktı hızla sonuna doğru gidiyor, Tanyeviç’i getirdi, onun sırtına bindi.

Yarının takımını kurmak palavrası altında bugünü yok etti, zaman kazandı.

Haberin Devamı

İşler yine iyi gitmedi.

Bir zamanlar efsane olan Bogdan’ın son yılları ‘bogdan’ geçmişti, milli takımda da işler bogdan gidiyordu, aklına Fener geldi, onlara pazarladı, FB-Ülker başarısız koçunu diriltebilirdi, bu takımı şampiyon yapamamayı o bile başaramazdı, böylece tekrar itibar kazanacaktı koçu.

Plan buydu.

Tutmadı.

Tanjeviç Türkiye’nin gelmiş geçmiş en derin kadrosuna, finalde arka arkaya 4 kere kaybettirdi, bunu bile başardı, fena halde out oldu.

Bütün bunlara sebep olan adam da Ergin Ataman, o dünlerde “milli takımı bedava çalıştırırım“diyip, Demirel’i köşeye sıkıştıran adam.

Demirel nefret eder ondan.

Siena’ya gittiğinde, herkese “merhaba” deyip bir Siena’nın koçuna selam vermemişti, Ergin’e...

Milli takım koçunun kim olması gerektiği de belli artık.

Para da istemiyor, söylediğini de yemez, aldı mı başına belayı?

Allah düşmanımı Demirel’in düştüğü duruma düşürmesin.

***

5.maç...

Söylemezoğlu yürekli bir hakem “ne görürse çalar, babasının oğlunu tanımaz” denir, öyledir, gördü, çaldı, olaylar çıktı, sonra presidentin oğullarını gördü, tanıdı, Mirsad’ı, Semih’i, Rasim’i, Tanyeviç’i...

Hayatının en eyyamcı kararını verdi, atmadı onları, Demirel’in kurulları da utanmadan ekran başında herkesin gördüğünü görmedi, ceza vermedi.

Rasim mi?

Fenerbahçe’ye ”bir oyuncunuza göstermelik ceza vermemiz lazım, kime verelim” deselerdi ”Rasim” derlerdi. Koç, Mirsad, Semih olmazsa olmazdı.

Rasim olmasa da olurdu.

Bu rezalet!

Göz göre göre gelen felakete tedbir almadı ve üstelik salondan kaçtı president, bu da rezaletin karesi.

***

Fener- Ülker formalı bir herifin, bir sporcuyu dövmesi hoş olmadı, Efes formalı birinin, bir heriften dayak yemesi de...

Mideleri bulandı sponsorların bir kere.

Bu da bir milat.

Efes’in, Ülker’in, diğerlerinin kafasının bir yerinde, hep duracaktır bu sahne.

Zamanı geldiğinde yürüyüp gidecekler.

Madem basketbol salonlarına futbol girdi, gidelim futbola.

Bravo president!

***

Hıncal Abi, bir Fenerbahçeli’nin, hem de potansiyel bir başkan adayının, Ferit Bey’in kanalında “TFF Başkanı Aziz Bey’in adamı“ diyebiliyor, üstelik adamı madamı değilken.

Demirel’i alenen Aziz Bey başkan seçtirmiş, bunu kimse hiç bir yerde diyemiyor.

Bu önce Ferit Bey’in kurumsallığa bakışı tabii, bravo, helal olsun, sonra da futbol medyasının gücü.

Reytingi de berbat  olmalı Demirel’in, bulaşmıyor usta abi, yoksa bu malı bana tek başıma yedirir mi?.

***

Basketbol yorumcusu, yazarı çizeri genelde eyyamcıdır.

Hepsi benim bildiklerimi bilir, susar.

Bir kısmı NBA çocuğudur, bir kısmı ailenin sevimli çocuğu, bir kısmı emekli koç moç, menajerdir, neme lazımcıdır, bir kısmı başkanın büyük ailesindendir, filan falan...

Anladikos!

Onlar iyi aile çocuğudur Demirel’e göre.

Ben, benim gibiler de ailenin sevimsiz, berbat çocuğu...

Çeteci çocuğu(bu da son bombası)...

Bilmemne çocuğu...

Filan falan...

Sevsinler onu!

***

Sadede gelelim.

2005’den beri FB’nin ve o dünlerde yüz vermediği Ülker’in sırtında president.

Para, güç, iktidar onlarda.

Yıllarca sırtına bindiği Efes’e şampiyonluk kupasını vermeden salonu terketti, yıllarca sığındığı Özilhan’ı, salona gelmeyecek hale getirdi, yıllarca onun sırtındaydı, sırtına alıp getirmeliydi.

Ve bilmemneremden bir dörtlük uydurup, bitireyim.

“Ben, ben, ben” diye diye bitti.

‘Son’ bu.

Son’u...

Bence!