Skorer Bu güzelliği kimse bozamaz

Bu güzelliği kimse bozamaz

02.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bu güzelliği  kimse bozamaz

Yıllardır medeniyet kisvesi altında Dünya'nın pekçok ülkesinde insanlar derilerinin rengi nedeniyle sınıflandırılır, hor görülür ve aşağılanırken, en az bunun kadar tehlikeli bir başka akım aşırı milliyetçilik, son dönemlerde eski doğu bloku ülkelerinde hortladı.Fenerbahçeli Kezman'ın Sırbistan Karadağ-Bosna Hersek maçında attığı golden sonra taraftarlara yaptığı "çetnik" işareti kafatasçılığın örneği.Son bir haftadır konuyu gündeme getirdi diye rahatsız olanlar, yaptığı uyarı nedeniyle Haşmet Babaoğlu'na teşekkür etmeli.Amaç on binlerce günahsız insanı katleden bir cinayet çetesinin sempatizanlığına soyunan bir futbolcunun masumiyetini tartışmak değil, Kezman'ın Türkiye'de gol atmanın dışında neler yapmaması gerektiğine dikkat çekmekti.İtalya'da Laziolu Paolo Di Canino'nun Livorno ve Juventus maçlarındaki "neo-faşist" el hareketine "Ben sadece halkımı selamladım" savunması yapması inandırıcılıktan ne kadar uzak;İngiltere'de Premier Lig'de yüze yakın farklı etnik kökenli futbolcu forma giyerken tek bir siyahi teknik adamın görev alamaması ne kadar düşündürücü;Veya İspanya'da Barcelonalı Eto'o topu her ayağına geçirdiğinde maymun sesi çıkaran seyirciye 600 euro ceza kesilmesi ne kadar komik gelse de bize, en büyük utançları ırkçılıktır, medeniyet cıvığı bu toplumların...Ülkemiz insanı son derece duyarlı, ulusal ve manevi değerlerine saldırılmadıkça sakin, engin bir hoşgörüye sahip.Kezman'ın Türkiye'de milyonlarca kişiyi rencide edecek bir davranış içine girmesine Fenerbahçe Kulübü ve Futbol Federasyonu'nun izin vermeyeceğinden eminim.Ligimiz elli yıla yakın bir süredir değişik uluslardan, farklı kültürlerden yüzlerce futbolcuya ev sahipliği yaptı.Bir çoğu tribünlerin sevgilisi oldu, gönüllere taht kurdu, çocuklarımızın rüyalarını süsledi.Bu bağı ne renkleri, ne ırkları ne dinleri ne de siyasi görüşleri oluşturdu.Yürekleri, samimiyetleri ve seyirciyle kurdukları iletişimleri yüceltti onları.Endişemiz yok.Çünkü biliyoruz ki kimsenin gücü bu güzelliği bozmaya yetmeyecek! Ne mutlu ki, ırkçılık konusunda Avrupa'nın en temiz ligine sahibiz. MHK Başkanı Mustafa Çulcu'nun açıklamalarını şaşkınlık içinde okudum.Üslubunu garipsedim.Çulcu, Beşiktaş-Konyaspor maçının hakemi Zafer Önder İpek'i ağır bir dille eleştirdiği röportajında, "Çıkıp adam gibi hakemlik yapacaksın. Yapamıyorsan da kusura bakma yollarımızı ayıracağız. Bana zarar veriyorsan, hakem camiasına zarar veriyorsan ben seni taşımam. Gidip memurluk yapsın" deyip kesip atmış. Çulcu büyük hata yaptı MHK sezonun ilk haftasında istenmeyen hakemleri, istemeyen takımların maçlarına gönderirken, onları alkışlamıştım.Hakemine sahip çıkmasını olumlu bir tavır olarak algılamıştım.Ancak Çulcu'nun bu tepkisi manidar geldi bana.Düdüğü bıraktığı ana dek pek çok sıkıntıyla boğuşmuş, kimi zaman yöneticileri tarafından yalnızlığa terk edilmenin acısını yaşamış, bir İstanbulspor - Altay maçında iptal ettiği gol sonrası Cem Uzan'a ait gazete ve televizyonların baskısı nedeniyle aldığı altı aylık cezanın sızısını yüreğinde hissetmiş bir insan olan Çulcu'yu, anlamakta zorlandım doğrusu.Evet hakemler lige iyi bir başlangıç yapamadı.Hemen her takım aleyhine hatalı kararlar verildi.Ama bugüne kadar hiçbir MHK Başkanı hakemini kamuoyu önünde böylesine hırpalamadı, infaza kalkışmadı. Daha beter durumlarda hep onlara sahip çıkıldı.Kural hatası yapan, yanlış kart gösteren, elle atılan golleri es geçen hakemler belirli sürelerle dinlendirildi.En azından sorunlar dışarıya yansıtılmadı, hakemler kulüp yöneticilerine yem yapılmadı.Soruyorum şimdi;Bu bir rastlantı olabilir ama, Fenerbahçeli iki yöneticinin ziyaretinden hemen sonra İpek'i yerden yere vuran MHK Başkanı'na, hakemler artık nasıl güvenecek?Beşiktaş, Galatasaray veya Trabzon'dan gelecek baskılara karşı kurul hakemini nasıl savunacak?Yarın diğerlerinin de aynı akıbete uğramayacağı garantisini kim verecek? Geçmişi unutmamalı Çulcu bir hakemini kurban ederek kendisini ve kurulu kurtardığını düşünüyorsa fena yanılıyor.MHK Başkanı en kötü hamlesini yaptı. Bunun adı gözdağı, çeki düzen vermek, hizaya getirmek değil. Kol kırıldı, ama bu kez yen içinde kalmadı. İyi hakem olan her zaman iyi yönetici olamıyor.Görünen o ki Mustafa hocanın bu konuda bir hayli mesai harcaması gerekecek. Fena yanılıyor İddaa oyunu, çok değil bir kaç yıl önce "Haşa, kumar haramdır" diyenlerin bugün dört elle sarıldığı, sporun en ciddi maddi kaynaklarından biri.Oynayana da, oynatana da para kazandıran sihirli bir sözcük.Hal böyle olunca İddaa bayilikleri taksi plakası gibi değerlendi.Yaklaşık bir yıldır Spor-Toto teşkilatı başvuruları geri çevirirken, bazı simsarların özellikle tatil beldelerinde 30 bin Euro'ya makine sattığı yolundaki şikayetler yoğunlaştı.Örneğin güneyde bir ilçemizde iki yılda 7 İddaa bayii verilmişken, son üç ayda bazı kişilerin teşkilatın da adını kullanarak 30'ar bin Euro'ya sekiz bayilik satması dikkat çekti.Hatta aynı şahısların "10 bin Euro'ya devlette tayin işleri" yapmayı taahüt etmesinin de "tanık ve kanıtları" mevcut.Birileri(!) bu işten açıkça nemalanıyor.Teşkilat müdürü Bekir Yunus Uçar'ın bu gelişmelerden haberi var mı bilmiyorum?Ama bazılarının bugün değilse bile yarın, ciddi şekilde başının ağrıyacağı kesin! cersen@milliyet.com.tr İddaa simsarları

Yazarlar