Bülent Uygun'un en büyük destekçisi ailesi...

Spor yaşamına Güreş Milli Takımlarında hocalık yapan babası Fikret Uygun’un etkisiyle 7 yaşında güreşçi olarak başlayan Sivasspor’un genç ve başarılı teknik direktörü Bülent Uygun’a en büyük destek ailesinden geliyor.
Bülent Uygun’un babası Fikret Uygun ile Antalya’da öğretmenlik yapan kız kardeşi Yaprak İncebacak, AA muhabirine başarılı spor adamını anlattılar.
Oğlunun küçük bir çocukken sürekli olarak kendisiyle antrenmanlara geldiğini ve 7 yaşında güreşe başladığını ifade eden Fikret Uygun, Bülent
Uygun’un ilk başarısını henüz 10 yaşındayken 26 kiloda Sakarya ikincisi olarak elde ettiğini söyledi. Şekerspor ve Grekoromen Milli Takımı’nın eski
antrenörlerinden Fikret Uygun, Bülent Uygun’un başarılı bir güreşçi olduğunu ve 14 yaşına kadar birçok kez bölgesel birincilik elde ettiğini kaydetti. Buna
karşın kendisinin yıllarca "karın tokluğuna" güreş antrenörlüğü yaptığını vurgulayan Fikret Uygun, Sakaryaspor altyapısının efsane hocası Ekrem
Karaberber’in bir futbol maçında tesadüfen gördüğü ve beğendiği oğlunun kaderinin değiştiğini kaydetti.
Karaberber’in "Bu çocuk futboldan ekmek yiyecek sakın güreşe yöneltmeyin" telkiniyle Bülent Uygun’u futbola yönlendirdiklerini dile getiren
Fikret Uygun, "Bülent, sporun her dalında başarılıydı. Sakaryaspor’un lisanslı futbolcusuyken bir gün basket takımıyla sahaya sürdüler. Maçı kazandıklarında
rakip takımın antrenörü neredeyse ağlayacaktı" diye konuştu.

TEK ÜZÜNTÜLERİ ÖZÜR DİLENMEMESİ

Baba Uygun, 17 yaşına kadar Sakaryaspor’un genç takımlarında oynayan oğlunun Ankara Şekerspor’a transfer olduğunu ve burada bir yıl oynadıktan sonra
Kocaelispor’da profesyonel futbol yaşamına adımını attığını anlattı.
Fenerbahçe’den Kocaelispor’a tekrar döndüğünde çıktığı ilk maçta Denizlisporlu Erman tarafından ayağı kırılan oğlunun, bir daha eski performansına
dönemediğine dikkat çeken Uygun, "Ayağı kırılınca ailece yıkıldık. 500 bin TL üzerinde para kaybettik. Ama bizi tek üzen Erman’ın özür bile dilememesiydi"
dedi.

"EKMEKSPORLUYUZ"

Oğlunu futbolu bıraktıktan sonra antrenör olması için yönlendirdiğini vurgulayan Uygun, "Küçük yaşlarda benimle güreş antrenmanlarına çıkıyordu.
Sporculara olan davranışlarımdan dersler çıkararak antrenörlük yaşamında başarılı oldu" diye konuştu.
Bülent Uygun’un özellikle teknik direktör olduktan sonra sürekli okuduğunu ve yabancı dil dersi aldığını vurgulayan babası, "Onun bu işi
başaracağına inanıyordum. Başarısı rakip takımları iyi okumasından kaynaklanıyor. Bilinmeyen denklemleri çözüyor" dedi.
Fikret Uygun, hangi takımı tuttuklarıyla ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:
"Ekmekspor taraftarıyız. Şu anda ekmeğimiz Sivas’tan çıkıyor. Nereden ekmek yiyorsak o takımı tutuyoruz. Şu an Sivassporluyuz ve şampiyon olacaklarına inanıyoruz. Çocuklar forma aşkıyla oynuyorlar. Eşim Elmas da futbol hastası oldu. Maçları izlerken strese giriyor. Sivasspor’un hiçbir maçını kaçırmıyoruz. Oğlumu Türkiye’de 3 büyüklerden birinin veya milli takımın başında görmek isteriz. Avrupa’da da özellikle bize benzeyen İtalya’da bir takım çalıştırmasını isterim."

PROFESYONEL TARAFTAR OLDULAR

Antalya’da bir lisede matematik öğretmenliği yapan Bülent Uygun’un tek kardeşi Yaprak İncebacak da ağabeyinin çocukluk döneminde bile çok mantıklı
olduğunu ve hiç kavga etmediklerini söyledi.
Bülent Uygun’un çocukluğundan itibaren, masa tenisinden, yüzmeye, basketboldan futbola sporun her dalıyla uğraştığını ve başarılı olduğunu ifade
eden İncebacak, "Çok disiplinli, çalışkan ve temiz bir çocuktu. Başarısı bizim için sürpriz olmadı" dedi.
Sürekli kitap okuyan ve şiir yazan ağabeyinin müthiş başarılara imza attığını belirten İncebacak, şunları söyledi:
"Ağabeyim, Sakaryaspor’dan Ankara Şekerspor’a gittiğinde, evimizi Ankara’ya taşıdık. Bir sene sonra Kocaelispor’a transfer oldu, biz de onunla
gittik. Fenerbahçe’ye transfer oldu, sarı-lacivertlileri tuttuk. Ağabeyim nereye biz oraya. Artık profesyonelce düşünüyoruz, sülalece Sivassporlu olduk. Onun öncelikle Sivasspor ile şampiyon olmasını istiyorum. Çünkü Sivas kenti ona çok inandı, onunla kenetlendi. Daha sonra kendisi nerede mutlu olacaksa oraya
gitsin."
İncebacak, ağabeyinin başarısının ardında sürekli olarak, "futbol belirli bir yere kadar oynanır, ondan sonra antrenör olmayı düşünmelisin" diyen babasının olduğunu kaydetti.