SkorerÇözümsüz havuz problemi

Çözümsüz havuz problemi

28.03.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Diyarbakıra geçen yüzyılın son çeyreğinden beri havuz yapılmaya çalışılıyor. İlk denemede havuz salona çevrilmişti. Son deneme ise yine skandal

Çözümsüz havuz problemi

Hatta sporcu sayısı bile. Rakamlar 11.952 lisanslı sporcuya ulaşıldığını söylüyor 2 milyon nüfuslu kentte. Az buz değil; on yıl önce 10.235di bu rakam. Tek artmayan spor tesisleri.Son on yılda yapılan birkaç toprak futbol sahasını saymazsak -ki, bu sahalarda kış aylarında futbol oynanmadığı için amatör takımlar isyanda- "üç büyük yatırım" yapılmış Diyarbakıra...Birincisi; seyircisiz bir tenis kortu. Yani iki direk çakılmış. File bulunmuş. Çizgiler çizilmiş. Az buz değil hani.İkincisi; Seyrantepede çim saha. Seyrantepe 21 yıllık bir proje. Biraz da şehirden uzak. Parasız amatörler buraya ulaşabilirlerse çimde futbol oynayacaklar. Üçüncüsü ise; ünlü Ergani Salonu. Diyarbakıra bir saat mesafedeki bu salonun açılışı, bir türlü bitmeyen inşaatı yüzünden bizim on yıla denk gelmiş neyse ki.Son beş yıla bakarsak, sadece bir tenis kortu var yeni yapılan.Rakamlar utanç verici. Hüzünlü. Diyarbakırdaki itişmelerin, didişmelerin, huzursuzluğun temel nedenlerinden biri de bu tablo olmalı. Diyarbakırda her şey artıyor. İşsizlik, parasızlık, sokak çocukları, sokak suçları ve kızgınlık. On yıl önce adı Gençlik Merkezi idi, artık salona Atatürk adı layık görüldü. Aslında 1976 yılında kapalı yüzme havuzu olarak yapılmıştı. Ve salon fiyaskoları tarihine adını yazdırmıştı. Teslim alındıktan bir süre sonra havuzun içindekinden çok, su salonun altında birikmeye başladı. Meğer koca salon bir artezyenin üzerindeydi. Bakmışlar olacak gibi değil, havuzu betonla doldurup ferdi sporlar için salon yapmışlardı. Her şeyde bir hayır var derler. Havuzdu, salon oldu "Bu haber 10 yıllık ama yepyeni" Zavallı Silvan "Ortaçağın büyük siyasi ve askeri merkezi Meyyafarikin kenti yerine kurulmuş, Bitlis karayolu üzerindeki Silvan için 1974 yılı spor açısından çağ atlamak anlamına geliyordu. Salonun temeli törenlerle atıldı. Bölge şartlarına göre çok da uzun olmayan bir süre sonra, 1980de inşaat bitti.İhaleyi veren Genel Müdürlük Tesisler Daire Başkanlığı, Diyarbakır İl Müdürü İsmail Türemişe bir yazı gönderdi. "Salonu müteahhitten teslim al." Türemiş gitti, inceledi, "Almam" dedi. Çünkü parkeleri bozuk, malzemeler kötüydü. Bir süre sonra İsmail Türemiş başka bir göreve tayin olunca, Diyarbakır Bayındırlık Müdürlüğü, Silvan salonunu teslim aldı. Zaten salonun müteahhidi bir süre öncesine kadar Bayındırlık Müdür muavini idi. Gerçi Vali Ahmet Elbeyli zamanında, 1986 yılında salonla ilgili soruşturma açıldı, ama atı alan Diyarbakırı geçmiş, müteahhit tekrar memuriyete dönüp Bitliste göreve başlamıştı bile. Salon 1986ya kadar kör topal görevini yerine getirdi. O yıl sert geçen kış yüzünden kalorifer tesisatı dondu ve patladı. Kapılar kilitlendi, ardından terör geldi. Silvanda kimse ekmek almaya bile gidemedi. Salon kendi halinde çürüdü, çöktü, ot bürüdü ağıl oldu. Bugünlerde karakaçanların mekanı, bir de çocukların." O da olmasa ! Kentin medarı iftiharı emektar Ziya Gökalp Salonu. Hizmete giriş tarihi 1960. 1300 seyirci alabiliyor ve Diyarbakırdaki tüm sportif olayların merkezi sayılıyor. Gerçi 45 yıllık hayatı boyunca çok badireler atlatmış.Mesela 10 sene önce salonun çeşitli yerlerinde kovalar vardı. Çatısı, tüm Anadolu salonlarında olduğu gibi su damlatmaktaydı. Bu da ayrı bir konu. Zamanında bir sivri akıllı, Batıdaki salonların aynılarını yapmaya karar vermiş Güneydoğuda. Yazın 50 dereceye çıkan, kışın eksi yirmilerde dolaşan hava koşullarına aldırmadan. Güneşi gören çatı perçinleri tıkır tıkır atmış tabi. Yağmur da içeri. Parkeler sünger gibi. Birçok Anadolu salonunun sonu böyle gelmiş. Hava muhalefetinden.Neyse, Ziya Gökalp Salonu onarılmış şimdi. Cıvıl cıvıl lakin tek başına. Allah uzun ömür versin, ya olmasaydı ? Kebanı geçti 1985 yılında Milliyet gazetesinin ön ayak olmasıyla, Diyarbakır - Elazığ karayolu üzerinde 181 dönümlük arazi satın alınmıştı. Viyanadaki ünlü Prater spor kompleksinin mini modelini yapmak için prensip kararına varılmıştı. O iş lafta kaldı. Açık yüzme havuzu projesi ise şimdiden 17 yılı bulan inşaat süresiyle Keban Barajını bile geride bıraktı. Keban 10 yılda tamamlanmıştı. Ne müteahhitler gelip geçti bu salondan. Kimi aldığı paranın hakkını vermedi. Kimi ödenek olmadığı için işi bıraktı. Geriye kalan çimentosu, demiri çalınmış, tuğlaları kırılmış bir mezbelelikti. Oysa herkes biliyordu ki, terörle mücadelede sosyal, ekonomik, kültürel ve sportif projeler ön plana alınmalıydı. Ama vitrin için çalışan kamu yöneticilerinin nutuklarıyla yaptıkları birbirini tutmadı. Diyarbakırın 60 km uzağındaki Ergani ilçesinde büyük bir sabırsızlık vardı 10 yıl önce. Bir salon yapılıyordu ve yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişlerdi. Kaba inşaat bitmişti. Lakin birden bire inşaat durmuştu. Büyük bir ihtimalle ödenek yetmemişti. Acaba salonun sonu Silvana mı dönecekti? Korku dolu yıllar bitmek bilmedi. Tam sekiz yıl sonra 2002de, ilk spor müsabakası yapılana kadar sürdü. Evet Ergani Spor Salonu üç yıl önce hizmete girdi ve hâlâ görevini yapıyor. Doğrusu bir nazar boncuğunu hak ediyor. Erganiye nazar boncuğu Milli atıcının utancı YARIN

KEŞFETYENİ
Aşk tazelediler! Ünlü çiftten nişan sonrası romantik tatil
Aşk tazelediler! Ünlü çiftten nişan sonrası romantik tatil

Cadde | 19.06.2025 - 07:16

Oyuncu Hazal Çağlar ile Samet Akaydın nişan sonrası tatile gitti.

Yazarlar