SkorerEmrin olur Kemal abi!

Emrin olur Kemal abi!

14.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Emrin olur Kemal abi

Hem de öyle böyle değil.Ne etik dinledi ne kural.Yaptım oldu, o kadar!Sıkıysa karşı dur, yüreğin varsa hakkını ara.Bakan bey miting meydanında söz verdi ya.Bir telefonla Sergen Yalçın'ı getirtti Eskişehirspor'a.Kimse sorgulamadı.Daha doğrusu, "Kim verecek bunun parasını, bonservis bedelini kim ödeyecek?" diye sormaya cesaret edemedi.İşin acı yanı, 2009 yılına kadar Sergen ile sözleşmesi bulunan Etimesgut Şekerspor da çıkaramadı sesini.Geçen sezon hatırı sayılır bir servet ödediği yıldızının gidişine seyirci kaldı sadece.Nasıl kalmasın ki?..Şekerspor Kulübü'nün patronu Hızır Demir aynı zamanda KC Grubun sahibi.Grup, inşaat sektörünün önde gelen şirketlerinden biri.Devletle işi var.TOKİ'ye çalışıyor.Vergisi, KDV'si, alacağı, vereceği çok.Bu pozisyonda Sergen için bonservis bedeli istenir mi?İşadamlarımız iyi bilir, bu ülkede Maliye Bakanı'nın ağzından çıkan söz emirdir!Hele adı Kemal abi ise.O zaman?Yutkunup emre itaat edeceksin!Gidenlerin üzerine de bir bardak soğuk su içeceksin.Tıpkı Şekerspor ve Gaziantep Belediyespor kulüplerinin yaptığı gibi!Yeni sisteme alışacaksın;Transferi bakanlara, belediye başkanlarına ve milletvekillerine bırakacaksın ki;AKP usulü siyasetin raconuna ters düşmeyesin!Yoksa?Yoksası malum! AK Parti'nin Kemal abisi seçim arefesinde transfer muhabbetine bodoslamadan daldı. Yabancı oyuncu sayısıyla ilgili ağzı olan konuştu.Kulüp başkanları, milli takım teknik direktörü, yerli yabancı antrenörler, federasyon yöneticileri, gazeteciler, futbol yorumcuları, hatta Başbakan ve bazı bakanlar bile görüşlerini dile getirdi.Ama asıl sesini yükseltmesi gerekenler hep sustu.Profesyonel Futbolcular Derneği'nden söz ediyorum.Kulüpler sınırsız yabancı diye bayrak açarken bir tek dernek yöneticisi çıkıp görüş bildirdi mi?Üyeleriyle ilgili yaşamsal kararlar alınırken fikir beyan etti mi?Ben okumadım, duymadım.Bu vurdumduymazlığı, bananeciliği görünce insan sormadan edemiyor;Bu dernek mi savunacak futboluların hakkını?Bu anlayış mı örgütleyecek sendikayı?Güldürmeyin insanı! Derneğe bak Kemal Kapulluoğlu ve Galip Asal'ın Futbol Federasyonu yönetim kurulundaki görevlerinden istifa etmelerinin üzerinden tam yüz gün geçti.Bu süreçte merak edilen soru, kimin başkanvekili olacağı idi.Ancak hâlâ Kapulluoğlu'nun yeri dolmadı!Sorun şu;Yasaya göre iki başkanvekilini yönetim kurulu kendi üyeleri arasından seçer.Vekillerin görev süresi ise dört yıldır.Bu durumda tek başkanvekili ile yola devam etmek yasaya aykırı mıdır?Yoksa bu tamamen Federasyon Başkanı'nın inisiyatifinde midir?Yanıtını hukukçular verecektir ama...Koltuğun taliplisi o kadar çok ki.İçlerinden tercih yapıp yönetimde huzursuzluğa yol açmak yerine vekilliği boş bırakmak, sanırım Haluk Ulusoy'un da işine geliyordur. Yüz gün geçti Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal'ın kafalarının ne kadar karışık olduğunu anlamak için o fotoğrafa bakmak yeterliydi.Endişeli, gergin ve huzursuzdular. Önceki gün Kayserispor menajeri Süleyman Hurma ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında "Bir yere gitmiyoruz" mesajı verirken bile mutsuzlukları yüzlerinden okunuyordu iki yıldızın.Fenerbahçe ve Galatasaray'dan gelen tekliflerle başı dönen, ancak sözleşmeleri devam ettiği için Kayserispor'un rızası olmadan bir yere kımıldayamayacaklarını bilen Mehmet ile Gökhan adına hiçbir şeyin geçen sezonki gibi olmayacağı ortada.Herkes bu gerçeğin farkında.Kuşkusuz en çaresiz durumda olan da Kayserispor kulübü.Ne konuştular, gerçekten ikna oldular mı bilinmez ama...Transferin son günü ikisi birden İstanbul'un yolunu tutarsa kimse şaşırmasın. Artık çok zor Ne yapmış Gençlerbirliği ve Ankaragücü kulüpleri?Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde üst kullanım hakkı verilen çorak toprağa Türkiye'nin en modern futbol tesislerini kurmuşlar.Okullar açıp binlerce minik futbol aşığı arasından geleceğin yıldız adaylarını seçmeye koyulmuşlar.Güçlü bir altyapı oluşturmuşlar.İşe sıfırdan başlayıp süper lige yükselen ekip yaratmışlar...Kimseden tek kuruş yardım almadan giderek kötüleşen ekonomik koşullara rağmen bir mucize gerçekleştirip, Ankara'nın orta yerine iki futbol mabedi dikmişler.Sonra...Alkışlanmışlar mı?Veya bir devlet büyüğü çıkıp teşekkür mü etmiş?Ya da Belediye Başkanı şükranlarını mı sunmuş?Elbette hayır.Aksine, "Bu araziye sadece prefabrik inşaa edebilirsiniz. 1. derecede SİT alanı olan bölgede sözleşmeye aykırı yapılan binaları yıkın" baskısı gelmiş, yöneticilerine hapis tehdidinde bulunulmuş.33 milyon 478 bin metre karelik AOÇ arazisinin adeta çöplük olarak kullanılan bölümüne bugün yaşasa Atatürk'ün bile takdir edeceği tesisler yaptıkları için iki kulüp başkanı da pişman olmuş.Bu arada, Beştepe'deki yapılanma yıllardır devam ederken yetkililer ne yapıyordu, o da ayrı bir muamma! Yıkın da kurtulalım! Gelinen noktada yıkım emri hazırlayanlara soruyorum;Adamlar tahsis edilen yere toplu konut inşa edip satışa mı çıkarmış?Gökdelen dikip iş merkezi olarak kiraya mı vermiş?Halka açık tesis yapıp para karşılığı kullanıma mı sunmuş?Hayır.Peki, AKP hükümeti tarafından Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesi için hazırlanan yasa teklifi TBMM'den geçtiği takdirde ranta dönüşmesine kesin gözüyle bakılan AOÇ arazisinin binde birlik bölümündeki bu tesisler Fenerbahçe'nin ya da Galatasaray'ın olsaydı, aynı yıkım talepleri, aynı baskılar gündeme gelir miydi?Hiç sanmıyorum.Yüzbinlerce metrekarelik hazine arazilerinin zaman içinde kimlerin eline hangi yollardan geçtiğine dair önümüzde sayısız örnek dururken, bu zulüm olsa olsa sahipsiz sanılan iki başkent kulübüne yapılabilirdi.Öyleyse hiç durmayın.Ya getirin dozerleri yerle bir edin on milyonlarca dolarlık tesisleri.Ya da oturup uzlaşın ve bitirin bu traji komik kavgayı. cersen@milliyet.com.tr Sahipsiz başkent