Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

26. HAFTA

Ajax altyapısı, dünyanın en estetik futbolcularını Hollanda’nın lale bahçelerinde üretip; Avrupa stadyumlarını süslemek üzere dağıtır. Porto fabrikasında mahzene yatırılan futbolcular, zamanı geldiğinde kaliteli şaraplar olarak zenginlerin yeşil sahalarını şenlendirir. Üretmek, alıp satmaktan çok daha karlıdır ve güçlü ekonominin temelidir.

İşte bu “futbolcu fabrikası” klişesinin, “Almanizasyon” filtresinden geçmiş yeni bir versiyonu da Borussia Dortmund’dur. Metafor değil, gerçek anlamıyla iflasa giden bir şirketin “üretip satma” mantığını, biraz modifiye ederek, “hammaddeyi ucuza alıp, işleyerek pazarlama”ya çevirmesi üzerine kurulmuş bir başarı hikayesidir.

Haberin Devamı

Bu fabrikanın son popüler ürünü de, Polonya’dan ucuza alınıp; işlendikten sonra ulaştığı kaliteyle İngiltere, Almanya ve İtalya’nın zenginlerini sıraya sokan Robert Lewandowski.

2014’te bitecek sözleşmesini yenilemeye yanaşmıyor, zira o artık bir dünya yıldızı ve bunu hem kendisi, hem de menajeri çok iyi biliyor. Bu sezon 19 golle en yakın rakibinin 3 gol önünde gol krallığında zirvede olan Lewandowski, bu hafta Freiburg’a da 2 gol atarak, üst üste 8. haftayı da boş geçmedi ve bu alandaki kulüp rekorunu kırdı.

Lech Poznan’dan (Polonya) geldiğinde 4.5 milyon avro olan bonservisi için, bu aralar 30 milyondan bahsediliyor. Ürün bu kadar değerli olunca, alıcılar da etiği bir kenara koyuyor ve bu fiyatı indirmek için sözleşmesinin 1 yıla bitiyor oluşu gerçeğini kullanmaktan çekinmiyorlar.

Aslında çoğul bir alıcı grubundan çok, ilgilenen kulüpler ve çoktan anlaştığı iddia edilen Bayern Münih var masanın diğer tarafında. Lewandowski’nin, Bayern Münih’in müstakbel hocası Guardiola’nın “hoş geldin” hediyesi olacağına kesin gözüyle bakanların sayısı hiç az değil. Özellikle 1-0 Bayern üstünlüğüyle biten Dortmund-Bayern eşleşmesinden önce bu haber çok ciddi bir şekilde yer buldu basında.

Klopp, “Robert bizimle olduğu sürece, bizimledir” cümlesiyle özetlenebilecek, politik bir tavır sergilerken; Bayern cephesi “bizi çok kızdırmayın, yoksa 1 sene sonra bedavaya alırız” tehdidiyle, bu transfer oyununu masum denilemeyecek hamlelerle oynuyor. Hatta 3 kupada ilerleyen takımın iki santraforunun bundan nasıl etkileneceğini pek düşünmemeleri de, yine Bayern’e özel; ama bize göre çok sağlıklı olmayan bir strateji. Bayern gibi mükemmel işleyen bir takımın, daha sezon ortasında gelecek senenin hocasını ve muhtemel santrforunu basın önünde tartışarak ne kazanacağını görmek için sezon sonunu bekleyeceğiz. Güncel olan tek bir gerçek var, Guardiola ismi o kadar karakteristik bir isim ki, bu takımın oynadığı oyunu yüceltmek yerine ( ki bunda Bayern’in de suçu var. Ligi domine edip sıkıcı hale getirdiler ); kadroyu enine boyuna çekiştirip, Guardiola’nın sistemine kim uyar, kim kalır, kim geliri tartışmaya başladılar.

Haberin Devamı

Takım ise kendi standartlarına bocalar oldu son haftalarda. Düsseldorf Allianz Arena’da iki defa öne geçti ve zar zor 3-2 yaptılar. Arsenal o kadar tecrübesiz değildi ve 1-3’lük maçın rövanşında rakibini Almanya’da 0-2 yenerek Bayern’e soğuk terler döktürdü.

Haberin Devamı

Bu hafta kendilerini Bundesliga’da yenebilen tek takım olan Leverkusen deplasmanındaydı Bayern’liler. İlk maçta olmayacak pozisyonlarla sağa sola çarpıp sekerek giren gollerin diyeti olmasa, 1 puanla, hatta mağlup bile dönebilirlerdi Leverkusen’den. Son dakikalarda bir serbest vuruşta rakibin omzuna çarparak giren gol, Allianz Arena’daki şanssız gollerin ve akabinde gelen mağlubiyetin rövanşında manidardı. İlk maçla beraber düşünüldüğünde ki bu gol olduğunda herkes bunu düşünüyordu; ne golü kendi kalesine atan Wollscheid’ın, ne de hocası Sacha Lewandowski’nin futbol tanrılarına şanssızlıktan yakınmaya hakları yoktu.

Bu mağlubiyetle ikincilik yolunda Dortmund’la kapışan Leverkusen biraz geriye düştü. Küçük Lewandowski yine kazandı bu hafta, büyük Lewandowski’yse üzüldü.

HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)

Schaefer (Nürnberg)
---
Piszczek (Dortmund)
Calisen-Bracker (Augsburg)
Santana (Dortmund)
Schmelzer (Dortmund)
---
Werner (Augsburg)
Nuri Şahin (Dortmund)
Schweinsteiger (Bayern)
Kiyotake (Nürnberg)
---
Lewandowski (Dortmund)
Gomez (Bayern)

HAFTANIN TAKIMI
Nürnberg
Galatasaray maçından sonra Schalke’nin tek hedefi lig kaldı. Üst üste alınan galibiyetler mavileri tekrar Şampiyonlar Ligi potasına sokmuştu ve bu hafta Nürnberg deplasmanında alınacak galibiyet bunu daha da gerçek kılacaktı. Ancak ev sahibi Nürnberg’in Schalke defansı hakkında başka planları vardı. İleri uç ne kadar rakibi zorlasa da, Galatasaray eşleşmelerinde yakından gözlendiği gibi Schalke defansı rakibi karşılarken çok temel hatalar yapabiliyor. Bu hafta da Nürnberg bu hataları tam 3 defa değerlendirdi ve maçı 3-0 kazanan taraf oldu.

HAFTANIN YILDIZI
Nuri Şahin (Dortmud)
Milli oyuncumuz bu hafta geri dönüşünden sonra ilk defa eski zamanlardaki performansına çıktı. Freiburg maçına ilk 11 başlayan Nuri, 5-1’lik maçta serbest vuruştan 1 asist yapıp üzerine takipçiliğiyle 2 de gol attı ve haftanın futbolcusu olmayı hak etti.

HAFTANIN GOLÜ
Thanos Pestos (Fürth)
Yunan oyuncu kariyerindeki ilk golü, Fürth taraftarının uzun yıllar hatırlayacağı bir frikikle 30 metre uzaktan attı. Topun izlediği yol ve vuruş olarak Christiano Ronaldo’nun frikiklerini andıran bu golün ligin dibindeki bir takım tarafından Bremen deplasmanında atılmış olması da başka bir ayrıntı. Pestos’un golü takımını 2-1 öne geçirse de, galibiyete yetmedi. (2-2)