Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

23. HAFTA

Modern futbola dair taktiksel güzellemelerde eskiden “total futbol”, “tiki-taka” gibi kafiyeler vardı. Son yıllarda “karşı pres” ve “sahte dokuz” diye tamlamalar da duyulmaya başlandı. Bu terimlere en az önündeki FC kısaltması kadar hakimolan Barcelona’yı yıllar boyu izledik, hala izliyoruz. Bundesliga’nın 23. haftasını anlatırken binlercesine bir tane daha total futbol güzellemesi katacak değilim. Ancak, modern futbola sürekli bir şeyler katan bir futbol dehası var günümüzde. Bu hafta derdimiz onunla:

Haberin Devamı

Tabi ki,PepGuardiola’dan bahsediyoruz.

Bayern’e geliş tarzını hiç tasvip etmesem de, geride kalan 23 haftada öyle şeyler gösterdi ki, Alman futbolu hakkında yazan, konuşan, tartışan kim varsa hepsinin oyunu anlama ve izleme şeklini değiştirdi.

Guardiola’yı taktiksel olarak anlamak ve kompakt bir şekilde anlatmak hiç kolay değil. Buna bu köşede çok defa teşebbüs edip vazgeçtiğim oldu. Bu hafta biz “Schalke Real’den 6 yedi, ama ligde gayet formda. Acaba Bayerndeplasmanındareaksiyon gösterir mi?” diye düşünürken, 28’incidakikada4’lük olunca artık bu sorudan daha fazla kaçamazdım:

“Nasıl oluyor da, oluyor?”

Guardiola’nınBayern’ini 3 farklı boyuttan bileşenlerle anlamaya çalışmak daha kolay gibi. Çok temel prensipler üzerine oturtulmuş (1), sürekli inovatiftaktiksel rötuşlarla cilalanan (2) bir yıldızlar topluluğu(3).

Birinci boyuttaki ana prensipler: topa sahip olma (Bayern: %72-Schalke: %28), önde ve yerinde pres (hatalı pas, Bayern: %8-Schalke: %25), pozisyona göre bölgesel çoğunluk yaratma (atılan sprint sayısı, Bayern:180, Schalke:150) ve sürekli pozisyon değiştirme.

Bu prensiplerin çoğu Cryuff zamanlarından kalma kurallar ve birbirleriyle olan ilişkileri aşikâr.

İkinci ve daha da hayranlık uyandırtan boyut: inovatiftaktiksel rötuşlar. Bunlar o kadar fazla ve rakibe özel ki, hepsini yazmak için bir yazı dizisi gerek. Mesela Schalke maçında Mandzukic’in arkasındaki Thiago, Götze ve Robben için belli bir dizilişten bahsetmek hiç kolay değil. Daha çok bireysel görevlerinin gerektirdiği yerde bulunmaktan bahsedilebilir. Bildiğimiz tek şey haftaya böyle oynamayacakları.

Haberin Devamı
İçe Dönük Bekler

Ancak, inovatif taktiksel rötuşlar kısmında, bu aşırı değişken yapıdan çok, şahsi fikrime göre, en moderni ve amiyane tabirle “fırından yeni çıkanı”ndan bahsetmek istiyorum:

“İçe dönük bekler”

Üst seviye bir lig maçını kale arkasından izliyorsanız 4’lü defansla hücum eden takımın beklerini sağ ve sol çizgide görmeye alışıksınızdır. 4-3-3’ün çoğu varyasyonunda, hücum hattı içeri girer ve bekler hücum alanını artırmak için bindirirler. Savunan takımın kanat hücumcuları da (Draxler, Farfan) bunu engellemek için bekleri izlemek durumundandırlar. İşte 4-3-3’ün çoğu varyasyonuna karşı hücum ederken, şartlar oluştuğunda o bekleri çizgide kullanmak yerine, “iç koridorda” kullan bir Bayern’i var Guardiola’nın. (Alaba, Rafinha)

Peki bu ne işe yarayacak?

İçerden ilerleyen bekler, öncelikle alışılagelmiş şekilde kendilerini izleyen kanat hücumcularının yerlerini kaybetmesine sebep oluyor. Rakibin orta sahası dar bir alana hapsoluyor ve kanatlar hücumcuların kullanması için açık hale geliyor. (Ribery, Götze, Thiago) Top kanattaki hücumcuya iletildiğinde, bek dışardan bindirmek yerine içerden bindiriyor ve kanat hücumcusuna içeri doğru bir pas opsiyonu daha doğuyor. Hatta rakip defans yeterince dağılırsa bekin doğrudan gol pozisyonuna girmesi de mümkün oluyor.

Haberin Devamı

Bunların yanında, maçın dinamizmi içende, sayısız varyasyona sebep olan bu taktiksel prensip, rakibin takım savunmasını temelden sarsama potansiyeline sahip. Tabi ki, ileri hattaki bir o kadar yaratıcı kombinasyonlarla beraber.

Üçüncü ve son boyut: Bireysel yetenek. Bu çoğu takım için en zorken, Bayern içinbelki de en kolayı. Ne Cryuff, ne Guardiola… Napolyon’dan beri başarının anahtarı:Para, para, para…

ya da Michale Ballack, Manuel Neuer, Mario Götze.

HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)

Ralf Fahrmann (Schalke)
---
David Alaba (Bayern)
Mats Hummels (Dortmund)
Niklas Süle (Hoffenheim)
Sebastian Jung (E. Frankfurt)
---
Sejad Salihovic (Hoffenheim)
M. Choupo-Mouting (Mainz)
Mkhitaryan (Dortmund)
Robben (Bayern)
---
Lewandowski (Dortmund)
AnthonyModeste (Hoffenheim)

HAFTANIN TAKIMI
Hoffenheim

Bundesliga’nın sürpriz sonuçları dillere destandır. Wolfsburg bu ligin Şampiyonlar Ligi adaylarından. Dahası son 4 maçta 4 galibiyetleri var. Hoffenheim kendi grubunun (orta sıra altı) formda ekiplerinden. Bu dengelerle Hoffeneim için Wolfsburg’a karşı evinde beraberlik başarı, zor da olsa galibiyet daha büyük başarı sayabilir… idi.

Wolfsburg 4 maçtaki 12 puanın etkisiyle savunmayı unutunca maç 6-2 bitti. Schalke Real’den 6, Bayern’den 5 yemiş. Çok mu? Rakibi WolfsburgHoffenheim’dan yiyor.

HAFTANIN YILDIZI
Arjen Robben (Bayern)

Dortmund’un şampiyon olduğu sezon taraftarla arası oldukça açılmıştı. Egoist dediler, kendi topunu al oyna dediler. Hatta bir ara Galatasaray taraftarı, acaba bize düşer mi diye heyecanlandı. Ama onun planı çok başkaydı. Şampiyonlar Ligi finalinde attığı gol üzerindeki baskıyı kaldırdı. Sonrasında Van Gaal’in en sevdiği öğrencisi Pep Münih’e ayak bastı ve o takımdaki portakaldı. Gerisi izlemeye doyulmayan bir şov. Arsenal’in de Schalke’nin de fişini çekiverdi Robben. Yakında 2017’ye kadar kontrat imzalaması bekleniyor.

HAFTANIN GOLÜ - ASİSTİ
Zlatko Junuzovic - Aaron Hunt (Werder Bremen)

Bu golü haftanın golü yapan yegâne şey öncesindeki asist. AaronHunt, ceza yayı civarında üzerine havadan sert bir şekilde gelmekte olan topa, ya Bergkamp yumuşaklığında, Xavi görüşüyle bir Zlatanİbrahimovic“topuğu” vurdu; ya da sadece topun yönünü değiştirmeye çalışıyordu. Biz birincisine inanmak istiyoruz. İzleyiniz, kararı siz veriniz.