Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

7.HAFTA

Bundan yaklaşık 5 yıl önce, 11 Aralık 2007’de Nürnberg’de bir yavru kutup ayısı fenomeni yaşandı. Doğumundan hemen sonra anneleri tarafından öldürülen kuzenleriyle aynı kaderi paylaşmaması için görevliler tarafından koruma altına alınmış bir bebek olan Flocke (Alm. kar tanesi) kısa zamanda Almanya’nın gündemine oturdu ve ilerleyen günlerde Nürnberg şehrinin maskotu haline geldi. Flocke’un doğduğu hayvanat bahçesi, içinde FC Nürnberg’in maçlarını oynadığı tarihi Frankenstadion’u da barındıran geniş ormanın tam ortasında. Kar tanesi bugün artık bu ormanda değil, ama geride bıraktığı evinde bu hafta sonu futbol adına yaşananlar, bulunduğu yere aidiyeti sorgulamayı ve sonunda gerçeklerle yüzleşmeyi vurgulayan yavru kutup ayısının kısa hikayesine o kadar uyuyor ki; Flocke’a değinmeden dünyaya geldiği toprakların, yani Fürth ve Nürnberg’in, bu haftaki hikayesini anlatamazdık.

Haberin Devamı

Bizim hikayemizin baş kahramanı da Greuther Fürth… Bavyera’nın Münih’ten sonraki 2. büyük şehri Nürnberg’in komşusu küçük bir şehrin takımı. Frankenstadion’dan sadece 20 km ötede 18 bin kişilik Trolli Arena’da oynuyor maçlarını… İkinci ligde yıllar boyu hep yukarı sıraların takımı olmasına rağmen, tarihinde ilk defa birinci lige çıkan bu takım; sahasında aldığı sonuçlarla gerçekten birinci lige ait olup olmadığını bu sezon erkenden sorgulatmaya başladı. Bayern, Schalke ve Düsseldorf’tan sonra bu hafta da Hamburg’a mağlup olarak 7. hafta itibariyle evinde puan alamayan tek takım onlar. Dahası, kendi sahalarında henüz gol dahi atamadılar ve bu özellikleriyle Bundesliga rekorlar tarihine geçmiş durumdalar. Oysa Fürth taraftarı ve yerel basın birinci lige çıktıklarında mutluluktan o kadar sarhoştular ki, daha ilk haftada evlerine ziyarete gelen (ve takip eden 7 haftada 21 puan toplayarak rekor kıracak olan) Bayern’i yenme fikrini yüksek sesle dillendirmekten çekinmiyorlardı.

Peki bu şekilde olmadıysa, nasıl olması gerekiyordu? Örnekler ortada… Birinci lige bu sezon yükselen diğer iki takımdan Frankfurt zaten birinci ligi çok iyi bildiği için, Fortuna Düsseldorf da mütevazi ve defansif oyunuyla haddini bildiği için Fürth’e göre çok iyi konumdalar. Fürth gibi bir takımın bir sezonda Eintracht Frankfurt olması beklenemez belki, ama Fortuna’nın felsefesinden feyzalsalar; bu noktada olmazlardı en azından.

Haberin Devamı

Sonuç olarak bugün ülkemizde Fatih Terim’in Braga maçından sonra tekrarladığı türden bir farkındalığı, Almanya’da dramatik bir şekilde yaşıyorlar. 2 transferle rüya takım olunmayacağı gibi, 1. lige yükselen her takım da bu seviyede futbol oynayamayabiliyor. Taraftarın takımına, takımın da kendisine inanması ne kadar gerekliyse; çevrenin dolduruşuna gelmeden ayakların yere basması ve bu farkındalığın oyun felsefesine yansıması da o kadar önemli.

Fürth’ün durumu böyleyken, bazılarının çoktan tahmin etmiş olabileceği kısa hikayemizin diğer kahramanı ise Nürnberg. Fürth birinci lige aidiyetini sorgularken, kendine alabileceği en yakın örnek olan evin reisi… Çoğu 1920’lerde yaşanmış 9 şampiyonluğa, 4 tane de lig kupasına sahip bir ekip. Bu hafta Freiburg deplasmanında arka arkaya 4. mağlubiyetlerini aldılar. Bu sonuçla başında iyi sinyaller verdikleri sezonun 7. haftasında 14. sıraya kadar gerilediler. Cumartesi Freiburg’a 3-0 yenildikleri maç, teknik direktörleri Dieter Hecking’in futbolcu ve teknik adam olarak toplamda 7. Freiburg maçıydı ve 48 yaşındaki Alman kariyerinde henüz Freiburg galibiyeti görmüş değil.

Haberin Devamı

Yazının başında bahsettiğimiz ve buraya kadar karakterlerini tanıtmaya çalıştığımız hikaye soğuk bir Bavyera gecesinde geçiyor… Yavru kutup ayısı (Fürth), babasına (Nürnberg) soruyor :

- Baba ben kutup ayısı mıyım?
- Evet oğlum.
- Peki sen de kutup ayısı mısın?
- Evet oğlum ?!
- Ee! peki annem de kutup ayısı mı?
- Tabii ki oğlum ?!
- Peki dedem, dedemin dedeleri? Hepsi kutup ayısı mıydı?
- Evet oğlum. Hepsi kutup ayısıydı!.. Ama niye soruyorsun sen bunları?
- Baba…

-...?

-…ben üşüyorum!

HAFTANIN KARMASI

(4-2-3-1)

Roman Weidenfeller (Borussia Dortmund)

---

Lukasz Piszczek (Borussia Dortmund)

Nikolce Noveski (FSV Mainz 05)

Benni Höwedes (Schalke 04)

Heiko Westermann (Hamburger SV)

---

Harvard Nordtveit (Borussia M'gladbach)

Milan Badelj (Hamburger SV)

---

Juan Arango (Borussia M'gladbach)

Lewis Holtby (Schalke 04)

Franck Ribery (Bayern Münih)

---

Stefan Kießling(Bayer Leverkusen)

HAFTANIN TAKIMI

Augsburg

Bu haftaya kadar sadece 2 gol atabildikleri sezonda, ilk galibiyetlerine Bremen karşısında 3-1’le ulaştılar. Gerçekten muhteşem bir motivasyonla, ilk yarıda daha önce hiçbir maçta koşmadıkları kadar koşarak ve 2. dakikada Augsburg tarihinin en erken golünü atarak aldılar 3 puanı. İkinci golden sonra sevinçten sahaya giren teknik direktör Markus Weinzierl’in hırsı görülmeye değerdi ve aslında her şeyi tek başına anlatıyordu.

HAFTANIN YILDIZI

Franck Ribery (Bayern Münih)

Galatasaray’ın yarım kalan hikayesi, Bundesliga kariyerinde 6. defa bir maçta iki gol atma başarısını gösterdi. Kaleye çektiği şut sayısı (6) Hoffenheim takımının toplamından (5) fazlaydı. Bayern’in kaleye yolladığı 15 şuttan sadece Ribery’e ait ikisi kaleyi buldu ve onlar da gol oldu. Dahası Ribery öyle uğurlu bir adam ki, Bayern Fransız futbolcunun gol attığı son 20 maçın hepsini kazandı.

HAFTANIN GOLÜ

Juan Arango (Borussia M'gladbach)

Fenerbahçe karşısında da birkaç defa kaleyi yoklayan, ancak Volkan’ı geçemeyen Venezuela’lı sol ayak; Frankfurt’a yaklaşık 30 metreden muhteşem bir gol attı. Hagi’yi andıran bir vuruş sonunda hareketine tribünlere gider gibi başlayan top, bir anda inişe geçti ve kaleci Trapp bunu fark ettiğinde hamle yapması için artık çok geçti.

HAFTANIN ŞİFRESİ

Bayern Münih bu hafta 7. maçında 7. galibiyetini alarak Bundesliga tarihinin en iyi başlangıç rekorunu kırdı. Onları haftanın takımı seçmememizin tek sebebi, bu rekoru daha da geliştirecek potansiyele fazlasıyla sahip olmaları.

HAFTANIN PANZERİ

Clemens Fritz (Werder Bremen)

Cuma akşamı Augsburg deplasmanında hızlı pas oyununu yüzlerine gözlerine bulaştırıp berbat bir oyunla yenilmelerine rağmen, Bremen orta sahasında Fritz, girdiği ikili mücadelelerin %80’inden galip çıkarak Almanlar için sık kullanılan “panzer” tabirinin hakkını veren bir istatistiğe imza attı.