3. HAFTA
Miroslav Stoch, geçtiğimiz hafta PAOK formasıyla Schalke deplasmanında skoru 1-1’e taşıyana golü atarken, Fenerbahçe taraftarını da takımlarının transfer politikasını sorgulamaya iten isim olmuştu. Stoch’un o golü İstanbul’dan böyle görünürken; Gelsenkirchen’den bakıldığında, geçen sezondan beri bir türlü tam olarak dağılmayan kara bulutların, bir süre daha Veltins Arena üzerinde dolaşacağını işaret ediyordu.
Zira 3. hafta itibariyle Schalke sezona öyle şanssız bir giriş yaptı ki, en arabesk Türk filmi senaryolarına dahi taş çıkartacak bir durum söz konusu.
İlk hafta sezon başının formsuz takımlarından Hamburg’la içerde 3-3 kaldılar. Ertesi hafta işler biraz daha kötüleşti: Wolfsburg deplasmanında maçı “4-0”, Huntelaar’ı da “4 hafta” kaybettiler.
Geçtiğimiz Cumartesi ise Hannover deplasmanında daha 14. dakikada kaptan Höwedes gole giden rakibi çelmeyle durdurunca doğrudan kırmızıyla oyundan atıldı. Devamında verilen penaltıyla 1-0 geriye düştürler ve maçı da 2-1 kaybettiler.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, 85’te Christain Fuchs da ikinci sarıdan oyundan atıldı ve haftaya zor Leverkusen deplasmanına çok eksik bir kadroyla gidiyor olacaklar.
Özetle Schalke açısından hiç de hatırlanası bitmeyen bu 3. hafta mücadelesinde, hatırlanası başka bir an da Hannover’li Huzsti’nin kırmızıyla oyundan atılması oldu.
Yukarıdaki 3 kırmızı kart, yanlış hakem kararlarının da etkisiyle Bundesliga’da ilk defa gerçekleşen bir istatistiğin habercisiydi:
Schalke-Hannover maçındaki bu kırmızı kart şölenine, Hoffenheim-Freibug mücadelesi de ayak uydurdu. Hatta daha Hannover’de penaltıyı yaptıracak olan Höwedes atılmadan, Hoffenheim’da penaltıyı atan Salihovic soyunma odasına gitmişti bile. Bosnalı, Hoffenheim lehine verilen penaltıyı attıktan sonraki gol sevinci sırasında rakibe tokat atınca doğrudan oyundan atılıverdi. Salihovic’i önce çift sarıdan rakibi Coquelin (41.), maç sonunda da Mehmedi takip edince; 3-3 biten müthiş mücadelenin önünde geçen kırmızı kartlar oldu.
Kırmızı kartların yedincisi Wolfsburg’un Bayern’den transferi Luis Gustavo’ya, önce sarı sonra kırmızı şeklinde göründü. Brezilyalı geçen haftaki 4-0’lık Schalke zaferinde, daha doğru dürüst idman yapmadan apar topar sahaya çıkmasına rağmen oldukça iyi bir performans göstermişti. Bu hafta ise Mainz 1-0 öndeyken sahadan atıldı ve takımının puan umutlarını bitiren isim oldu.
Sekizinci kırmızı ise görülmedi… gösterildi.
Augsburg deplasmanında zaten 2-1 geride olan Stuttgart’ta 64. dakikada oyuna giren Ibrahima Traore, 70. dakikada neden kırmızı gördüğünü hala anlamaya çalışıyor. Kaybedilen maçtan sonra kovulan eski hocası Labbadia da öyle.
HAFTANIN KARMASI
(4-3-3)
---
Sebastian Mielitz (Bremen)
---
Philipp Lahm (Bayern)
Nico Schulz (Hertha)
Nikolce Noveski (Mainz)
Jan-Ingwer Callsen-Bracker (Augsburg)
---
Sidney Sam (Leverkusen)
Marco Reus (Dortmund)
Nicolai Müller (Mainz)
---
Stefan Kiessling (Leverkusen)
Alexander Meier (Frankfurt)
Mame Biram Diouf (Hannover)
HAFTANIN TAKIMI
Mainz
Bayern Münih, Borussia Dortmund ve Leverkusen’in 3’te 3 yapması çok büyük bir sürpriz değil. Aslında Maniz’a da çok uzak bir istatistik değil 3 maçta 9 puan. Zira 3 yıl önce ilk 7 maçta 21 puan almışlıkları var. Ama son birkaç yıla bakarsak, Berlin’den sonraki en flaş sezon girişi Mainz’a ait yine de. Bakalım hızlı “start”ların hocası Tuchel, bu sezonki “finish”de nerelere kadar gidebilecek.
HAFTANIN YILDIZI
Nicolai Müller (Mainz)
Mainz’lı futbolcu üçüncü maçında dördüncü golüne imza attı ve sezon başı istatistiklerini zorluyor. Göze batmayan fiziği, çabuk ve dar alanda sonuca giden stili, günümüz futbolcularından çok eski zamanların açıklarını hatırlatır cinsten. Sırtındaki Müller isminin kredisini en iyi şekilde kullanıyor bu sezon.
HAFTANIN GOLÜ
Halil Altıntop (Augsburg)
İyi işler yaptıklarında, naçizane, torpil geçtiğimiz oluyor Türk futbolculara bu köşede. Halil de aslında çok güzel bir gol atmadı, ama Augsburg’un ilk golünü atıp işini yaptı. Trabzon’da adından çok söz ettirememiş olabilir, ancak Bundesliga’da hala ismi olan bir santrafor kendisi ve bu sezon alt sıralarla muhatap olmak istemeyen Augsburg’a neler verebileceğini bekleyip göreceğiz.