Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

30. HAFTA

River Plate 1941’de 75 golle, ertesi sezon da 79 golle şampiyon olduğunda efsanevi ileri hatlarına “la maquina*” (makine) takma ismi verilmişti. Oynadıkları futbol Hollanda’nın 1974’teki total futbolunun ilk versiyonu kabul edilir. O günün zemini, ayakkabıları, idman metotları ve maç topu düşünüldüğünde bu makinenin ne kadar büyük bir iş yaptığı daha iyi anlaşılıyor.
Bugün ise söz konusu olan bir makine ise, Almanlar’ın işe el atmamış olması düşünülemez. Futbolda da durum aynı. Zira “La Maquina” 72 yıl sonra artık “die Machine”!.. Markası da Bayern Münih.

Sezon başında Stuttgart’ı 6-1 yendiklerinde bu skoru alışkanlık haline getireceklerini tahmin etmek zordu. Artık sezon sonu yaklaşırken, geride Stuttgart’tan sonra Lille, Bremen, Wolfsburg ve en son da Hannover karşısında alınan 6-1’lik galibiyetler var. 9-2’lik efsanevi Hamburg maçını da bunlara eklersek, 5-0’lık Düsseldorf ve Hannover maçlarına gerek dahi duymadan nasıl bir makineden söz ettiğimiz ortaya çıkıveriyor.

Ancak bu rekorları alt üst ederek ilerleyen takımı makineleştiren tek kriter attıkları gollerin sayısı değil. Takvimde bu golleri attıkları zaman da, bir o kadar insan üstü performansa işaret ediyor.
Normalde Şampiyonlar Ligi oynayacak takım bu turnuva öncesinde veya sonrasında ligde zorlanır, ekonomik oynamaya çalışır, hatta puan kaybeder. Bayern ise Lille deplasmanına gitmeden Düsseldorf’u 0-5’le geçti. Aynı Bayern, Valencia deplasmanından 3 gün sonra Hannover’i 5-0 yendi. Tıpkı Arsenal’i deplasmanda yenip, 3 gün sonra Bremen’i bu sezonun favori skoru 6-1’le geçtikleri gibi.

Herkes Juventus maçı öncesi, şampiyonluk da cepteyken, vites küçültmelerini beklerken; onlar sezonun, hatta son birkaç sezonun, en flaş skorlarından birine imza atıp gittiler İtalya’ya: Bayern: 9, Hamburg: 2.

Geçen hafta yine turboyu açtılar ve kapatmayı unuttular. Biz Nürnberg’i 4-0 yenerek başladıkları ısınma turlarını, 3 gün sonra kupada Wolfsburg’u 6-1’le geçerek tamamladılar derken; onlar yine bir Bayern klasiği olan Şampiyonlar Ligi öncesi fark atma şenliklerinde, bu sefer de Hannover’i 1-6 yendiler.

Efor sarf ettikçe yıpranan insanlardan çok, ısındıkça performansı yükselen makine gibiler ve 3 kupada yoluna devam ederken bu takımın maç takvim de seyrekleşmiyor. İşin enteresanı herkesin maç trafiği ve yorgunluktan şikayet ettiği dönemlerde onlar daha çok fark atıyorlar rakiplerine.

Perşembe Avrupa Ligi oynayıp, Cumartesi lig maçına çıkmanın doğal olduğu Bundesliga’da, Bayern gibi bir takımın maç takviminden şikayet etmesi zaten düşünülemez, ancak bunu nasıl başarıyorlar diye baktığımızda en kısa ve öz cevap galiba yine en yetkili adamdan geliyor:
“Bizim yedek takımımız yok.” /Jupp Heynckes.

HAFTANIN KARMASI

(4-4-2)
Nikolov (Frankfurt)
---
Alaba (Bayern)
Hummels (Dortmund)
Russ (Frankfurt)
Carvajal (Leverkusen)
---
Ribery (Bayern)
Van der Vaart (Hamburg)
Pizarro (Bayern)
Schürrle (Leverkusen)
---
Kiessling (Leverkusen)
Pizarro (Bayern)

HAFTANIN TAKIMI
Eintracht Frankfurt


Sezonun flaş takımı ligin ikinci yarısında bir türlü doğru vitesi bulamadı. Bu onlara Şampiyonlar Ligi rüyasına mal olmuş olabilir. Hatta Avrupa Ligi’ni dahi riske etmişlerdi. Bu hafta 4. Sıradaki Schalke’yi yenerek Şampiyonlar Ligi ön elemesi ve Avrupa Ligi için sıralanan takımları neredeyse aynı hizaya getirdiler. Kalan haftalar Frankfurt sayesinde oldukça heyecanlı geçecek.

HAFTANIN YILDIZI
Oka Nikolov (Frankfurt)


Frankfurt’un kalecisi sadece maç 0-0’ken penaltı kurtarmakla kalmadı, maçı çevirmeye çalışan Schalke ileri hattıyla hem mecazi, hem de gerçek anlamda göğüs göğse çarpıştı. Sadece Frankfurt değil; Freiburg, Hamburg ve Gladbach da minnettar kendisine, zira ŞL öne elemesi oynama şansları ciddi şekilde devam ediyor.

HAFTANIN GOLÜ
Rafael Van der Vaart (Hamburg)


Özel hayatının magazin dünyasında didik didik edilmesine aldırmadan bu hafta takımının 2 golünü de o attı. Bunlardan birinde önce iki Düsseldorf’lu defans oyuncusunun arasından geçip, out çizgisi üzerinde topu kalecinin bacakları arasından bırakıverdi. Yumuşak bilekler, teknik ve zekanın birleşimi olan, zor ve güzel bir goldü.