Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

22. HAFTA

“Pazartesi sınavı var, ama Çarşamba için okuldan izin aldık… İstanbul’a geliyor.”

Bu sözler Schalke sportif direktörü Horst Heldt’e ait. Son cümlenin gizli öznesi de, Cumartesi 2-2 biten Mainz maçında, 72. dakikada oyuna girip yaptığı asistle durumun 2-2’ye gelmesini sağlayan 17 yaşındaki Max Meyer.

Haftanın panoramasını, Bayern’in can sıkar derecedeki istikrarı, Marco Reus’un Frankfurt karşısındaki “hattrick”i, ya da Bremen’i deplasmanda 2-3 yenen Freiburg’un başarısı yerine; herkesin Almanya’dan beklediği ilk haber olan Schalke’ye ayırdık bu hafta.

Haberin Devamı

Schalke’nin son durumunu anlatmayı amaçlayan bu yazıda, Max Meyer rastgele seçilmiş bir örnek değil. 1995 doğumlu genç Alman, Gelsenkirchen’lilerin hafta içi Galatasaray’la oynayacakları Şampiyonlar Ligi maçı öncesi durumu özetleyen bir isim alsında. Daha birkaç ay önce altyapıdan gelen Max, Galatasaray karşısında süre alamayabilir; ancak Schalke 04 kadrosunda, Max’ın pozisyonu olan ofansif orta sahada ilk pozisyonu burası olan isim yok; ya da daha doğru bir deyişle, “kalmadı” bu maç öncesinde. İşte bu yokluk, Schalke’nin TT Arena’daki dizilişini etkileyen perde arkası faktör olacak.

Peki klasik 4-2-3-1 sistemini fazla bozmak istemeyen Schalke için bu yokluk ne anlama geliyor? Bu sorunun olası cevabını bulmak ve Jens Keller’in bu bölgede yapacağı seçimin muhtemel yan etkilerini vurgulamak için, Schalke takımını bölge bölge incelemek daha sağlıklı olacaktır.

Kale: Timo Hidebrand

Lars Unnesrtall’ın sakatlığı sebebiyle bir süredir kaleyi koruyan 33 yaşındaki Alman, 2008’de Stuttgart’tan Valencia’ya geçerken kariyerinde zirve yapmıştı. Milli formaya kadar yükselen kaleci, artık o günleri aratıyor ve iki hafta önce 5-4 biten Hannover maçında 3 direk arasını bulan 4 topu da içeri aldı.

Defans (1. Alternatif): Höger – Höwedes – Matip - Fuchs

Muhtemel geri dörtlü bu şekilde olacak. Bu dizilişte iki ana problem var. Birincisi Sağ bek Atsudo Uchida sakat olduğu için, Mainz maçında yerine Marco Höger oynadı ve Höger aslen bir defansif orta saha oyuncusu. İkinci problem ise Yunanistan’ın genç starı Kyriakos Papadopoulos’un yine sakatlığı sebebiyle oynamayacak olması. Ancak bu defansın sağındaki kadar büyük bir problem değil, zira toplamda 35 milyon avro bonservise ulaşan diğer 3 isim Galatasaray’ın defansıyla aynı teraziye koyduğunuzda geri kalmayacak, hatta ağır basacak isimler.

Haberin Devamı

Defans (2. Alternatif): Höwedes - Metzelder - Matip - Fuchs

3 defansif orta sahayla oynamak istediklerinde diziliş bu şeklinde gerçekleşiyor. Turu Almanya’ya taşımak isteyen ve ofansif orta sahanın ortasına adam bulmakta zorlanan Schalke’nin bunu denemesi bize göre daha yüksek bir ihtimal. Buradaki fark Real Madrid forması giymiş tecrübeli isim Christoph Metzelder’i ortaya alıp, Höwedes’i sağa kaydırarak, Höger’i asıl pozisyonu olan defansif orta sahada kullanmak.

Geri dörtlü nasıl olursa olsun, sol bek Christian Fuchs’a (26) ayrı parantez açmak gerek. Avusturyalı çok tecrübeli bir isim ve sol ayağıyla yaptığı markalaşmış kavisli ortalar hem aktif oyun sırasında, hem de duran toplarda çok can yakabiliyor.

Haberin Devamı

Defansif Orta Saha: Jones, (Höger), Neustadter

Bu bölge de büyük ihtimalle bu iki (üç) isimden oluşacak. 6 yıldır Schalke’de olan Jermanie Jones (31) atletik ve agresif bir orta saha olarak özetlenebilir. Yarı Amerika’lı olan Jones, Bundesliga’da (Felipe Melo kadar olmasa da) sert hareketleri ve akabinde zaman zaman gördüğü kartlarla tanınan bir isim.

Neustadter (25) ise Alman futbolunun yükselen değerlerinden. Milli formayla tescillenmiş, kaliteli bir defansif orta saha olmasının yanında, kafa toplarındaki hakimiyetiyle de dikkat çeken futbolcu; Jones ile birlikte, fazla teknik olmayan, ancak diri ve mücadeleci bir ikili oluşturuyor.

Ofansif Orta saha: Farfan, (Draxler), Bastos

Bu bölgede ortadaki isim tartışmaya açık. Yazının başında belirttiğimiz gibi buraya aday isimlerden Holtby artık Tottenham’lı ve yerine alınan kiralık Raffael de cezalı. Geriye kalan ve o pozisyonda zaman zaman denenen Draxler ilk aday. Ancak asıl pozisyonu kanat olduğundan ve Schalke 4-2-3-1 yerine (ortadaki 3 defansif, 2 de açıklarda olmak üzere), 4-3-2-1 dizilişini de benimseyebileceği için asıl önemli ve değişmez kısım kanatlara geçilebilir.

İşte yaralı Schalke’nin ölümcül kısmı burada. Sağ kanatta Farfan tecrübesine rağmen hızından pek bir şey kaybetmemiş bir isim. Bundesliga’da 19 maçta 5 gol ve 5 asistle oynayan Peru’lu, Şampiyonlar Ligi’nde de bu sezon 1 gol atıp, 2 de asist yaptı.

Riera ve kademesindeki Dany’e zor anlar yaşatması muhtemel Farfan’ın karşı kanadında Eboue ve kademesindeki Semih’i bir o kadar zorlayacak isim ise Lyon’dan kiralık olarak acil yetiştirilen Brezilyalı Bastos. Çok, ama çok tehlikeli bir sol ayağı var ve bu özelliğini göstermek için kaleye fazla yaklaşmasına gerek yok.

Bu bölgede Leverkusen yıllarında ismini çok daha sık duyduğumuz, ancak Schalke’de bekleneni pek verememiş bir isim Barnetta’nın da ne olursa olsun kaliteli bir alternatif olarak beklediğini not düşüp devam edelim.

Forvet: Klas Jan Huntelaar

Bu satırları okuyan bir futbolsever için bu ismin ne anlama geldiğini çok detaylandırmaya gerek yok. Gözündeki sakatlık oynamasını riske sokmuştu ve Bundesliga’da sahaya çıkamadı bir süredir, ancak doktorlar TT Arena için yeşil ışık yaktılar. Diğer alternatifleri düşündüğümüzde, ne pahasına olursa olsun sahada olacaktır Hollandalı. Ceza sahası içinde ve çevresinde her yerden gol yapabilen Huntelaar, son haftalarda kendinden bekleneni veremiyor. Galatasaray bu düşük formun devam etmesini umarken, Schalke deplasmanda ağları sarsmak adına kendisine güveniyor olacak.

Galatasaray Cephesi

Bu muhtemel kadro ve diziliş karşısında, Galatasaray’ın en zayıf bölgesi sol kanadı olacak. Özellikle Riera ve önünde Sneijder (ya da Amrabat), kontra-ataklarda Farfan tarafından zorlanabilir. Bu noktada Dany’nin hız ve atletizmine çok işi düşüyor. Diğer tarafta Bastos’u ters ayağına zorlamak da, defansta Hamit ve Eboue’nin ilk görevi.

Gol bulmak adına, Galatasaray’ın ayaklarındaki yaratıcılığı, oynarsa Amrabat’ın terse çekip yapacağı ortalara kısıtlamamak gerek. Zira Drogba gerçeğine rağmen havadan çok şans bulamayacaktır Galatasaray. Aksine ceza sahası önündeki verkaçlarla Bayern, ya da çizgiye inerek yapılan ortalarla Fürth karşısında ne kadar zor duruma düştüklerini, bilmesi gereken herkes çoktan bir kenara yazmıştır umarız.

HAFTANIN KARMASI

(4-4-2)

---

Hesl (Fürth)

---

Alaba (Bayern)

Hummels (Dortmund)

Subotic (Dortmund)

Lahm (Bayern)

---

Reus (Dortmund)

Van der Vaart (Hamburg)

Schweinsteiger (Bayern)

Götze (Dortmund)

---

Mandzukic (Bayern)

Petersen (Bremen)

HAFTANIN TAKIMI

Freiburg

Bremen tam ivmeyi tutturdu derken, Freiburg bu sezon Avrupa yolunda sessiz ama emin adımlarından birini daha bu deplasmanda attı. Frankfurt fenomeninin yarattığı flaşların gölgesinde çok güzel işlere imza atıyorlar ve haftanın takımından da öte övgüleri sıkça hak ediyorlar bu sezon.

HAFTANIN YILDIZI

Marco Reus (Dortmund)

3-1 biten maçta 14 defa gol girişiminde bulunan Dortmund’da, bu denemelerin 10 tanesi Reus’tan geldi. Bu 10 denemenin 6’sı kaleyi bulurken, 3’ü gol oldu ve Reus maçı hattrickle tamamladı.

HAFTANIN GOLÜ

Martin Harnik (Stuttgart)

Ne Mandzukic’in röveşatası, ne de Van der Vaart’ın füzesi bir futbolseverde aynı hissi yaratmıyor. Soldan gelen ortaya süzülerek vurduğu kafa, ve üst direğin altına çarparak ağlara giden top Hakan Şükür’ü dahi kıskandıracak cinstendi. Diğer gollerin benzerini haftaya da görebiliriz, ama Harnik’inki basit görünen zor gollerden biri olarak genç santraforların izlemesi gereken bir vuruş.