11.HAFTA
“Türk dönüşü”, yasak olmasına rağmen yapılan “U” dönüşleri için günlük Almanca'da kullanılan bir tabirdi. Ta ki, Fatih Terim ve beraberindeki 23 Türk pasaportlu futbolcu 2008 yazında bu tabirin anlamını sonsuza dek değiştirene kadar. Arka arkaya 3 maçta geriye düştükten sonra Avrupa Futbol Şampiyonası’nda o yaz yaşananları hatırlatmaya gerek dahi yok. Sadece bu turnuvadaki dördüncü ve son Türk dönüşü denemesinin bizzat Almanlar tarafından engellenmiş olmasını, bu tabirin geçirdiği anlam değişimini tamamlayan hüzün ve tebessümle karışık bir ayrıntı olarak hatırlayabiliriz belki.
Milli takımımızın yaşattıkları kadar mucizevî olmasalar da, bu geri dönüşlerden Bundesliga’da bu hafta tam 3 tane gerçekleşti. İlk yarı sonunda soyunma odasına galip giden Bremen, Fürth ve Stuttgart’ın maçlarında; 90 dakika sonunda 3 puanı alan takımlar sırasıyla Schalke, Mönchengladbach ve Hannover oldu.
Schalke evinde ağırladığı Bremen karşısında pek ev sahibi gibi oynayamadı. Sanki asıl ev sahibi Bremen’di. Hatta bu ev sahipliği işini o kadar ciddiye almışlardı ki, Bremenli Arnautovic sağ açık olmasına rağmen Schalke sol beki ve Avusturya milli takımından arkadaşı Fuchs’a, Bremen yarı sahasına her gelişinde ev sahibi edasıyla eşlik etti. Bu sayede sağ bek Selassie, Bremen ceza sahasını serbestçe gezmek isteyen Schalke’nin kiralık golcüsü Afellay’la daha yakından ilgilenip Hollandalı’ya orta yapmayı ve şut atmayı unutturdu. Kanattaki bu arkadaşlık zaten takımı 0-1 geride olan Schalke teknik direktörü Stevens’i fazlasıyla rahatız edince, Alman futbolunun gelecek vadeden yıldızlarından Draxler, ikinci yarıda Afellay’ın yerine oyuna girdi. Beraberlik golü Löw’ün kendisini ilk defa milli takıma çağırdığını öğrenen Neustaedter’in mutluluktan havalara sıçrarken soldan ortalanan bir topla buluşan kafasından geldi. Haftanın ilk geri dönüşünü tamamlayan gol de; Fuchs, Arnautovic, Afellay ve Selasie dörtlüsünün kanatta kurdukları okey masasına müdahale için Stevens’in yolladığı Draxler tarafından atıldı. Schalke: 2 - Bremen: 1 (iy: 0-1)
İkinci geri dönüşün yaşandığı Stuttgart’ta ise konuk, daha iki hafta önce 2-0’a getirdikleri maçı 9 dakikada 2-3 kaybeden ve dolayısıyla geri dönüş ne demektir çok iyi bilen Hannover’di. İlk yarı sonunda 2-0 geride olan taraf bu sefer onlardı ve ikinci yarıda 16 dakikada 4 gol atarak maçı 2-4’le çevirdiler. Bu geri dönüş Hannover’in Bundesliga’da 2-0’dan çevirdiği ilk maçken; Stuttgart 13 yıldır ilk defa 2-0’dan maç vermenin şokunu yaşadı. Tam 3 penaltının (1 Stuttgart, 2 Hannover) çalındığı mücadele bu açından sezonun ilk mücadelesi olurken, Hannover’li futbolcular tarafından Stuttgart kale direkleri arasına gönderilen 4 topun 4’ü de gol oldu. Stuttgart: 2 – Hannover: 4 (iy: 2-0)
Haftanın 3. geri dönüşünü yapan Gladbach’ınki muhtemelen bu haftaki geri dönüşlerin en kolayıydı. 3 haftadır berabere kalıp bir türlü galibiyet sevinci yaşayamayan Fürth, aşırı motivasyonla başladığı bu maçta 11. dakikada ilk golü de buldu. Ancak bir dakika sonra defansın göbeğinde Thomas Kleine, gole giden rakibini bu kadar telaşla nereye koştuğunu sormak amacıyla (?) omzundan dürtünce, Fürth daha 12. dakikada 10 kişi kalıverdi. Buna rağmen ilk yarıyı 2-1 önde bitirdiler, ancak iki hafta önce Hannover gibi bir deplasmanda 2-0 geriden 9 dakikada 3-2’yi bulan bir takım için 10 kişi kalmış çok daha zayıf bir rakibe 60. dakikaya gelmeden 2 gol atmak çok da zor olmadı. 90+1’de kırmızı kart ve penaltıyla gelen 4. golse sadece bir istatistikti artık ve 90 dakika sonunda yine Fürth’e 3 puan hasreti,
Fürth’e yine hüsran vardı.
Yine Fürth’e esmer…
günler düştü.
HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)
---
Robert Enke* (Hannover 96)
---
Alaba (Bayern Münih)
Stranzl (Mönchengladbach)
Westermann (Hamburg)
Lahm (Bayern Münih)
---
Neustaedter (Schalke 04)
Ribery (Bayern Münih)
Diego (Wolfsburg)
Herrmann (Mönchengladbach)
---
Lewandowski (Dortmund)
Abdellaoue (Hannover 96)
HAFTANIN TAKIMI
Hannover 96
Yukarda da belirttiğimiz gibi 2-0 geriye düştükleri maçta Stuttgart deplasmanında 16 dakikada attıkları 4 golle 3 puanı aldılar. Üstelik Avrupa kupası yorgunu olan bir takım için haftanın takımı olmaya fazlasıyla yetecek bir performans bu.
HAFTANIN YILDIZI
Diego (Wolfsburg)
Magath gitti gideli Wolfsburg’da bir kıpırdanma var ve sonuçlar gelmeye başladı. Bu sonuçların baş mimarı da, kendisinden daha sezon başında beklenen oyunu yeni yeni oynamaya başlayan Diego. Bu hafta biri serbest vuruştan olmak üzere 3-1’lik Leverkusen galibiyetinde 2 gol atan Brezilya’lı, Bundesliga’da aktif futbol oynayan oyuncular içerisinden serbest vuruştan en çok gol atan isim.
HAFTANIN GOLÜ
Marco Reus (Dortmund)
Prusya prensi Marco, Dortmund’un 3 puanı 3 golle aldığı Augsburg deplasmanında 9. dakikada perdeyi açan isimdi. Kariyerindeki ilk serbest vuruş golünü, dar açıya rağmen arka direği görerek sanki yıllardır atıyormuşçasına teknik ve zor bir vuruşla kaydetti.
HAFTANIN KALECİSİ
*Robert Enke (Fenerbahçe, Barcelona, Benfica, Tenerife, Hannover 96, M.Gladbach)
Buraya sığmayacak trajedilerle dolu hayatına girdiği bunalım sonucu 3 yıl önce 10 Kasım’da tren raylarında son veren Hannover’in ve Alman milli takımının eski kalecisini 32 yaşındaydı. Okurlarımızın da hoşgörüsüne sığınıp, naçizane bir saygı duruşu olarak haftanın kalecisi kısmına onun adını yazdık bu hafta. Robert ve 2 yaşında kaybettiği kızı Lara sonsuza dek huzur içinde yatsınlar.