17. HAFTA
“…bat dünya bat! talih iki gözün kör olsun da, piyango bileti sat!” (Tutunamayanlar s.302)
1996’dan 2002’ye 6 yıl çalıştırdı takımını. Bu sürede Hami Mandıralı’dan Andreas Möller’e kadar çok önemli isimlerin yer aldığı kadrolarla kayda değer başarılar elde etti. 97’de UEFA Kupası’nı aldı. 99’da Schalke taraftarı tarafından yüz yılın hocası seçildi. 2001 ve 2002’de iki Almanya Kupası’nı Schalke müzesine götürdü.
Ancak futbol bazen öyle dramatik bir oyundur ki, Huub Stevens bütün bu başarılarına rağmen 2000/2001 sezonunun son 4 dakikasında Bayern’e kaybedilen şampiyonlukla anılır her zaman. O gün Hamburg deplasmanında Bayern 1-0 gerideyken Tomas Ujfalusi’nin geri pasında hakem Markus Merk endirekt serbest vuruşa hükmetmese saydığımız başarılarına bir de Bundesliga Şampiyonluğu ekleyecekti Hollandalı teknik adam. Sadece 4 dakika tutunabildi o kupaya…
Sonrasındaki sezonun arkasından 2002’de ayrılan yollar 2011’de yine kesişti. O zamanın teknik direktörü Ralf Rangnick yaşadığı sağlık problemleri sebebiyle göreve devam edemeyince imdada yine o yetişti. Eylül 2011’de başında geçtiği takımını 3. yaparak Şampiyonlar Ligi’nde gitme hakkı kazandı. Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal’in önünde grubu 1. bitirdi ve bugün Galatasaray’ın muhtemel rakipleri arasına 20 Aralık’taki kurayı bekliyorlar.
Ligde de ilk 9 maçta 20 puan toplayarak 2. sıraya kadar çıktılar. Ezeli rakip Dortmund’u Signal Iduna Park’ta yendiler. Ama ne olduysa bundan sonra oldu. İlk yarının son 8 maçında sadece 5 puan alarak devre arasına ancak 7. sırada girebildiler! Bu düşüşün son ayağında, geçtiğimiz hafta sonu Schalke Freiburg’a kendi seyircisi önünde 1-3 yenilince, teknik direktörlerin futbolun yalnız adamları olduğu bir kez daha kanıtlandı…
Schalke taraftarının yüzyılın teknik direktörü seçtiği Huub Stevens’in görevine son verildi.
2001’de o dramatik maç sonunda Huub Stevens’le beraber şampiyonluk kupasına sadece 4 dakika tutunabilen adamlardan biri de Schalke orta sahasının efsanevi futbolcularından Michael Büskens’ti. Bugün hala, Bayern’li Patrik Andersson o serbest atışı kale içindeki 13 futbolcunun arasından geçirdikten sonra yüzü bembeyaz kesilen Huub Stevens ve göz yaşlarını tutamayan Mike Büskens’in fotoğrafları “gönüllerin şampiyonu” başlığıyla Alman basınında kullanılır.
Büskens bu maçtan yıllar sonra “o gün Schalke bir şampiyonluk kaçırdı belki, ama benim kariyerimdeki son şanstı” demiştir ve şampiyonluk göremeden sahalara veda etmiştir.
Aynı Büskens bugün Fürth’ü çalıştırıyor. O dramatik son maçta sahada beraber mücadele ettiği Gerald Asamoah’ın hocası olarak. Bu sarışın adamın yüzü yine gülmüyor. Fürth’ün tek galibiyeti sezon başında Mainz deplasmanında bir şans golünden geldi. Tam 15 maçtır 3 puan alamayan Büskens’in takımı, bu hafta sonu düşme hattındaki doğrudan rakibi Augsburg’u da yenemedi. (1-1) Fürth seyircisi yarım sezon geride kalırken, evinde galibiyet görmüş değil.
Yani o zamanki adıyla Parkstadion’da Schalke şampiyonluğu kaybederken yerinde olmak istemeyeceğiniz iki adam, bu hafta sonu da yerlerinde olunmak istenmeyecek adamlardı Alman futbolunda.
Biri ligin zirvesine tutunamayıp işini kaybetti,
Öteki birinci lige tutunamıyor bir türlü.
*Ölümünün 35 yılında Türk edebiyatının büyük ustası Oğuz Atay’ın en önemli eserlerinden biri olan “Tutunamayanlar”ın başlığını kendisine bir saygı duruşu olarak aldık bu hafta. Nur içinde yatsın.
HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Ter Stegen (Gladbach)
---
Hedenstad (Freıburg)
Dante (B. Münih)
Hummels (Dortmund)
---
Rosenthal (Freiburg)
Götze (Dortmund)
Schwegler (Frankfurt)
Müller (Mainz)
---
Schürrle (Leverkusen)
Kiessling (Leverkusen)
Shaqiri (B. Münih)
HAFTANIN TAKIMI
Freiburg
Son 5 maçtır deplasmanda yenilmiyorlar. Bu hafta da Schalke gibi bir ekibi yenerek teknik direktörü koltuğundan ettiler. Bu başarıda hocaları Streich’ın payı çok büyük. Buna Bayern teknik direktörü Heynckes de katılıyor olacak ki, “Bence en iyi Freiburg’lu kulübede oturuyor.” şeklinde bir demeç verdi.
HAFTANIN YILDIZI
Marc-Andre ter Stegen (Gladbach)
Gladbach’ın kalecisi Bayern’in kaleye yolladığı 8 şutun 7’sini çıkardı. Sadece 1 tanesinde Shaqiri’yi durduramadı ve takımının zorlu Bayern deplasmanından 1 puan almasını sağladı.
HAFTANIN GOLÜ
Ken İlsö (Düsseldorf)
Hafta sonu Galatasaray-Fenerbahçe derbisini izlemeyen futbolsever yok denecek kadar azdır. O sebeple anlatmak zor olmayacak. Danimarkalı futbolcu ilk golünü Selçuk İnan’ın serbest vuruşuna benzer bir noktadan, benzer bir baraja karşı attı. Ancak o Volkan’ın Selçuk’un vurmasını beklediği yere vurdu. Top üst direkle yan direğin birleştiği noktaya gitti.