16. HAFTA
David Hilbert, Klaus Fischer, Jens Franke, Werner Hildebrand… Haftanın on biri gibi başlayan bu liste aslında futbola pek yakın olmayan bir grubun içinden birkaç örnek. 2+2’nin asla 4’ten başka sonuç vermediği, matematik dünyasının ünlü Alman matematikçilerinden birkaçı onlar. 2+2’nin çoğu zaman 4 etmediği Alman futboluyla isim benzerliğinden öte değil alakaları.
Yine de, kâğıt üzerinde kurulan sistemlere, kadrolara, hesaplara, kitaplara rağmen Bundesliga’da o kadar beklenmedik olay gerçekleşti ki bu hafta sonu; maçlar öncesi yazılan bütün denklemleri revize etmeden önce onlara bir saygı duruşunda bulunmadan olmazdı bu hafta.
Her şey Dortmund-Wolfsburg maçında hakem Wolfgang Stark’ın “Dortmund’un çıkarma üzerine dağılma özelliği var mıdır?” sorusunu çözmeye karar vermesiyle başladı. Signal Iduna Park’ta tam da beklendiği gibi 6. dakika itibariyle Dortmund 1-0 öndeyken ve Wolfsurg karşısında oyunun tek hâkimiyken, oyunun tek hakemi Stark; “Wolfsburg< Dortmund” eşitsizliğini Dortmund’dan Schmelzer’i çıkarıp, sol tarafı “Wolf” parantezine almak suretiyle bir anda değiştiriverdi. 35. dakikada gelen bu haksız kırmızı kart sonunda (Sonradan Wolfgang Stark Dortmund’dan özür diledi, ancak olan Dortmund’un 3 puanına oldu) haftanın ezber bozduran ilk denklemi de tahtaya yazılmış oldu:
Wolf*(sburg + gang) > Dortmund-Schmelzer
Stuttgart-Schalke maçındaysa dersin konusu “diziler ve seriler”, hocanın ismi Vedad İbisevic’ti. Bosnalı santrfor 3-1 biten maçta takımın üç golünü de atan isimdi. Bu mağlubiyetle Schalke 5 maçtır galip gelememe serisine devam ederken; Stuttgart bu sezon ilk defa 3 maçta 3 galibiyetle 9 puanlık bir seri yakalamış oldu. Maçı özetleyen denklem o kadar çok Ibisevic içeriyordu ki, Schalke’nin isminin sonundaki ünlü 04 bile onları mağlubiyetten kurtaramadı:
(Ibisevic +Ibisevic + Ibisevic)*Stuttgart > Schalke + 04
Liderin takipçilerinden devam edersek, Leverkusen’in Hannover deplasmanına gittiği maçta bir süredir bu köşede ismine pek yer veremediğimiz Almanya panoramanın “en”ler listesinin eski müdavimlerinden Huszti yine olmadık bir istatistiğe imza attı. İki defa ceza sahasında düşürüldü, takımına iki tane penaltı kazandırdı ve kazandırdığı penaltıların ikisini de o attı. Huszti*Huszti , Leverkusen’in liderle olan puan farkını açan katsayı oluyordu böylece:
Huszti^2*Hannover > Leverkusen
Frankfurt’ta sözü söyleyen doğal olarak sahadaki futbolculardı belki, ama rakip Werder Bremen olunca kenardaki teknik direktörlerin hikâyesinden bağımsız incelemek zordu bu eşleşmeyi. Frankfurt teknik direktörü Armin Veh evinde tam 3 farklı takımla (Stuttgart, Rostock, Hamburg) 5 maçtır Bremen çalıştırıcısı Schaaf’ı yeniyordu. Tarife Frankfurt’la da değişmedi. Veh’in Frankfurt’u, Schaaf’ın Bremen’ine ikinci yarıda tam 4 gol atarak 4-1 biten maçı özetleyen denklemi net bir şekilde yazdı:
Frankfurt + Veh > Bremen – Schaaf
Takipçilerinin hesapları sahada böyle şekillenirken, Bayern Münih’in kâğıt üzerinde yaptığı bütün hesaplar, haftalardır olduğu gibi bu hafta da tutmaya devam etti. Onların denklemi ligin en başından beri en net ve en basit denklem:
Bayern Münih = Lider
ve bu denklemde Bayern Münih 37. haftaya giderken, “Lider” de şampiyonluğa gidiyor… emin adımlarla.
HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Giefer (Düsseldorf)
---
A. Dominguez (Gladbach)
Dante (Münih)
Naldo (Wolfsburg)
---
Feulner (Nürnberg)
Diego (Wolfsburg)
Huszti (Hannover)
Ribery (Münih)
---
Rudnevs (Hamburg)
Ibisevic (Stuttgart)
Dost (Wolfsburg)
HAFTANIN TAKIMI
Eintracht Frankfurt
Birinci ligin sürpriz ekibi tamlaması sezonun ilk yarısında onlar için çok kullanıldı. Ancak öyle bir istikrar ve üretkenliğe sahipler ki, bu tamlamadan sürpriz kelimesini atmanın zamanı geldi bize göre. Bir mucize olmazsa onlar önümüzdeki sezon da “birinci ligin ekibi” olacaklar. Bremen’e 4 atmak kolay bir iş değil. Haftanın takımı olmaları için fazlasıyla yeterli bir performans bu.
HAFTANIN YILDIZI
Vedad Ibisevic
Bosnalı, Bundesliga kariyerinin ikinci hattrickine imza attı bu hafta. İlki Hoffenheim formasıyla gerçekleşmişti. Hattrick haftanın futbolcusu olmak için yeterli olmayabilir bazen, ama Schalke 04 karşısında yapılıyorsa fazla tartışacak bir şey kalmaz geriye.
HAFTANIN GOLÜ
Juan Arango
Gladbach’ın sol ayaklı oyuncusu sayesinde Almanya Panorama’nın bu bölümünü neredeyse her hafta kopyala-yapıştır kolaylığında hazırlıyoruz. Bir kaleci topu uzaklaştırmak için ceza sahasının dışına çıkıyorsa o topu mümkün olduğu kadar uzaktan taca atmalıdır. Hele attığı bölgede Juan Arango gibi bir sol ayak varsa kesinlikle taca atmalıdır. Atamazsa hayatında çok nadir göreceği bir falsoyla yarı sahadan golü yer. Bize de haftanın golünü seçmek için büyük kolaylık sağlar.
HAFTANIN İMAJI
Diego (Wolfsburg)
Bıyıklı Brezilyalı deyince akıllara ilk Luiz Felipe Scolari gelir herhalde. Diego öyle bir bıyıkla Dortmund maçına çıktı ki, artık akla ilk o geliyor. Merak eden google’da aramalı.