Fenerbahçe, Avrupa’daki başarılı çıkışlar yaşamının tantanasından sıyrılıp kendine gelmelidir artık...
Aslında Chelsea maçına kadarki sarı-lacivertli ekibi hatırlarken, saygı duyulacak yarışma tempoları, müthiş bir düşünsel birikimden yola çıkan duygu ve “özveri patlamasının” keyifli anıları tüm tazeliği ile yaşıyor hafızalarımızda... Tamam da, Chelsea’ye turu adeta hediye edercesine hedefsiz ve yavaş oynayan sarı-lacivertli takımın nerelerde hata yaptığını da incelemek gerekmektedir. Gereklidir, çünkü Fenerbahçe’nin lige dönüşünde hem teknik beyinlerde hem de yarışmacı bazı isimlerde tam bir “rehavet ve rakibi hafife alma” gibi şampiyonluk adına son derece tehlikeli sinyaller göze çarpmaktadır. Sorun orta sahada çok belirgindir. Alex’in hareket alanını çok adamla kontrol eden her takım Fenerbahçe’nin hücum hazırlıklarını kolayca kilitlemektedir.
Evet, Aurelio-Deivid gibi isimler hemen devreye girmek için hareketlenmekteler. Ancak Maldonado’nun hantal düşünceleri, oynama çabukluğunu etkilemekte ve ortaya “iki eksikle topal kalan bir orta alan kaosu” çıkmaktadır. İşte Fenerbahçe’deki arızalı bölgenin en can alıcı noktası buradadır.
Emeklere yazık olur
Ligin en kritik haftaları oynanırken ve de şampiyonluk kurdelasına sadece dört hafta kalmışken, bu duruma çare yaratmak gerekmektedir. Çünkü, Alex’in üstüne ısrarla uygulanan “markajdaki sert üslup” önümüzdeki hayati yarışmalarda daha da yoğunlaşacaktır. Alex şöyle veya böyle bu badireleri yaşayacaktır. Çünkü profesyonel futbolun doğası böyledir. Ancak bir türlü havasını bulamayan ve rakip defansın üstüne taşınmakta son derece tembel kalan Maldonado konusuna Zico usta acilen çare bulmak zorundadır.
Selçuk keşke sezon sonuna kadar devam etseydi de Maldonado da gelecek mevsime “tığ gibi bir fizik ve çabuk düşünüp çabuk oynama üstüne yoğunlaşmış” bir kafayla başlayabilseydi.
Kezman mı, Semih mi konusuna girmek cümle alem kalemi her gün yazıp çizdiği tekrardan öte ne işe yarar ki? Orta sahadan mükemmel ara pasları, kanatlardan dolu dolu yan ortalar yağmadıkça uçtaki oyunculardan neyin hesabını sorarsınız ki? Mental ve fiziki yorgunluk alametleri gösteren Fenerbahçe’de Uğur Boral’ın müthiş enerjisine de çok ihtiyaç vardır bu “son depar devresinde”... Bu konuda Zico’nun da düşünmesi ve ilk on birlerde hata yapmaması son derece önemlidir.
Özetlersek, Fenerbahçe’de tam bir “alarm dönemi” yaratılmalıdır. Ligin son dört haftasında öyle eline topu alan penaltı noktasına koşarsa, olur olmaz pozisyonlarda “her kafadan ayrı seslerin çıktığı havası tribünleri sarıp sarmalarsa” korkarız Fenerbahçe Yönetimi’nin tüm emeklerine ve de camianın fedakarlıklarına “yazık olur”...