Fenerbahçe oldukça bilinçli başladığı Manisa’daki lig oyunundan bir çuval inciri berbat ederek ayrıldı...
Lugano’nun yokluğu sarı-lacivertli takımda maç boyunca “yanık kokusu” gibi hissedilen bir aksaklığı yansıtıyordu tribünlere. Derli, toplu oynayan ve tek top kullanarak aradığı ilk golü de bulan Fenerbahçe yine tek gollü kazanıma iş bitmiş gibi bakma yanlışlığına düştü.
Mehmet Topuz ile Özer’in başarılı kanat çıkışları, Cristian ve Emre’nin orta alanda kullandıkları isabetli ve göz alıcı paslarla oyun sürüp, giderken daha ciddi olarak ikinci sayıyı da şu veya bu şekilde kazanmak doğrusu, Fenerbahçe gibi bir takımın maç değerlendirmelerinin alfabetik gereği olmaz mı?
Bilica savunmanın göbeğinde hele Lugano’suz da kalınca iyice sırıtmaya başladı. İki bekin, Manisa’nın korkular yaratan kontrataklarını sezinledikten sonra biraz daha Bilica’ya yakın olup, ondan kurtulacak topları almaları gerekmez miydi? Fenerbahçe’de işler iyi başlıyor, ancak devamında takımın genel anlamda bir strateji noksanlığı içine sıkışıp kaldığı birkaç haftadır dikkatle izleniyor. Cümle alemin kolayca görebildiği bir eksikliği teknik kulübe neden fark etmez anlayamıyorum. Ayrıca Aykut Kocaman kardeşimiz artık tribünlerde görüntü vermekten daha ileri adımlar atarak, o da Türkiye’nin kıymetli bir teknik adamı olduğuna göre Fenerbahçe’nin eksiklerini Daum’la çatır çatır konuşarak, anlaşarak paylaşmasını zamanlama olarak aşmıştır. Bizden söylemesi.
Alex’in ilk sayıdaki müthiş topun üstünden atlama figürünü zevkle seyrettik. Ancak Alex’in de hem ligin diğer hocalarına deşifre olduğu hem de dar alanlarda yarattığı eski yeteneklerden şimdilerde hayli uzak kaldığı açıkça ortada.
Emre hâlâ yere düştüğü an büyük bir sinir havası yaratarak çatacak adam arıyor. Halbuki önemli bir futbolcu olduğu için rakibinin kendisine tatlı sert girmesi kadar doğal ne olabilir ki... Ayrıca ufak, tefek fizikli ünlü futbolcuların kaderidir bu. Emre bu gerçekleri kabullenir ve bu sinir illetinden ne kadar çabuk kurtulursa hem kendisi hem de Fenerbahçe orta sahası aynı hızla toparlanır.
Evet ameliyathane kapısında heyecanla bekleşen aile dışarı çıkan doktora koşarak sormuş; “Hocam nasıl geçti?“ diyerek... Doktor belki biraz uzun süren ameliyatın yorgunluğu belki de hastayı kaybetmenin psikolojisiyle ağzından kaçırmış; “Operasyon çok iyiydi, ama maalesef hastayı kaybettik“ demiş...
Uydu mu, uymadı mı bilmem. Ama Fenerbahçe iyi görüntüde başladığı bir gecede çok önemli iki puanı kaybetti. Hatta az kaldı 3 puandan olarak belki de çok ağır bir yara alacaktı. Dileriz bu berbat gecenin faturası gelecekte şampiyonluk kaybıyla ödenmez.